isterlerse barışsın

2.4K 299 66
                                    

the script ; flares

Tae Hyung eve girer girmez kollarını ağrıtan Yoon Gi'yi yatak odasına götürdü ve yatağına yatırdı. Saçlarından öptü, üzerini örttü ve sessizce odadan ayrıldı. Mutfağa girip aç olduğunu düşündüğü oğlanın karnını doyurmak adına bir şeyler hazırlamak istedi. Ancak çok yorgun hissettiği için pek bir şey yapamayacağının farkındaydı. Bunun için kararını değiştirip ev yemekleri yapan yerlerden birini arayıp sipariş vermekle yetindi. 

Yeniden odasına girdi. Gardırobunun kapaklarını açıp karşısına geçti. Üzerindeki yırtık beyaz tişörtü çıkarıp temiz siyah olanından bir tane giydi. Pantolonundan da kurtulup gri ve dizde biten bir eşofman giydi. Çıkardığı çamaşırları eline alıp kirliye götürmek üzere arkasını döndüğü sırada, Yoon Gi'nin gözlerinin açık olduğunu fark etti. Ne zamandan beri onu izliyor olabilirdi?

"Hey." Sakince seslendi. Yoon Gi'nin buğulu gözlerine baktı bir süre. Oğlanın ağladığını fark ettiğinde elindeki giysileri yatağın kenarına bırakıp ona doğru yaklaştı. Yanına oturdu ve nemli gözlerini sildi. "Ağlamanı istemiyorum." Dedi. "Artık ağlaman için bir sebep kalmadı."

"Yanılıyorsun." Diye yanıtladı onu Yoon Gi. "Her zaman yanıldığın gibi, şimdi de yanılıyorsun." Ardından gözlerini kaçırıp Tae Hyung'a sırtını döndü. Ağladığını gösterip gururunun incinmesini istemedi. Gerçi artık birbirlerinin gurur yapamayacak kadar her hallerini görmüşlerdi. Kendini ele verip burnunu çekti. "Beni yalnız bırak."

Bunun üzerine Tae Hyung güldü. "Beni kendi odamdan mı kovuyorsun?" Bunun üzerine Yoon Gi yeniden kendisine döndü. "Evet, ağlayabilmem için yalnız kalmam gerek." Uykusu açılmış ve sakinleştiricinin etkisi geçmişti. Bu yüzden konuşması da eski haline dönmüştü.

"Olmaz." Dedi kumral oğlan. "Ağlayacaksan yanımda ağla, gözlerimi üzerinden ayırmak istemiyorum. Bırak da hüznüne ortak olayım." 

"Asla pes etmeyeceksin, değil mi?"

"Sen de etmedin." Tae Hyung haklı olduğu için diğeri sustu. Düşündü yalnızca. Gözlerini odada gezdirdi, etrafı inceledi. Rastgele bir noktaya odaklandı, uzaklara doğru daldı gitti. "Ne düşünüyorsun, Yoon Gi?"

"Ben... sadece üzülüyorum..." Altındaki beyaz çarşafı avucunun arasına alıp sıktı. Başını iyice yastığa gömdü ve yüzünü gizledi. Ağladığı belli olmasın diye gözlerini kapattı. 

"Ne için üzülüyorsun?" Tae Hyung ise sadece onun üzerine gitti. Yoon Gi'nin ağzından lafın zor alındığını bildiği için konuşturmak adına çok kez soru sormaya razıydı. "Söylesene Yoon Gi... Ne için... üzülüyorsun?"

"Kendim için... Senin için... Gençliğimiz için... Saf ve incinmiş sevgimiz için... Ve... ve ölmeme izin vermediğin için..." Bu sözler her ikisini de derinden yaralamış ancak bir şey diyememişlerdi. Odayı ölüm sessizliği bürüdü, kimse ağzını açmadı. Yoon Gi gözlerini kapalı tutmaya devam etti, Tae Hyung ise onu izlemeye. Ve o sırada turuncu saçlı oğlanın üzerindeki tişörtün beyaz olduğunu fark etti. Bunu daha önce fark edemediği için kendine kızdı. Belki de bugünün onlar için son gün olacağını bilmeden her ikisi de beyaz giyinmişti. Beyaz saflığı temsil ederdi. Temizliği, sadeliği ve hatta ölümü.

Daha fazla dayanamayıp yatan oğlanın üzerine eğildi ve kollarıyla onu çevrelerken yanağına bastırdı dudaklarını. Bunu fark eden Yoon Gi, başını yastıktan kaldırıp üzerine eğilmiş oğlanın dudaklarına uzandı. Bir yılın ardından ilk kez dokunabilmişti bu dudaklara. Nazikçe öptü onu, ardından geri çekildi. Tae Hyung ise bu durumdan memnun bir şekilde ondan ve yataktan uzaklaşıp geriye doğru adımladı. "N-neyse... kendini... kendini iyi hissettiğinde... dolabımdan rahat bir şeyler giy ve... yanıma gel. Ben salonda olacağım... sipariş ettiğim yemekler de gelir birazdan..."

Söylediklerine gelecek olan cevabı beklemeden utanç içinde çıktı odadan. Uzun süreden sonra Yoon Gi tarafından öpülmek heyecanlanmasını sağlamıştı. Bedenini saran ateşin ne anlama geldiğini biliyordu. Yoon Gi'ye yeniden aşık olduğunun habercisiydi bu.

___

bölüm sonu

bölüm sonu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sermest | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin