-Hediye.

1.5K 143 111
                                    

Mutfakta kendime yemek hazırlamaya başlamıştım. Bir yandan da bugünü düşünüyordum. Tae ile gerçekten çok güzel bir vakit geçirmiştim. 

Ah, unutmadan aile hekimini aramış ve yarın için randevu almıştım. Hastalıklardan korkuyordum ve Tae ile beraberken kalbimin hızlı attığını fark etmiştim. Kalp ihmal edilmemesi gereken bir organdı. Bu aralar ölülerle de fazla haşır neşirdim. Yeni ölecek kurban olmak istemiyordum!

Tae, içeride televizyon izliyordu. 

Bir hayaletin televizyon izlemesi cidden olur şey miydi?  Yemeğimi yedikten sonra ben de salona geçtim ve onun karşısındaki kanepeye oturdum. Kendisi tüm kanepeyi kaplamıştı çünkü!

'' Hey, hediyeni beğendin mi? ''

'' Ne hediyesi Tae, Aww yoksa bana hediye mi aldın? Bu çok şirin. ''

Tae'nin bana hediye alması... Ah, çok şirindi yahu. 

Oturduğu -Daha doğrusu yattığı. - Kanepeden doğrulup büyük masaya gitti ve oradan bir şeyi alıp yanıma geldi. Avucumun içine koydu. Bu beraber çekildiğimiz fotoğraftı... Kendisini ispirto kalemi ile çizdiği fotoğraf...

'' İşte hediye bu. Çok tatlıyım değil mi! ''

'' Ben bunu görmüştüm ya.  ''

'' Gördüysen bir teşekkür etseydin bari. '' Tae konuştuktan sonra gözlerini devirip tekrar kanepeye yatmıştı.

'' Cidden bana trip atıyorsun. İlk kez Trip atan bir hayalet görüyorum! '' 

Onu güldürmek istemiştim. Çünkü biraz... Bozulmuş görünüyordu!

'' Daha önce hayalet gördün mü acaba? ''

Hiçbir şey söylememiştim. Avucuma bıraktığı fotoğrafı alıp yanına gittim. O  yatar vaziyetteyken fotoğrafı gözünün içine sokmaya başladım.

'' Nasıl? Çok güzel çıkmışım değil mi? Ah, cidden... ''

Tae, dikkatle fotoğrafa bakıyordu. Yani, evet çok güzel çıkmıştım ama canlısı varken neden bir fotoğrafı kesiyordu ki?

'' Burada kan var. ''

Paniklemiştim. Ah, cidden ölecektim. Fotoğrafın altında bir yerdeydi. Acaba bu kayarken kanattığım avucumdan mı gelmişti?

Kesinlikle öyledir ya! Rahatlamış ve derin bir nefes vermiştim. Tae,  bu sefer doğrulup elimi avucunun içine aldı.

'' Kendini yaralamışsın. Dikkat etsene! Git bir şeyler sür. ''

'' Nezaketiniz gözlerimi yaşartıyor. ''

Tae, ne var dercesine başını sallamıştı. Gerçi nezaketi bir hayaletten beklediğim için yine anormal olan bendim. Ama filmlerde böyle olmuyordu. Esas oğlan kızla ilgileniyordu!

'' Neyse, ben yarın evde yokum. Evimi kirleteyim deme sakın! ''

'' Sen nereye gidiyorsun bakalım? ''

'' Doktora. Kalbim son zamanlarda çok hızlı atıyor ve hayaletleri de görüyorum. Acaba ölümüm mü yaklaştı? ''

Tae, düşünür gibi yapmıştı. Cidden, onun düşünmeye başlamasıyla çok daha fazla korkmaya başlamıştım. Sahiden böyle bir şey olabilir miydi?

'' Bu hayatımda duyduğum en saçma şey. '' 

Tae dalga geçer gibi konuşmuştu. Ben de düşününce ciddi bir şey söyleyecek sanmıştım!

'' Sen de benim hayatımda gördüğüm en saçma şeysin. ''

Dil çıkarmış sonra da odama girmiştim. Cidden, bazen sinirlerimi çok bozuyordu.

-

Doktora kalbimin hızlı attığını söylemiştim o da efor ve ekg testi istemişti. Sonuçları şimdi doktora götürecektim.

İçeriden hasta çıkınca hemen girdim.

'' Sonuçları getirdim. ''

Gülümseyerek oturmam için sandalyeyi işaret etmişti.

'' Sonuçlarınız temiz gözüküyor. Herhangi bir  sorun yok. ''

'' Doktor Bey emin misiniz? Benim kalbim çok hızlı atıyor ama... Yani böyle baya bir hızlı. Bir de dikkat ettim genelde Taehyung'u gördüğü zaman atıyor.  ''

'' Taehyung bir erkek mi? ''

'' Ah evet aslında şey yani size söyleyemem ama kendisi  yani... ''

Bir doktora hayaletleri görebiliyorum diyemeyeceğim için çoktan kendimi susturmuştum.

'' Bence siz aşık olmuşsunuz! ''

Cidden, ne saçmalıyordu bu!

'' Diplomanızı atmanızı öneririm!  Ne aşığı be. Hayatımda böyle saçma tanı duymadım! ''

Sesim yüksek çıkmıştı. 

Ama ne yapayım yani beni sinirlendiriyorlardı! Çantamı aldığım gibi kapıyı hızla kapatmıştım. Doktor ise arkamdan gülüyordu.

Dışarıda Taehyung'u görmeyi beklemiyordum...

Bana gülümsüyordu. Ben de tebessüm ettim ama etraf kalabalıkken onunla konuşmak istemiyordum. Merdivenleri çıkıp kızlar tuvaletinin içine girdim. Tae, dışarıda bekliyordu.

'' Gelsene hadi ''

Bana yukarıdaki tabelayı göstermişti... 

'' Sence de kurallara çok uyan birisi misin? Yani bir hayalet olarak yıllardır beleşe yaşıyorsun da. ''

Gözlerini büyütmüş ve yine hiçbir şey söylemeden içeriye girmişti. İçeride kimsenin olmaması işimize gelirdi.

'' Neden geldin buraya, Tae? ''

'' Röntgen çektirmeye geldim. Salak mısın cidden? Bir ölünün neden hastahaneye ihtiyacı olsun?  Sana bakmaya geldim. Ne kadar ömrün kalmış? ''

'' Bakıyorum da çok mutlu oldun. Yaşayacakmışım. Zaten bir şeyi bilmiyor bu salak doktor. ''

'' Senin şikayetin neydi ki? ''

'' Boşversene ya seni ne ilgilendirir! ''

Sinirimi ondan çıkarıyordum. Hiçbir şey demeden yanından ayrıldım ve otobüse bindim. Tae de yanımda oturuyordu ve hiç konuşmuyorduk. Uzun bir süre de konuşmak istemiyordum...

Neden hep Tae'ye aşıkmışım gibi konuşuyorlardı?

Bu saçmalıktı.

Hayır, aşık filan değildim.


TAEHYUNG OC STORY - ŞAİR. ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin