-Hadi Temmuz acele et biraz, geç kalacağız.
-Bekle biraz şu lanet bağcığı bağlayabilirsem geleceğim.Sanırım cırt cırtlılara geçmeliyim.
-Altında ışıkları yansında istermisin tatlım? dedim kollarımı kavuşturarak.
-ha ha ha bidahakine bu kadar komik olma düşüp bayılırım.
-Hıhı hadi artık geç kalıyoruz.
Sonunda bağcıklarını bağladığında Temmuz'un okuluna doğru yol aldık. Aslında Bursa'da annem ile birlikte yaşıyordum. Oradaki okulumdan hiç memnun değildim. Çocukluğumdan beri hep yan yana olduğum ,kardeşim gibi benimsediğim Temmuz vardı. 2 sene önce İstanbul'a taşınınca yokluğunu fazla hissettim ama hala iletişim halindeydik. İlk ve tek dostum Temmuz'du. Muhattab olduğum bazı kişiler vardı ama hiç biriyle tam olarak arkadaş sayılmazdım yani bence ama onlara "Üzgünüm asosyalin tekiyim yeni birileriyle tanışıp kaynaşıp güvenmek fazlasıyla yorucu o yüzden hayır tanışmayalım." Diyemeyeceğimden dolayı çok kısa konuşmalar yapıyordum. Hem yeni okul arayışı içindeyken hemde Temmuz'u özlediğimi fark edip onun okuluna gidip onunla birlikte yaşamayı kafaya koymuştum bile. Annemin başının etini 2 ay yedikten sonra ve ev işlerini yapıp annemin gözüne girme çalışmalarımdan sonra sonunda kabul etmişti.Daha o onayladığı saniyede kaç çeşit plan yaptım. Temmuz'un annesi ise bazı olaylardan dolayı memlekete gittiğinden Temmuz tek başına kalmıştı. Ona geleceğim haberini verince çok mutlu olduğunu anlamıştım. Telefona doğru çığlık atınca tabi anlamak pekte zor olmadı doğrusu.
---------
Okul bahçesine vardığımızda kol kola gezenler,bankta oturup gülüşenler ve daha fazlası.Temmuz ile birlikte olmak beni fazlasıyla neşelendiriyordu. Temmuz kolumu dürtüp gözüyle bir çocuğu gösterdi.Uzun boylu yakışıklı bir çocuk.
-İlsu şu çocuğa bak Allah'ım çok yakışıklı.İki yıldır hoşlanıyorum hem baksana. Deyip kolundaki teneke kutu kapaklarından yaptığı bilekliği gösterdi.
-İçtiği gazozların kapağından yaptım.
Ne yaptın ne yaptın? dermişçesine bakıyordum. Başkası görse deli olduğunu sanardı heralde.Hala ona baktığını farkedince kolundan çekiştirip okulun içine girdik.
-Sınıfı göstermeye ne dersin?
-Bir özelliği yok sıralı tahtalı klasik sınıf.
-Zaten uçan sıralı ,pembe tahtalı bir sınıf hayal etmedim.Koridorda dikilmektense sınıfa girsek daha iyi olur diye dedim.
Dirseğiyle kolumu dürtüp göz kırptı.
-Şşş sınıftaki çocukları merak etmiş olamassın dimi ?
-Merak etmediğimi biliyorsun Temmuz.
Gözlerimi devirdim.Sınıfa doğru ilerlerken kapıda bir çocuk gözüme takıldı. Mavi gözlü şirin bir şeydi işte.Ona baktığımı farkeden Temmuz kocaman sırıtıp;
-Ne zamandan beridir çocuk kesiyoruz İlsu Hanım?
-Saçmalama Temmuz. Her baktığım insanı kesmiş olmuyorum.
-Haklısın ama 20 saniyedir bakıyorsan evet kesmiş oluyorsun.
Sınıf kapısına doğru ilerlerken beni çocuğa doğru itti. Ne farklılık ama bir kız kankanız olucak ve yakışıklı bir çocuğa doğru sizi itmeyecek düşündürücü fakat keşke beni kapı yerine çocuğa itseymiş değil mi? Omzumu çarpınca Temmuz endişeli bir şekilde yanıma yanaştı.
-Oha İlsu iyi misin? Çok özür.
-İyiyim sanırım ama bir dahaki sefere itmek istediğin yere tutturursan sağlığım açısından daha iyi olacak ya da ne diyorum ben bir daha beni itmessen senin sağlığın için iyi olacak.
Omzumu çarptığımı gören çocuk yanımıza doğru gelip;
-Sen iyi misin?
Temmuz araya girerek;
-Evet iyi peki sen nasılsın Boğaç?
-İyiyim teşekkürler Eylül.
-Yalnız ben Temmuz .
-Ha pardon bir aydı işte karıştırdım .
-Peki sorun değil .İlsu'yla tanışmış mıydın? Hayır tanışmamıştın o zaman hadi kardeş kardeş konuşun.
Kardeş kardeş mi? Cidden mi? daha ne kadar yerin bin kat yerine girebilirdim bilmiyorum.Kreşe bırakılmış yeni arkadaş edinmeye çalışan çocuk gibi durmuş ona bakıyordum.Gülümsedi.
-Peki o zaman...yeni geldin sanırsam.
-Evet.
-Peki sürekli burada mısın?
-Sanırım.
-Peki o zaman bu uzun muhabbetimizden sonra sınıfta görüşürüz.
Zaten yeni birileriyle konuşmaya alışkın değilim bide kısa konuştuğumu vurguluyor.Elimde olsa kısaltarak konuşucam. Boğaç sınıfa girmişti. Arkamı döndüğümde Temmuz o bahçedeki çocukla konuşuyordu.Konuşmaları bitecek olmalı ki yanıma doğru yanaştı. Yüzünde her zamanki sırıtışından daha büyük bir tebessüm vardı.
-İlsu o... Ozan bana çıkma teklifi etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gözyaşı
ChickLit"Elimi tuttuğunda pamuk şeker alınmış ilkokul çocuğu gibi hissetmiştim ve ben düşmekten artık korkmuyordum.Kanatları altına almış oyuncak bebeğini koruyan saf bir kız çocuğu gibi koruyordu beni.Sanırım artık kabul edebilirim,onu sevdiğimi kabul edeb...