~"Sakin olun Asel Hanım minik prensesimiz gayet iyi sadece sizi sayıklıyor ve ağlıyor gelseniz iyi olur." Duyduğum sözlerle içim rahatlarken. Gözyaşlarımı hala tutamıyordum.~
Hızlanan kalp atışlarımı ağzımda hissediyor ve bi yandan tüm vücuduma elektrik dalgası yayılıyordu. Şoka girmiş vaziyette telefon kulağımda duruyordum. Korkuyordum. Her hücremle korkuyu hissediyor onu yaşıyordum. Doruğun bana seslenmesini duyuyordum. Ama dediklerini algılayamıyordum. Kendime gelmeye başladığım da telefonu kapattım.
" Bana ne olduğunu söyleyecek misin artık Asel!"
Sorduğu soruyu es geçip sadece omuzumu silkmekle yetindim. Ona açıklama yapma gibi bi sorumluluğum yoktu.
"Beni söylediğim yere bırakabilir misin?
Sadece aklımda Melek vardı. Adının anlamını fazlasıyla taşıyan meleğim. Kendime gelip güçlü durmak zorundaydım.
Bileğimi sıkan elle irkildim. Bu adam ne yaptığının farkında mı acaba? Hayat onlara göre toz pembe olacak ki öğrenmek istemesi bile onun için yeterliydi. Sinirlerime hakim olamadan bağırırken buldum kendimi."Ne olduğu sizi hiç ilgilendirmez Doruk Bey! Patronum olabilirsiniz ama bu sizin benim özel hayatımla ilgili sorular sorabileceğiniz anlamına gelmez. Haddinizi bilin lütfen! Malesef bizler sizin gibi şanslı değiliz ve mükemmel hayatımız yok."
Ağzımdan çıkan kelimeleri umursamadan tek nefeste söylemiştim içimdekileri. Hızla ona döndüğümde gözlerini yummuş, burnundan hızlıca nefes alıyor ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Üzerime koyulaşmış gözlerini dikip bana öldürücü bakışlarını attı. Ardından genizden gelen ama mutluluktan bi hayli uzak kahkası arabanın içinde yankılandı. Oldukça duygusuz bi ses tonuyla;
" Sakın bir daha bana o ses tonunu yükseltme cesaretinde bulunma. Asel... Sabrımı zorluyorsun ve ben sabırlı bir adam değilim. Mükemmel hayatımda seni ilgilendirmez. Yani kısacası sende haddini bil küçük!"
Söylediği şeyleri hazmettikten sonra çantamı aldım ve cevap vermeden arabadan indim. Ah harika ne biçim bi yerde durduysak in cin top oynuyordu. Doruk bu hareketimi beklemiyor olacaktı ki arabayı hareket ettirmemişti.
Kapıyı açıp
" Siz gidebilirsiniz Doruk Bey."Dememle arabanın lastiklerini ağlatırcasına yanımdan hızla uzaklaşmıştı. Aferin Asel aferin. Şimdi burda kurda kuşa yem olacaksın. Telefonumdan Manolya'nın numarasını bulduktan sonra aradım.
Telefonu açtığında konuşmasına fırsat tanımadan;
"Manoliii Melek kriz geçirmiş ve ben şuan şehir hanzosu yüzünden gidemiyorum. Soru sorma ve o seksi poponu harekete geçirip önce Meleği al ben sana konum atıcam gelip beni alırsın öptümmm."Ay rahatladım canım manoliim dost gibi dost. Off ne yapacağım ben burada! O değilde beni resmen bırakıp gitti. İnanamıyorum ya bu gencecik yaşımda ayılara kurtlara yem olacağım. Görür o şehir hanzosu. Burdan bi kaç tane fare bulup şirkette onun odasına atacağım. Kaslı kollarını geniş omuzlarını falan kemirteceğim.
Artık yapacak bişey olmadığından yere bağdaş kurdum ve oturdum. Kulaklığımı kulağıma taktıktan sonra muziği açtım. Korkuyor değildim ama ürperiyordum. Yarım saati geçkindir oturuyordum. Manoli aramalarıma cevap vermiyordu. Tam sövmeye başlayacaktım ki aradı. Tabi iti an çomağı hazırla. Yine konuşmasına fırsat tanımadan bülbül gibi ötmeye başladım." O telefona neden bakılmıyor kızım yaa. Bilmiyor musun ben panik bi insanım! Sen... sen bi gel buradaki yakışıklı ayılardan birine vereceğim seni. Ömrünün sonuna kadar mutlu mesut yaşar gidersiniz."
İster istemez suratımda bir gülümseme oluşmuştu. Bu kıza bulaşmayı seviyordum. Attığı kahkaha suratımı buruşturmama neden olmuştu.
" Ama insan bi sorar be! Neden açmadın diye senin bu çıtır kankanın başına neler geldi neler. Ayy konum at çabuk konum... Ha bu arada ultra zeki arkadaşın Meleği Turna sultana bıraktı merak etme gayet iyi. Övünmek gibi olmasın çok akıllıyım. Hııh neyse... Geliyorum."
Telefondan konum attıktan sonra ayağa kalktım oturmaktan popom uyuşmuş. Annemi arayıp biraz gecikeceğimi söyleyip Melekle ilgili bilgi aldıktan sonra iyi olduğunu duymak içimi rahatlamıştı.Bir sağa bir sola durmadan volta atmaya başladım. Nerede kaldı bu ya?
Gelen korna sesiyle sıçradım bu iki oldu ama ya."Atla bakalım çıtır kankanın bebeğine "
Ahh deli kız ya. Arabaya kendimi resmen fırlattım. Buradan hemen uzaklaşmak istiyordum. Tabi manolii biner binmez konuşmaya başlamıştı.
" Çok kötü bişey oldu ya ben Meleği bıraktıktan sonra seni arayacaktım tam o sırada bitane dengesiz sen gel bana arkadan çarp.
İnanabiliyor musun? Benim bebeğime!
Dedim yettim anneem öldüreceğim onu. Hemen indim arabadan tabi dururmuyum. Karşımda mükemmel bi huri bey. Nasıl yakışıklıydı tabi ben hemen hanımefendi kimliğime büründüm. Yok önemli değil falan filan...
Bence bu evrenin bize bi mesajı. Kesin evleneceğiz kesin!"Durmadan ellerini birbirine vuruyor arabanın içinde uzaylı görmüş gibi hareketler ediyordu.
" Ben seni beklerken burada bi ayıyı bulmuştum ama hadi gene iyisin."
Sırıttığımda gözlerini devirdi. Büyümüşte göz deviriyor bak sen şu sıçana.
"Ya ben hayatımın aşkını buldum. O değilde sen niye buradaydın? Upsss işi ne yaptın bugün ? "
Günün özetini geçtiğim de beraber doruğa baya sövdük. Haksız mıyız? Hayır. Belki birazcık fazla çıkışmış olabilirdim. Onun da beni anlaması alttan alması gerekirdi. Sonuçta o an kötüydüm ve ne yaptığımı bilmiyordum. Bizim evin önüne geldik Manoliye teşekkür edip öptüm ve arabadan indim.
Eve geldiğim de Turna sultan ve Melek beraber uyuyorlardı. Üstlerini örtüp odama geçtim. Fazla yorulmuştum bugün. Pijamalarımı giyip banyoda yüzümde olan hafif makyajımı temizleyip dişlerimi fırçaladıktan sonra yatağıma yattım. Yarın güzel bir gün beni bekliyordur inşallah!!
Merhaba arkadaşlar. Bölümü fazla uzun yazamadım. Ama diğer bölüm de geçiş olacak ve asıl hikaye o zaman başlayacak. Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMDA YEŞEREN UMUTLAR
RomanceIrzına geçilmiş bir beden,hayata küskün korkak bir insan. Huysuz, duyguları sömürülmüş kötü bir ruh.