GS-2

1 0 0
                                    

Eve döndüğümüzde karşılıklı olan odalarımıza girip kapıyı kapattık.

Grinin ağırlıkta olduğu odamda bir sağa bir sola dönüp durdum 'acaba doğru mu yaptık?' diye düşünmekten kendimi alamıyordum.

Eğer kimliklerimiz ortaya çıkarsa bu bizim için çok büyük sorunlar oluştururdu. Okuldan atılmaya kadar gidebilirdi bu sorunlar. Ailemizin bundan pek memnun olacağını sanmıyordum.

En iyisi yatıp biraz dinlenmekti. Canım birşeyler yemek istemediği için Deran'a beni yemeğe çağırmamasını söyleyen kısa bir mesaj attım.

...

Deran'ın beni dürtmesi ile uyandım, sabahın erken saatlerinde olmalıydık hava hala karanlık gibi duruyordu. Kollarını belime sıkıca sardı ve kafasını göğsüme yasladı.

Küçüklükten beri en sevdiği şey benim kalp atış seslerimi dinlemekti. Ne zaman çok üzülse bunu yapardı. Bende kıyamaz ve izin verirdim. Ellerim saçlarına gitti ve kıvırcık olan saçlarını elime dolamaya başladım.

"Seni ne üzdü böyle?" Sesim bana çok yabancı gelmişti.

"Beni sakın bırakma tamam mı,beraber geldik beraber gidicez, anlaşıldı mı küçük kardeş?" Gözleri kızarmış bir şekilde bana baktı ve usulca kafamı salladım. Onu bırakmaya niyetim yoktu. Masa üzerinde duran saate baktığımda saat 6.30 idi.

"Hadi kalk bakalım kıvırcık marul,"dedim ve kafasını göğsümden kaldırdım. "Hazırlan,kahvaltıyı dışarda yapalım,"dedim ve odamdan kovarcasına dışarı çıkardım.

Okul formamı üzerime geçirdim ve aynanın karşısında belime gelen saçlarımı taramaya başladım. Taramayı zorda olsa bitirdim çünkü benimde saçlarım Deran gibi kıvır kıvırdı ve taramak gerçekten zor oluyordu. Tepeden bir at kuyruğu ile topladım ve çantamı alıp Deran'ın odasına girdim.

Kravatını bağlamaya çalışıyordu. O haline kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Bir eli kravatta diğer eli saçlarındaydı dilini dışarıya çıkarmıştı. O hali o kadar sevimli geliyordu ki yanaklarını mıncırasım gelmişti.

Yanına yaklaştım ve eline hafifçe vurdum. "Çekil şurdan beceriksiz,"dedim ve kısa bir kahkayı bastım. Yüzüme 'Ciddi misin sen?' der gibi baktı.

Kravatını Deran'dan daha düzgün ve daha az uğraşarak bağladım. Birkaç adım geri gittim ve tipine baktım.

Kıvırcık saçları alnına düşmüş,mavi gözleri mutluluk ile ışıldıyordu. Kolumdaki saate baktım bir anda aklıma geldi. "Hadi çıkalım artık,kahvaltıyı dışarıda yaparız diye düşünüyordum ama bu gidişle bu mümkün olmayacak,"dedim ve elinden tutup koşar adım merdivene gittik.

Yoldan geçen taksiyi durdurmak için elini uzatan Deran'ı taksi şoförü görmezden geldi ve yoluna devam etti. Aynı olayı bir kaç taksi daha yapınca güldüm ve Deran'a geri çekil dercesine bir el hareketi yaptım.

Ne yapacağımı merakla izledi ve bir adım öne çıktım,yoldan geçen taksiye elimi uzattım ve aynı anda iki taksi durdu. Bu olaya gözlerimi devirdim ve ilk taksiye bindik.

Adama gideceğimiz yerin adresini verdim başımı Deran'ın omzuna yasladım.

Cebimden telefonumu çıkardım ve mesajım falan var mı diye baktım. Hiç mesaj olmadığını görünce biraz somurtsamda sorun etmedim. Annem ve babamdan mesaj gelmemesine alışmıştım. Annemin davaları bazen onu çok zorluyordu. Bu yüzden iş yerine daha yakın olduğu için anneannemlerde kalmayı tercih ediyordu.

Gizli SeslerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin