Lanetin İlk Günü

1.2K 42 4
                                    

Yıllar sonra annesinin doğduğu köye,Körpece Köyüne gelmişti Meryem,en son bu köye geldiğinde henüz 6 yaşındaydı,sonrasında İstanbul'a taşınmıştılar,
Nürvet;Dilek odasında,istiyorsan git,odayı hatırlıyorsun değil mi?
Meryem;tabii ki,yukarıda,ikinci katta en son oda
Nürvet;İyi hafızan varmış
Güler ve merdivenleri çıkar,en son odaya gelip kapıyı tıklatır,içerden 'gir' sesi gelir,kapıyı açar ve kuzeni Dilek'e bakarak 'Yabancı kabul ediyor musunuz Dilek hanım?' Der,Dilek'in biranda yüzü güler,ayağa kalkar ve 'inanamıyorum ya' der ve sarılırlar,
Dilek;Nişanına gelemedim ya,utanç sebebi bu benim için
Meryem;Aman kız boşver,bak biz geldik işte
Dilek;Tabi ya,enişte nerede?
Meryem;Ahırda babana yardım ediyor
Dilek;Tamam o zaman sonra tanışırız damatla
Meryem;Ee sen evlenmeyi düşünmüyormuşum?
Dilek;Dur kız anlatayım:Köyde bir çocukla görüşüyorum,bana 'beni Bursa'da,Tophane'de,Heykel'de en güzel evlerde yaşatacağını' söyledi
Meryem;Zengin mi bu çocuk?
Dilek;Benim istediğim gibi,kalbi zengin
Meryem;Ee,Kim bu çocuk?
Dilek;Söylemem
Meryem;Hadi hadi,kim bu ?
Dilek;Ya Meryem sende mi?
Meryem;Ne oldu ki?
Dilek;Ya köyde Onur diye bir çocuk var,çok iyi birisi ama biraz dengesiz,ne yapacağı belli değil,birgün gölün orda dolaşıyoruz bununla,çok güvenilir diye buna bahsettim bu olaydan,köyden kimseye söylemedim bu olayı,bir tek buna,başladı bu 'kim bu çocuk?ben tanıyor muyum?Bu köyden mi?'başımın etini yedi,sonra neden söylemiyorum diye bana bağırdı
Meryem;Terbiyesiz
Dilek;ertesi gün geldi özür diledi,arkadaşına sinirlenmiş ama eskisi gibi olmayacak aramız
O sırada Nihal kapıyı çalar,içeri girer ve 'yemeğin hazır olduğunu annesinin onları yemek yemek için aşağıya çağırdığını' söyler
Meryem ve Dilek aşağıya iner,Meryem,Dilek ile Deniz'i tanıştırır,
Hüseyin;Meryem kızım hoşgelmişsiniz
Meryem;Hoşbulduk enişte,nasılsın?
Hüseyin;İyiyim sağılasın
Nürvet;E hadi buyurun sofraya
Yer sofrasında Nürvet'in yaptığı cantıkları yerler yemek sırasında Hüseyin,Meryem'e 'çok becerikli damat aldığını' söyler ve ekler
Hüseyin;Herşeyi tam ama birde kahve ortamınada bir alışsın,bu akşam kahveye gideceğiz damatla
Yemek biter Hüseyin damat Deniz'ide alıp köy kahvesine giderler,
Hüseyin kahveye girer ve;Cümleten Selamın Aleyküm
Kahve 'Ve Aleyküm Selam' diyerek karşılık verir Hüseyin,İbrahim'i çağırır
Hüseyin;İbo,bu bizim damat,İstanbullu olan,şuna pişti mişti iki kart oyunu öğretelim
İbrahim;Oo hemen,damat bey hoşgeldiniz,sefalar getirdiniz
Hüseyin;Senin oğlan nerelerde evde mi?
İbrahim;Yok buralardaydı,İsmail,gel bakayım bi
İsmail;Buyur baba
İbrahim;Otur şuraya pişti filan oynayacağız
İsmail;Tabi ki babacığım
Saatler süren oyunun ardından çaylar gelir o sırada İsmail elini Deniz'e uzatır ve
İsmail;Selam,ben İsmail
Deniz;Bende Deniz
İsmail;Nerdensin?
Deniz;İstanbul
İsmail;Ulan ne şanslısın be
Deniz;Niye?
İsmail;İstanbullusun
Deniz;Yani İstanbul güzel ama ben kalabalık sevmiyorum
İsmail;Neyse zevkler ve renkler tartışılmaz sonuçta,Körpeceye mi taşındınız?
Deniz;Yok ya ben Hüseyin amcanın damadıyım tatile geldik,haftaya İstanbul'a geri döneceğiz inşallah
İsmail;öyle mi?
Deniz;Eh,Öyle işte
İsmail;Sen bu köyde yenisin,benden söylemesi,Adem'e dikkat et derim
Deniz;Öyle mi dersin?
İsmail;Aman dikkat!
Deniz;Neyse,Saol yinede
Bu muhabbet gece geç saatlere kadar sürer gece 12:30 gibi herkes kahveyi terketmeye başlar,İbrahim,Hüseyin,Deniz,İsmail muhabbete eve varana kadar devam ederler
Hüseyin ve Deniz eve geldiklerinde vedalaşırlar
İsmail;Deniz,Allah'a emanet kardeşim,kendine iyi bak yarın görüşürüz inşallah
Deniz;Sende kardeşim Allah'a ısmarladık
İbrahim;Hadi cümleten iyi geceler
Hüseyin;Hadi iyi geceler
İçeri girerler
Nürvet,Deniz ve Meryem'e yatacakları odayı gösterir
Nürvet;Kızım,siz burda uyuyun,birşey olursa haber verirsiniz
Meryem;Tamam Teyzeciğim iyi geceler
Nürvet;İyi geceler
Odanın kapısını kapatır ve lanetli bir güne uyanmak için uyurlar...
Ertesi sabah tüm Körpece 'Nasıl Kıydınız,Nasıl Yaptınız' feryatlarıyla uyanır,Evdekiler apar topar dışarı çıkıp köy meydanına inerler
Dilek,Onur'a neler olduğunu sorar
Onur;İsmail,İsmail'i öldürmüşler
Dilek şaşırır ve dona kalır,Meryem yanına gelip Dilek'e ne olduğumu sorar
Dilek;Köyden birisi öldürülmüş
Meryem;Kim öldürülmüş
Dilek;İsmail diye bir çocuk
Deniz;İbrahim emminin oğlu olan mı?
Dilek;Evet
Deniz;Hadi be!Ciddi misin?
Dilek;Evet,Onur söyledi
Deniz;Jandarmaya haber vermişler mi?
Onur;Evet,Şuan evde inceleme yapıyorlar,sen İsmail'in akrabası mısın?
Deniz;Yok,dün tanışmıştık,gül gibi çocuktu,borcu,düşmanı filan var mıydı?
Onur;Yoktu,bakacağız işte,jandarmalar ne açıklama yapacak
O sırada komutan Onur ve Deniz'in bulunduğu bölgeye gelir,İkisininde sorgusunun alınması gerektiğini,bu yüzdende köyün dışındaki Jandarma Karakoluna gelmeleri gerektiğini söyler,Deniz ve Onur karakola giderler,önce Deniz sorguya alınır
Komutan;Evet İstanbullu,dün İsmail'le konuşmuşsunuz kahvede
Deniz;Evet komutanım
Komutan;Peki onda hiç garip tavırlar farkettin mi?
Deniz;Yok,hiç garip davranışları yoktu,aksine çok sıcakkanlıydı
Komutan;Peki sana hiç düşmanlarından,borçlu olduğu birilerinden bahsetti mi?
Deniz;Biz öyle havadan sudan konuştuk,fazla tanımışlığım yok kendisini
Komutan;Peki,köydeki tüm erkekleri sorguluyoruz,ondan dolayı seni buraya aldık,bize zamanını ayırdığın için sağol
Deniz dışarı çıkar,Onur'un yanına gider
Onur;Noldu?
Deniz;Köydeki herkesi sorguluyorlarmış,sıra sende herhalde
Komutan,Onur'u odaya alır,Sorgu öğlene kadar sürer,öğlen olunca Onur ve Deniz eve dönerler,
Deniz durgundur,Meryem ona kahve getirir,camdan dışarıdaki Kızıltepe Gölü'nü izleyen Dilek;Kim öldürmüş olabilir ya hala aklım almıyor
O sırada Deniz kahveyi koltuğun kenarına bırakır ve ayağa kalkıp
Deniz;İsmail bana dün Adem diye birisi var ona dikkat et demişti,Adem yapmış olmaz mı?
Dilek;Yok,Adem yapamaz,yapmaz da zaten
Deniz;Neden yapamaz
Dilek;Adem Kayseri'de
Deniz;Emin misin?
Dilek;Evet
O sırada Hüseyin içeri girer ve;Damat,hadi son görevi yapmaya
Deniz abdest alır önce komşu M... köyüne cenaze namazını kılmaya,sonra Körpece mezarlığına doğru ilerlerler Deniz eline bir kazma alır ve kazar,o sırada sanki bulutlar İsmail'e ağlıyorlarmışçasına yağmur yağar,sonrasında Sadri hoca gelip İsmail'in cansız bedenini toprağa gömer,dualar okunur Deniz eline kazmayı alır o sırada İbrahim Emmi;Deniz oğlum sen dinlen biraz biz kazalım
Deniz kazmayı İbrahim Emmiye verir ve mezarlık duvarlarının oraya yaslanarak soluklanır o sırada köyden bir çocuk elinde cantık ve ayran ile Deniz'in yanına gelir;Buyur Bilader
Deniz;Sağol
Yusuf;Ben Yusuf
Deniz;Bende Deniz
Yusuf;Karşı köyden misin?
Deniz;Yok eşim bu köyden
Yusuf;Kimin damadısın?
Deniz;Hüseyin Emminin
Yusuf;Nürvet Ablaların yani
Deniz;Evet
Yusuf kafasını sallar ve cantıktan bir ısırık alır
Deniz;Yusuf sen bu köydensin değil mi?
Yusuf;Evet
Deniz;İsmail bana Adem diye birinden bahsetmişti,dikkat et ona demişti,o yapmış olmasın?
Yusuf;Olamaz çünkü Adem Kayseri'de,hem zaten İsmail ile Adem iyi arkadaştı
O sırada Sadri hoca herkesi duaya davet eder
Dua okunduktan sonra eve giderler
Yemek yenirken ölüm sessizliği vardır,bu sessizliği Hüseyin bozar;Damat yarın bizim kızları al Bursa'ya götür
Deniz;Tamam Enişte
Akşamda ölüm sessizliği devam eder,gece olmuştur,herkese iyi geceler diyerek erkenden odaya gider ve uyur,rüyasında ise kabus görür...

Haset:Şeytan'ın Köyü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin