Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler.
Orgun
En son ne zaman her şey yolundaydı ? Baş ağrımın sebebi yüksek dozda alkolmüydü yoksa kaybolup giden hayatım mı ? Her şeyin son bulduğu bir çıkmazdayım belkide o yolu ben göremiyorum.
Sesini ilk duyduğum an zaman dursun istemiştim.
-Orgun kendine gel! Orgun ses ver !!
Sesini biraz daha duymak için ses vermek istemiyordum. Yapmak istediğim tek şey huzur bulduğum sesiyle tekrar uykuya dalmaktı. Nefesime bakmak için eğildiği an gözlerimi açtım ve kokusunu içime çektim.
-Ne uykucusun Orgun korkutmaktan başka yaptığın hiçbir şey yok.
diyerek yataktan kalktı ve yerdeki tişörtümü alıp yüzüme doğru fırlattı. Hafif sırıtarak yataktan doğruldum. Kaşlarını çatmış olan Duruya tekrar , tekrar baktım. Tam ona doğru yaklaşacakken
-ÖMRÜM BOYUNCA SEVECEĞİM TEK ADAMMIŞSIN GİBİ DAVRANMA.!
Beynimin içinde dönüp duran bu cümle kendini tekrarlarken gece sızıp kaldığım koltuktan birden sıçradım. Çıplak ayaklarım zeminle birleştiğinde irkildim. Yavaş ve yorgun adımlarla banyoya ilerlerken kendimi toparlamaya çalışıyordum tam o sırada Sercan'ın bağırma sesiyle salona doğru yöneldim. Olayı anlamaya çalışırken telefonla konuştuğunu farkettim telefondan çıkan ses Ejder'in sesiydi konunun ne olduğunu umursamadan Sercan'ın elinden telefonu sertçe çektim ve kulağıma götürdüm.
-EJDER!!!!
-Ooo Orgun bey sonunda uyanabilmişsiniz, bende seni bekliyodum.
-Yine ne bok yedin
-Ha anladığım kadarıyla sen whatsapp'a girmemişsin daha.
Telefonu sertçe koltuğa fırlatıp telefonumu aramak için yönelmiştim ki Sercan bana telefonunun ekranını gösterdi. Bir fotoğraf vardı. Fotoğrafta Ejder, Duru ve Sercan'ın sevgilisi Selin. Dün gece bizimde orda olduğumuz bardı. Fotoğrafa bakarken Ejder'den bir mesaj daha vardı mesaj yine bir fotoğraftı. Selin ve Durunun Ejder'in evindeki fotoğrafıydı. Sinirle tekrar Ejderi arayıp
-Kaçıcak delik ara Ejder. BU SEFER SONUN OLUCAK.
Telefonu kapatıp Sercan'a verdim tabi vermek sayılırsa. Koşar adımlarla odama ilerledim. Duvarlarım beyazdı ama kirden sarıya döndü de diyebilirim. Senelerdir kullandığım artık yıpranmış olan ahşap dolabımın kapağından sarkan kot pantolonumu ve üstüme buz mavisi bir gömlek giyip masamın üzerinde duran araba anahtarını alıp evden çıktım.
Boş duvarı seyrediyodum yaklaşık bir buçuk saattir. Kelimelerin yoğun olduğu sinir kat sayımın aştığı bu anda sadece boş boş duvarı seyrediyodum. Arabamı bir ara sokağa sürmüştüm. İnsanlardan uzak kalmaya o kadar ihtiyacım vardı ki. Bırakıcaklar tüm yaşantını kimsenin olmadığı bir şehirde geçiriceksin. Hele ki İstanbul gibi bir yerde yalnız kalma isteğim çok da gülünç olmaz herhalde. Zaten doğru düzgün konuşan biriside değildim.Benim gibi sinir sorunları olan insanlar konuşmaktan keyif almazlar zaten. Çok sinirliydim geldiğimden beri sıktığım yumruğum mosmor olmuştu. Yumruğumu hafiften gevşettim. Gözlerimi ellerimden ayırıp tekrar duvara diktim.
-KİMSE BENDEN BENİM KADAR NEFRET EDEMEZ. Diye bağırmıştım boş sokakta. Sesim yankılanmıştı. Ama ben bunu istemiyordum. Ben evet ben Orgun YILMAZ. korkağın teki, beş parasız yetim oğlan ? senin neyine be aşk ? diyip bağırdığım duvara yumruğumu geçirdim. Sonra tekrar ve tekrar... Ağlayarak yere çöktüm. Ve başımı yere koydum. Daha çok ağladım. Kendime mi yoksa çaresizliğime mi veya olanlar karşısında beni gerçekten tüketen Ejdere mi ?
Bu baş ağrıların sebebi çevremdeki insanlar mı yoksa kafamın içindeki ben mi ? Uyandığımdan beri dinmek bilmeyen ve uzun süredir ağladığımıda ele alırsak daha çok şiddetlenen bir baş ağrısına çare arıyodum. Bugün girdiğim kaçıncı eczane bilmiyorum ama ara sokakta 3-4 saat durduktan sonra ayrılmıştım. O zamandan beri ilaç arıyodum. Dünkü içkinin dozunu biraz fazla kaçırmıştım arabaya yaslanmış şekilde düşünürken düşüncelerimi dağıtan bir telefon sesi olmuştu. Arabanın içinden telefonumu aldım. Serhat arıyordu yine felaket bir haber vereceğinden telefonu açma gereksinimi duymadan sessize alıp yan koltuğa attım. Benim tek bir ilacım vardı bu baş ağrısı için o da kafamın içinde dönen intikam oyunlarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamana Karşı #Wattys2017 #BBbenikeşfet
Mystery / ThrillerKolumdaki yara izlerine bakındı acıtmak istemezcesine ellerini geri çekti. -Merak etme acım fiziksel acıları bastırmıyor. dedim karşımda oturan kızıl saçlıya. kızıl saçlı dedim çünkü adını bile bilmiyordum. Gözlerini gözlerime dikip ; -Niye yap...