4.BÖLÜMBölüm Şarkısı= Tash Sultana – Notion
Ağlamak için sadece gözyaşı gerekmez ki, mesela ben her gün her saat her an ağlıyorum ama sadece dayanamadığım anlar gözyaşlarımı özgür bırakıyorum.
Hayat benim için güzel başlamadı. Aile kavramının sadece sözlük anlamını biliyordum. Ama güzel devam etti. Çünkü beni biriyle karşılaştırdı. Benim için aileden daha önemli olan biriyle.
Ama o da uzun sürmedi. Beni mutsuzluğum, hastalığım ve umut kırıklıklarımla baş başa bıraktı.
Benim için aşk intihar etmişti.
Aşka inanırım. İnandım. Çünkü ben küçüklüğümden beri âşık olduğum insanın gözlerine bakardım. Onunla büyüdüm ben. Elleri ellerimden ayrılmadan... Gözlerini gözlerimden kaçırmadan...
Ama hiçbir an bile onun yokluğunu düşünmedim. Düşünmeye bir saniyem bile olmadı. Onunla o kadar meşguldüm.
Ama artık aşk ölü, aşk intihar etmiş...
Şuanda ağlıyordum gözyaşı dökmeden. Ve inanın bu daha fazla acı veriyordu. Tüm o inadına dökmediğim gözyaşlarım boğazımda toplanmış bir yumru olmuşlardı.
Gözlerim boşlukta takılmıştı. O engeli geçemiyordu.
Ben bazen bir şey düşünüyorum. Benim gözlerim bir daha nefesini göremeyecek, âşık olduğu insanı göremeyecekse neden görüyor ki diye.
Sonra da ekliyorum o zaman neden yaşıyorsun ki.
Haklıyım. Neden yaşıyorum ben? Bir sebebim yok. Peki, beni tutan ne? Bilmiyorum. Lanet olsun ki bilmiyorum.
Vücudumda ki o titremeye karşı koymaya çalışıyorum. Ama çabaladıkça canım daha çok acıyor, gözyaşlarım artıyor, hıçkırıklarımın önüne geçemiyorum. Deliler gibi çığlık atmak istiyorum ama ne kadar bağırırsam bağırayım kimsenin beni duyamayacağını biliyorum.
Sarp sen beni duyar mısın? Bana yardım eder misin? Beni bu cehennemden çıkarabilir misin? Sarp. Sarp bana bir insandan fazlasıymış gibi geliyor.
Ahh! Ne diyorum ben. Ellerimle hızlıca yüzümü kapattım. Kafamı sağa ve sola salladım. Bu düşündüğüm de neydi böyle.
Sarp'ın yine evindeydim. Bana oldukça tedirgin bir şekilde bakıyordu.
Onu korkutmuş olmalıydım. Çünkü hareketleri bunu ispatlıyordu. Ayaklarını yere belirli bir ritimle vuruyor ve ellerini dizinin üzerine koymuş parmaklarını dokundurup çekiyordu.
Ona bir açıklama borçlu olduğumu düşünüyordum. İkidir beni katapleksiden o kurtarıyordu. Ve ikidir onu geçiştiriyordum. Ama en azından sadece hasta olduğumu söyleyebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Teen Fiction"Nefes almak yaşamak sayılır mı?" Beriz Alin Işık Yaşamın siyah-beyaz olduğu bir hayatta, ne kadar renkli olabilirsin? Kendini bile tanımazken ne kadar yalnız kalabilirsin? Sevdiğin kişiyi kaybedip tekrar aşık ola...