Jimin

4K 78 19
                                    

Jimin Namjoon'la dışarı çıkmıştı. 3 saat olmuştu ama hâlâ geri dönmemişti. Bara gitmişti. Ona güveniyordun ama içinde kötü hisler vardı. Üstüne mavi bir tişört altına gri bir dar pantolon giydin. Siyah spor ayakkabıları giydin. Saçını örüp deri ceketini de giydin. Dışarı çıktın. Jimin'in gittiği barın önüne geldin. Sesler ve insanlar çok fazlaydı. İnsanların arasından zorda olsa geçtin. Uzaktan Jimin'i gördün. Ona doğru gidecekken yanındaki kızı farkettin. Durdun kızla Jimin konuşuyordu. Belki arkadaşıdır diye düşündün. Biraz daha ilerledin ki Jimin kızı kendine çekti ve dudaklarına kapandı. Kız Jimin'in üstüne oturdu. Daha derin öpüşmeye başladıklarındaysa sen kendine hakim olamadın ve ağlayıp bardan dışarı çıktın. Eve geldin. Bir duş aldın. Pijalarını giyip uyumaya çalıştın. Kapının açılma sesini duydun. Jimin gelmişti. Jimin odaya geldiğinde gözlerini kapattın. Jimin senin yanına geldi. Sana baktı daha sonra duşa gitti. 15 dakika sonra su sesleri kesildi. Ayak seslerini daha net duymaya başladın ve Jimin odaya girdi. Sen yine gözlerini kapattın. Jimin üzerine pijama altını giydi. Yatağa doğru ilerledi. Yatağa yatıp sana arkandan sarıldı. Sana sarılmasıyla sen sinirle ve duygusallıkla ağladın. Ne kadar sessiz kalmaya çalışsanda olmadı. Jimin senin sesini duyduğunda hemen yatakta oturur pozisyona geçti seni sarsıp kaldırdı ve sana sarıldı. "Hey sana ne oldu (adın)?" "Bırak beni seni adi pislik!" (Umarım çarpılmam. Bırakma beni Jiminnie! Csvjxjsv) "Kendine gel (adın). Ne dediğinin farkında mısın sen? Sanırım kâbus falan gördün." kendini onun kollarından kurtardın ve gözlerine baktın. "Ben ne gördüğümü çok iyi biliyorum Park Jimin!" gözlerindeki yaşlar bir türlü durmuyordu. Jimin şaşkın bir şekilde yere bakıyordu. Sanki bir şeyleri hatırlamaya çalışır gibiydi. Sonra birden kafasını sağa sola salladı ve göz bebekleri aniden büyüdü. "Ben...  Ha-hayır... Sen bara mı gittin?" "Evet ben bara gittim. Senden hiç bir zaman şüphelenmeyerek bir hata yapmışım. Ki bugünde içimde bir şeyler hissettim.Ve yanına geldim ki o kızla yiyişiyordun! Bende daha fazla orda durup film izler gibi sizi izlemek istemediğim için oradan uzaklaştım!" "Ben üzgünüm. Cidden ben çok üzgünüm. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Beni affet yalvarırım sana (adın)." "Jimin lütfen. Ben daha fazla seni görmek istemiyorum. Ben gideceğim Jimin. Bugün bu evden. Yarın bu ülkeden. Daha sonrada senin kalbinden gideceğim Jimin." "(adın) lütfen" sen onu dinlemeden bavulunu gardıroptan çıkarttın. İçini açıp bütün kıyafetlerini içine attın. Jimin seni durdurmaya çalışıyordu. "Sana yalvarırım. Gitme (adın)" "Hoşçakal Jimin." dedin ve evden çıktın. Arkadaşının evine geldin. Arkadaşınla biraz konuştuktan sonra uyudunuz. Uçağın akşam kalkıyordu. Akşama kadar Jimin ile fotoğraflarınıza baktın. Akşam oldu sen hazırlanıp havalimanına gittin. Uçağın kalkış saatine baktın ve beklemeye başladın. Biri sana arkandan sarıldı. Sen panikleyip arkana baktın. Bu Jimindi. "Sen burda ne arıyorsun?" "Benimle gel." Ahh saçmalama biz bitirdik." "Benimle geliyorsun." "Bırak be elimi." dedin ve elini ondan çektin. "Daha fazla iyi niyet gösteremeyeceğim özür dilerim." seni kaldırıp sırtına attı. Sen ellerinle ona vurmaya çalışıyordun ama bir işe yaramıyordu. "Ahh yardım edin kurtarın beni!" ne kadar bağırsanda sana yardım etmiyorlardı. "Hey size diyorum kurtarın beni bu aptalın elinden!" Jimin'in arabasına geldiniz ve Jimin seni oturtup kendi tarafına gitti. Arabaya bindi ve motoru çalıştırdı. Seni evinize geri getirdi. Seni yine kucağına aldı. Kapıyı açıp içeri girdi. "Bunlar senin için"  dedi ve seni yere indirdi. Karşındaki manzara karşısında büyülenmiştin.  Çok güzel bir masayla karşılaşmıştın. Masanın örtüsü gözü yormayacak bir kırmızıydı. Üstünde de kırmızı gül yaprakları vardı. Ve beyaz renkte ki yemek takımları Jimin elinden tuttu ve masaya seni oturtturdu. Sen oturduktan sonra senin arkanda durdu ve kulağına fısıldadı. "Eğer bir defa daha böyle bir şey olursa inan ki sen beni terk etmeden ben kendimi terk ederim. Seni seviyorum." Jimin'e karşı yumuşamıştın. "Bende seni seviyorum." diye kısık bir sesle söyledin. Jimin duymuş ve gülümsemişti. (Hani böyle bir gülüşü var ya gözlerinin kaybolduğu aynı öyle. O gülüşüne bitiyorum ya çok tatlı oluyor. O her zaman tatlı da neyse.)

DAHA DEVAM EDECEKTİM AMA AKLIMA BİR ŞEY GELMEDİ. NEYSE SONRAKİ HAYAL ET İLE GÖRÜŞMAK ÜZERE.

♡BTS İle Hayal Et♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin