"Uyanık mısın tatlım?" diyen annemin sesi düşüncelerimin sesini bastırdı. Uyuyormuş numarası yapmak istedim, ama annemin bunu yiyeceğini pek sanmıyordum. Gene de denedim. Sırtım ona dönüktü, bu yüzden açık olan gözlerimi fark etmemişti. Onları hemen kapattım ve beni gıdıklamasını önlemek için koltuk altlarımı ve ayaklarımı güvenceye aldım. Tahmin ettiğim gibi yemedi. "Uyanık olduğunu biliyorum." dedi "Kimse uyurken bu kadar hızlı hareket edemez."
Hemen ona döndüm ve "Ama ben edebiliyorum." dedim. Aramızda bir sessizlik oluştu. Nedenini biliyordum, bugün o gündü, ailemden bir yıl uzaklaşacağım ve hayatımın kalanına karar vereceğim gündü. O lanet olası ilacı almayı reddetsem "Hikayesiz" kalmaya razı olacağım ki bundan da aşırı korkuyorum. "Hikayesiz"ler en kötü hayat seçeneklerini alırlar. Yani bir katalogtaki en kötü ve ucuz elbiseyi sonsuza kadar giymek gibi bir şey.
"Korkuyor musun?" diye sordu annem yüzünde sahte bir tebessümle. Sonra da gelip bana sarıldı. Sonra babam ve ağabeyim Larry içeri girdi. Larry on sekiz yaşında. Bir yıldır bizimle yaşıyor. Sanırım istediği böyle bir hayatmış. "Korkmana hiç gerek yok Sasha! Çok kolay bir şey bu." diyerek omzuma vurdu Larry. "Korkmuyorum ki!" dedim. "Tırsıyorum o kadar." Larry ve babam buna güldü, ama annem gülmedi. Benim için gerçekten endişeleniyor.
"Ben iyiyim anne, yüzüme öyle bakmana gerek yok. O odadayken elimden geldiğince sizi tarif edeceğim zaten." diye ayağa kalktım. Bana tekrar sarıldı. Son beş dakika içinde iki sarılma, gerçekten üzgün olduğunu belli eder. "Anne?"
"İyiyim, iyiyim. Sadece sensiz bir yaşam düşüncesi aklıma gelip duruyor." dedi ve ben anında cevapladım. "Geri geleceğim ki, siz sadece bensiz bir yıl eğlenmemeye bakın."
Larry de bunun üstüne "Senin inadına bu yılı çok güzel geçireceğim. Artık döndüğünde anlatırım." dedi, bu sefer ben onun omzuna vurdum. "Her neyse, artık odamdan çıkın da bir yıl üstümde kalacak olan kıyafeti seçebileyim!" dedim ve odada yalnız başıma kaldım.
Gardırobumu açtım. Az önce de söylediğim gibi, bir yıl üstümde kalacak kıyafeti seçecektim ve bu gerçekten zor olacaktı. Birkaç dakika düşündükten sonra rahat ve güzel birşeyler giymeye karar verdim. Yumuşak ve rahatça hareket edebileceğim bir pantolon, üstüme de kısa kollu bol bir bluz geçirdim. Ayrıca kalın ve bol bir ceket giydim, çünkü orada yatak olmayacak diye tahmin ediyordum ve ceket çok güzel bir yorgan ve yastık olabilirdi. Her ihtimali hesaba katmak lazım.
"Ben hazırım." diye bağırdım üst kattan alt kata. Annem de bana "Güzel seçim Sasha." dedi. Hemen alt kata kahvaltı için koştum. Annem bana waffle hazırlamıştı. Eğer şansım yaver gitmezse onu çok özleyeceğimi biliyordum.
Waffle'ım bittikten sonra annemle ve Larry'le vedalaştık. Larry'nin son tavsiyesi Sakın beni zorba diye yazma, tamam mı? oldu. Anneminki ise Beni de her gün waffle hazırlayan anne olarak tanıtma, o zaman sana ben düşmem. Ama her sabah waffle hazırlamamı istersen tabii ki de hazırlarım. oldu. Sonra da babamla her gün yeni bir uyuma odası eklenen bir istasyona gittik.
Burayı sadece gazetelerde görmüştüm. Çok büyüktü ve ıssız bir arazinin ortasına kurulmuştu, bu yüzden gitmek çok zamanımızı aldı. Özellikle trafik vardı, bugün bir sürü on altı yaşındaki insanlar hayatlarının kalanının her ayrıntısına karar vereceklerdi.
Eninde sonunda istasyona vardık. Burası yakından daha da büyük gözüküyordu. Öyle büyük ki güneş gözükmüyordu ve gölgesi nereden bakılırsa en az iki yüz metre vardı. İstasyonun tamamı camdandı. Bu yüzden her hareketiniz onu parçalayabilirmiş gibi gözüküyordu, ama öyle değildi. Bilim adamları bunu da düşünmüş olmalılar, çünkü camı her ne kadar kırmaya çalışsanız da kırılmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hikayesiz
Science FictionO an bir şey fark ettim; burası benim dünyamdı, bu benim hikayemdi. Sadece benim. Ve onu sadece kontrol edebilirdim.