-Gitmişti.

1.5K 138 105
                                    

Taehyung gideli 3 hafta olmuştu. Bana, sen istediğin zaman yanına geleceğim diyen çocuk 3 haftadır beni  görmeye bile gelmemişti. 

Bir yanım, başına bir şey geldi düşüncesiyle kahroluyordu. 

Diğer yanım, Jimin ile buluştular bu yüzden seni aklına bile getirmiyor diyordu.

Bedeni olmayan, ruh birine göre fazla sinmişti kokusu. Anılarıyla, evimi baştan başa doldurmuştu. 

Sınav haftamın bitmesiyle birlikte Tae'yi özlememek için ailemin yanına gitmiş orada kalmıştım. döndüğümde ise üniversitedeki arkadaşlarımı evime çağırmış pijama partisi yapmıştık.

Ama yine de içim hep buruk kalıyordu. Çok özlemiştim... Kavgalarımızı, beni dikkate almadığı zamanları bile özlemiştim.

Artık, Taehyung biliniyordu. Bir sürü dergi onunla ilgili araştırmalar yapmış,  gönderdiğim denemeler de yayınlanmıştı.

Tae'nin bir teşekkür etmek için bile evime gelmiyor oluşu beni üzüyordu. Sahi o neden beni özlemiyordu?

Odamı temizlerken buz pateninden kalma fotoğrafı bulmuştum. Kendini ispirto kalemi ile çizmişti Taehyung. Göz yaşlarımı akıtmamak için çok çaba sarf etmiş ama yine de fotoğrafa sarılmadan edememiştim. Üzgünüm Tae, erkek olmadığım için, üzgünüm!

-

Öğle saatleri televizyon keyfi yaparken zil çalmıştı. Merakla kapıya koşturdum ve kapıyı açtım.

'' Merhaba, siz .... misiniz? ''

Ellili yaşlarının sonunda görünen, kaşları kalkık ve sinirli yapısı olduğu belli olan bir adam beni sormuştu. İçimi kötü bir his kaplamıştı. Bu uzun süredir vardı. Ve bu adamı görünce yine gün yüzüne çıkmıştı.

'' Ben ev arkadaşıyım. Kendisi henüz gelmedi. Ne için bakmıştınız? ''

Ufak bir yalandan zarar çıkmazdı. Adamı gözüm tutmamıştı.

'' Taehyung ile ilgili yazdığı denemeleri çok beğenmiştim. Benim de yayın editörlüğünü yaptığım bir dergi var.  Kendi dergimizde de benzer denemeler yayınlamak istiyordum. Taehyung, ünlü bir şair oldu artık. ''

Bu sefer sevinçle gülümsemiştim. Sürekli içimde bir sıkıntı var diye söyleniyordum ama hep mutlu bitiyordu sonu. Bu yüzden, artık panik olmamalıydım.

'' Ah, size ufak bir yalan söylemiş olabilirim. Aradığınız kişi benim. Sadece, tanımadığım birisiniz diye çekindim. ''

Yaşlı adam da benim gibi gülümsemişti.

'' Bir mahsuru yoksa konuşmak için içeri girebilir miyim? ''

Kapıyı araladım ve içeriye geçmesi için ona yol verdim.  O önde ben arkada ilerliyorduk. Salondaki kanepe oturduğunda gözü masadaki fotoğrafa takılı kalmıştı. Tae'nin kendini de çizdiği fotoğraftı bu. İstemsizce tedirgin olmuştum, üzerinde Taehyung yazıyordu.

Fotoğrafa ulaşmak için kolunu uzattığında ondan önce davrandım.

'' Ah şey,  küçük kuzenim çizmiş. O da şair Taehyung'un hayranı. ''

Bu aralar çok fazla yalan söylüyordum. Bu hiç iyi değildi. Eh, adam gülümseyip konuyu uzatmadığı için minettar olmalıydım. Unuttuğum fotoğrafı hemen odama götürüp salona geri dönmüştüm.

'' İçecek bir şey ister misiniz? ''

'' Hayaletlerden korkuyorsunuz değil mi? ''

TAEHYUNG OC STORY - ŞAİR. ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin