Flashback-1-

13 3 0
                                    

Derin

"Derin dün ki yayını dinledin mi?" Diye bağırarak yanıma geldi Neva. Kaşlarımı çatarak "Hangi yayın?"dedim.

"Kendilerini belli etmeyen biri kız diğeri erkek olarak tahmin edilen radyocuları,"dediğin de aydınlandım. "Ah,maalesef kaçırdım,annemin yanına gitmem gerekti." dedim bir mırıltıdan farksız. Neva beni duymamış olacak ki etrafına bakınmaya başladı. Neredeyse tüm okul radyocuları konuşuyordu.

Sırtımdan sarılan Deran'a görmese de gülümsedim. "Ee,napıyorsunuz?"dedi Neva'ya hitaben. Neva anında atlayarak "Dünki yayını konuşuyoruz,dinledin mi dün?"dedi.

Deran önce bana kısa bir bakış attı,sonra kafasını olumsuz anlamda salladı. Neva şüphelenmiş olacak ki "Neden?" diye sordu.

Deran'ın uydurduğum yalanı bilmediğini hatırlayınca direk atladım.

"Dedim ya Neva,annemin yanına gittik,e malum çok göremiyoruz,"dedim biraz dram yaparak. O halime üzülmüş olacak ki kafasını olumlu anlamda salladı.

Koridorda biraz daha konuştuktan sonra zilin çalması üzerine sınıflara dağıldık.

Deran sıraya çantasını fırlattı ve arkadan çantasına doğru ilerledi. Bu hareketini çocukça bulsamda güldüm ve kafamı salladım.

Sıraya çantamı koyup sandalyeye oturdum. Deran da yanıma çökünce sınıfın kapısı çaldı. Kafamı çevirip gelene baktığımda Aley sınıfa yine geç kalmıştı. Deran bu kızdan olmaz der gibi kafasını iki yana salladı ve önüne döndü.

Dersin başlamasından 20 dakika geçmişti ama öğretmen hala gelmemişti. Serra ayağa kalkıp eliyle herkesi susturdu. "Ben müdürün yanına gideceğim,ben gelene kadar sınıf,yardımcıma emanet,"son kısmı bana bakarak söylemişti. Kafamı sallayıp Serra'nın yanına geçtim. Deran sınıfın başında ben olduğum için rahattı.

Diğer herkes gibi o da birileri ile gizli sesleri konuşuyordu. Bu haline sırıttım ve öğretmen kürsüsünün önüne geçtim. Elimi kürsüye ne çok ses çıkaracak kadar hızlı, ne de kimsenin duyamacağı kadar yavaş vurdum. Sınıf sessizleşip bana döndü.

"Serra gelene kadar sınıfı bana emanet etti,11.sınıf olmamıza rağmen bakıyorum ki beyin yaşı 1.sınıf olanlar var,"dedim en çok sesin çıktığı yere doğru. Onlar beni dinlemeyip konuşmaya devam edince yanlarına gidip ayağımı yere ritimli bir şekilde vurdum. Grup lideri Bartu bana dönüp ne var dercesine baktı.

"Sessiz olmanız gerekiyor,"dedim ve geri sırama döndüm. Deran kulağıma "Dünki yayından sonra kafana saksı düştü sanırım küçük kardeşim,napıyorsun sen?"

Omuz silktim ve kafamı sıraya koydum.

*
Eve geldiğimizde hızlı hareketler ile üzerimizi değiştirdik. Koşarak stüdyoya ulaştık. Seda ablaya baş selamı verip kendi odamıza girdik ve ayarlamalara başladık.

"Acaba bir değişiklik yapsak ve bugün kim olduğumuzdan ipuçları mı versek?"soru sorar bir edayla söylemişti. Biraz düşündükten sonra neden olmasın diye düşündüm.

"Okulumuzu,yaşımızı ve cinsiyetimizi verebiliriz,"kafamda bir köşede hala bu düşünceyi tartsamda mantıklı geliyordu.

Olumlu anlamda kafa salladı ve yayını açtı.

-Yayının ilerleyen dakikaları-

"Şimdi sizlere bir şeyler söylemek istiyoruz,"dedi şarkının sesini kıstı Deran. O bunu yaparken konuşmayı devraldım.

"Çok merak ettiğiniz cinsiyetimizi,yaşımızı ve okulumuzu söylemeye karar verdik," sırıtır bir şekilde.

Deran,"Benim cinsiyetim erkek,16 yaşındayım,D****** Koleji'nde okuyorum." Ardından sözü ben devraldım. "Benim cinsiyetim kız,16 yaşındayım,D****** Koleji'nde okuyorum." Yavaşça arkama yaslandım. Arkama yaslanır yaslanmaz anında telefonlar düşmeye başladı. Aramalardan ilkini açtık.

"Sizinle aynı okula gittiğime inanamıyorum,"dedi ve anında bir kız çığlık attı. Hafifçe kıkırdayıp diğer telefonu açtık.

"Belki de sizinle aynı sınıftayımdır,biraz daha ipucu verin lütfen,"diye resmen yalvardı bir erkek. "Yayını bugün bitirmek zorundayız,"dedim. "Ama yarın yine aynı saatte buluşalım olur mu?"dedi Deran ve yayını kapattık.

"Bence iyi gitti,"dedim elimi tamamdır anlamında kaldırarak. Deran ise beni kafası ile onaylamayı seçti. Kulaklığı kulağımdan çıkarıp masaya bıraktım. Ayaklarımdan destek alarak kendimi geriye ittirdim kapıya yaklaşmama çok az kala kapı açıldı ve ben kapıdan geçip duvara çarparak durabildim.

Bu halimi gören Deran neredeyse gülme krizine girdi. Gülmelerinin arasından "İ-iyi mi-misin?"diye zorda olsa konuştu.

"Gülmesen daha iyi olabilirdim,"dedim ve kollarımı göğsümde bağladım. Küçük çocuklar gibi mızmızlanmıştım. Deran oturduğu yerden kalktı ve yanıma gülmemeye özen göstererek geldi.

Elini kalkmam için uzattı ve aniden beni kendisine çekti. Bunu beklediğim için ekstra bir güç harcadım ve onu yere düşürdüm. Kafası zemine tok bir ses bırakarak çarptı.

Ağzım o şeklini aldı ve anında elimle ağzımı kapattım. Kafasını kaldırdım ve kafamı meraklı gözler ile kafasının altına soktum. Gözlerime saçlarından başka birşey gelmeyince iyi olup olmadığını sormak daha doğru gelmişti.

"Imm,şey...kafan çok acımadı?" tespit eder bir edayla sormuştum.

Gözlerini sinirli bakmaya zorladı ama sadece zorladı gerisi gelemeden kahkahayı bastı. Kahkaları sonunda dinince kafasını sallayarak beni onayladı.

"O yüz ifadesi mükemmeldi,"ve tekrar bir kahkaha krizi geldi. Sakinleşme çabaları sürekli kahkaha krizine dönüşüyordu ve bu durum bir süre sonra benimde kahkaha atmama neden olmuştu.

Beraber koridorun ortasına oturmuş kahkalarımız ile binayı inletiyorduk. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ikimizde karnımızı tutmuş hâlâ gülüyorduk. İhsan abi yanımıza gelip başımızda öksürene kadar gülmüştük.

"Minik bey ve minik hanım sanırım eve gitmeniz başınıza aldığınız minik,"derken eliyle işaret ve baş parmağını sıkıştırdı,"sorumluluğu düşünmeniz gerekiyor,"dedi ve arkasını dönüp gitti. Onu umursamayıp tekrar gülmeye başladım ve bu sefer bana eşlik eden Deran oldu.

Gizli SeslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin