Öncelikle hepiniz şaşırdınız biliyorum. Aslında bu hikaye farklı bir kurgu ve farklı bir isim aynı zamanda farklı oyuncularla karşınızdaydı fakat ben Asi Prenses'i yazmaya başladığımda bile aklımda belirli bir kurgu yoktu. Hikayeyi baştan değiştirdiğim için bütün Asi Prenses okuyucularına çok özür diliyorum. Ama hikayeden ne kadar soğumuşsam bilgisayarın başına geçip hiçbir şey yazamadım bile. Kaç kere aklıma gelen fikirleri kağıda dökebileyim diye elime kalemi aldıysam da olmadı o derece bir tutukluk . Aklınızdaki karışıklık silinsin diye yazdım bu yazıyı . Ama aklınızda Asi Prenses varsa o kafanızdaki her şeyi silin. Bu sefer tamamen farklı bir kurgu , tamamen farklı bir hikayeyle karşınızdayım. Hikayenin ana karakteri yine Barbara . Fakat burada yeni ismi "Pera" değil de "Gece" Umarım kafanızdaki karışıklığı silebilmişimdir. Şimdi hikayenin girişine başlıyorum.
Henüz 15 yaşındaydı genç kız. Yağmurun verdiği etkiyle sarsılarak dağılmış arabanın içinde ne olduğundan habersizdi. Ağlayarak indi arabadan . Zaten soğuğu ve yağmuru sevmezdi. Nedenini şimdi anlıyordu . Titreyerek etrafına bakınmaya başladı. Arabadan çıkan dumanlar bir sis gibi önünü kapatıyor görüş alanını engelliyordu. Yoldan geçen ne bir araba ne de bir insan vardı. Bu onun daha da korkmasına sebep oldu. Arabanın önüne geçtiğinde ağzından iki kelime dökülebildi sadece ;
"Anne ? Baba ?"
Büyük bir korkuyla uyandım. Gördüğüm rüyanın vermiş olduğu büyük etkiyle gözlerimden 2 damla düştü . Kendimi sakinleştirmeye çalışırken komodinimin yanında duran bardaktaki suyu kafama diktim. Yine aynısı olmuştu..
"Yine aynısı oldu değil mi?"
Korkum yakınımda olan sesle daha da büyürken gözlerimi yanımdaki kişiye diktim.
"Evet Gülizar teyze." Gülizar teyze yaptığımız kazadan sonra beni yanına alan tek insandı. İlk başta ne kadar yabancı baksam da zamanla ona alışmıştım. Beni bu yaşıma kadar büyüten sahip çıkan oydu . Size böyle davranan birine nasıl yabancı bakabilirsiniz ki?Gelip yanıma oturdu. Şefkatli gözlerini gözüme dikti ve eliyle sırtımı ovaladı.
"Olur böyle şeyler kızım. 4 sene oldu . 4 senedir annen ve babanın yokluğu seni çok hırpaladı . O kaza da öyle . Yaşadığın şeyler kolay şeyler değil ama sen çok güçlü bir kızsın. Bunu da atlatacaksın ben eminim şimdi hayatına devam edebildiğin gibi. "
"Ama anlamıyorum .. Ben güçlü biri değilim ."
"Sen tahmin ettiğimden çok daha güçlüsün. Bu eve ilk geldiğin günü hatırlıyor musun? Ağlıyordun, küçüktün, konuşmuyordun , bütün gün kendini odana kapatıp hiçbir şey yemiyordun. Dayanamayacağını ve hayatına devam edemeyeceğini söylemiştin. Tıpkı şimdiki gibi inatçıydın " deyip güldü.
Bende güldüm .
"Diyeceğin şeyi biliyorum ama şimdi 20 yaşındayım . Ve hayat devam ediyor.."
Gülizar teyze gülüşünü daha da genişletti ve kahkaha attı bende onunla birlikte güldüm. Yanımdan kalktı ve bana elleriyle hadi işareti yaptı.
"Hadi bakalım kalk giyin kahvaltı hazır uçağa geç kalacaksın sonra yanıma gelip tekrar üniversiteyi kaçırdım deme hee."
"Tamam tamam kalkıp giyiniyorum ." ne kadar sıkılmış görünsem de üniversiteye gitmek istediğim her halimden belliydi. Ama orada yeni başlayacak olan hayatım ve Gülizar teyze'ye veda etmek en zor durumlardan birisiydi bir yandan da korkuyordum yani.
Bu arada kendimi tanıtmadım.
Adım "Gece."
Sanıldığı gibi bir kız değilim. Hatta tamamen berbatım . Belirli bir becerim, özelliğim yok. Adımın anlamı annemin geceleri çok sevmesiymiş adımı da o koymuş. Genelde birazda olsa utangaç ön plana çıkmak istemeyen bir kızım. Okulumda en arka sıraya oturan kimse beni görmesin diye kendimi binbir işkenceler ederek saklamaya çalışan bir kızım. Fazla arkadaş grubum yok. Yani en azından yoktu. Artık sadece bir tane var ona da veda etmek zorundayım. Gideceğim yerde de bir bakıma bu yüzden korkulu yaklaşıyorum çünkü orada hiç arkadaşım olmayacağına eminim. Bana acındırıcı gözlerle bakan insanlar olacak sadece . Fazla oyalanmadan kıyafetlerimi giyindim saçlarımın uçlarını bukle bukle yaptıktan sonra odamdan çıktım . Ayakkabılarımı merdivenlerden inerken zar zor giymeye çalışırken kahvaltı masasına oturdum.
--2 SAAT SONRA -HAVAALANI---
Koştura koştura havaalanının önüne geldiğimizde nefes nefese
"Kesin geç kaldık." diye söylendim korkarak.
"Kızım sakin ol biraz geç felan kaldığımız yok daha vakit var geldik işte." diyen Gülizar teyzenin gözlerinde bıkmışlık ifadesi olduğunu sezebiliyordum. Bu kadın 4 sene benimle nasıl başa çıkabildi nasıl dayanabildi onu bile anlamıyordum...
Arkamda kendisine binmemi bekleyen yeni hayatıma başlangıç yapmamı sağlayacak berbat ötesi bir uçak.
Önümde gülüşü pek içten olmayan kadın elime biletleri tutuşturuyor. Ve ağzından 3 kelime çıkıyor ;
"Buyurun biletiniz hanfendi."
"Teşekkür ederim " bende gülüşüne karşılık pek içten olmayan gülümsememi yerleştirip karşısından ayrıldım. Uçağa titrek adımlarla bindiğimde biletimi gösterip kendi yerime geçtim.
Uçak koltuğunun verdiği rahatsızlıktan huzursuzca kıpırdanarak,"HER ŞEY ÇOK KÖTÜ OLACAK." Diye içimden geçirmeyi ihmal etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ☯
Fiksi RemajaAilemi kaybettiğim günden sonra hayatıma alışmak çok zordu. Bununla başa çıkayım derken ardı arkası kesilmeyen kötü olay ve aksilik, peşimi bırakmaz olmuştu. İstanbula taşındığım gün bir çok engelle de tanışmak zorunda kalmıştım. Burada azda olsa ar...