-"soğuk kahve ☕"

Nişanlıyım!

Barış: Ne konuşuyordunuz burada? Hı hı...
Ebru: Şey, bizde tam gidiyorduk...
Barış: Var mı öyle hemen gitmek? Hemde kendi evinize gelip neden girmiyorsunuz içeri? Ben size bir süpriz yapmak istedim. E ne duruyorsunuz, hadi! Gelin içeri. Özellikle de sen... Sude.

       Kısa bir an sessizlik olur. Barış Sude'yi göz hapsine almıştır. Sude hiçbir şey söylemiyordur. Sadece sessizce ve kaskatı bekliyordur.

Ebru: Benim halletmem gereken bir iş vardı.
Barış: Sen gitmek istiyorsan gidebilirsin. Sude, sen içeri gir.
Sude: Bana kim olarak içeri girmemi söylüyorsun?
Barış: (Boğazını temizler.) I ım I ım, arkadaşın olarak.
Sude: Daha yeni tanıştık. Nereden bu samimiyet?
Barış: Sen hep böyle soru soracak mısın?

       Sude bu kadar ukala bir insanın karşısında korkmak istemez ve olacakları tahmin etmesine rağmen içeri girer. İçindense Ebru'ya küfretmektedir.

Barış: Sen otur. Ben bir yorgunluk kahvesi yapıp geleyim.

       Sude bu numaraları yemezdi. Kahvesinin içine ilaç koyacağını biliyordu. Aklına bir fikir geldi. Barış sonunda geldi ve Sude'ye kahvesini uzattı. Sude'nin planını uygulamasının tam zamanıydı.

Sude: Ee, sen kendine yapmayacak mısın? Ben yanlız içmek istemiyorum...
Barış: Tamam, kendime yapıp geleyim.

       Sude anında fırlar ve camdan aşağı kahveyi boşaltır. Bunu tahmin eden Barış kendine zaten yaptığı kahveyi alır ve Sude'nin yanına gider. Sude'nin kahveyi camdan boşalttığını görür.

Barış: Ne yapıyorsun?

       Sude B planını uygular.

Sude: Şey, kahve çok sıcaktı da. Hem içip hem soğutmak için böyle içtim. Hem, soğuk kahve en güzelidir.

Barış: (Yanlış gördüğünü düşünür.) Soğuk kahve?
Sude: Öyle.

       Barış, Sude'nin kahveyi içtiğini düşünür. Planının işe yaradığı sevinciyle Sude'den bardağı alır ve mutfağa geri koyar. O sırada Ebru arar. Sude Ebru'nun kendisini merak ettiğini anlar ama ona bozulmuştur ve bu yüzden telefonun ısrarla çalmasına aldırmaz. Telefonu hiçbir şekilde açmaz. Barış'ın amacı Sude'yle biraz sohbet etmektir ve ilaç etkisini gösterdiğinde emeline ulaşamaktır. Barış Sude'nin karşısına oturup sohbeti başlatır ama Sude'nin çalan telefonu sohbeti hep böler. Barış sonunda dayanamaz ve "Açsana şu telini." der. Sude açmayacağını söyler. Barış "Yoksa sevgilin mi?" der. Sude'nin aklında hemen ışıklar yanar. Hiç düşünmeden "Hayır, nişanlım." der. Bunu söylerken gram düşünmez.

       Barış çok şaşırır. Çünkü bu kız daha 16-17 yaşlarındadır ama nişanlıdır. Akıl sır erdiremez. Ama Sude'yi rahat bırakması gerektiğini anlar. Sude bunu fırsat bilerek "Benim artık kalkmam lazım." der. Ama Barış onu kolay kolay bırakmayacaktır. Sude "Nişanlım beni arka sokakta bekliyor, gitmeliyim." diyerek yırtar. Ama bir daha ki sefere nasıl kurtulacak gerçekten bilmiyordur.

       Evden çıkar ama Barış'ın hala Ebru'ların evine nasıl girdiğini bilmemektedir. Gerçi böyle bir sapıktan herşey beklenir. Barış'ın binadan çıktığına emin olduktan sonra kendi evine girer. Akşam yemeği için iştahı kapalıdır. Hemen duş alıp yatar.