2.Bölüm

50 6 51
                                    

"Tolga !?" Dedim şaşkınca ona bakarak. Bunun burada ne işi vardı ? Hem annem görseydi ne yapardı . Bu ne cesarettir yiğidim! Hemen seninle tanışmak isti-

"Biraz konuşabilir miyiz ?" Diyerek ensesini kaşıyarak. Ah! Hadi ama buna eriyeceğimi mi sandın!?
"Tamam , biraz beklemen gerekiyor. " dediğimde elini ceplerine soktu.
"Bekliyorum o zaman bu bankta." Diyerek eliyle gösterip, oraya ilerledi. Bende koşar adım banyoya. Cama doğru yaklaşınca dua etmeye başladım. Inşallah saçlarım birbirine girmemiştir. Cama bakınca homurdandım.
"Seni lanet olası ! Ne diye saçını topuz yaparsın ki ..."dedim ve yüzüme su serptim. Sonra saçlarımı açtım. Tabii ki de böyle çıkmam. Bu ne ? Dolaşmış bu tarayamam vallahi. Saçlarımı tepeden topuz yapıp, odama geçtim. Beklettim çocuğu iyice...

Hemen koşar adım annemin yanına gittim.
"Anneciğim benim! " dedim ve yanağından öptüm. Tabii böyle yapmamın altından bir şeyler arayacaktı.
"Ne oldu bakayım yine ? Söyle, söyle de için rahat etsin." Dedi ve fırının yanına gitti. Bak nasıl da biliyor ...
"Anne benim bir arkadaşım geldi kapıda bekliyor da hem-" diyecekken sözümü kesti.
"Nasıl kapıda bekliyor? İçeri alsana kızım! " ay bıktım. "Anne az dur dinle. Şimdi o gelmez içeri. Dışarı da bekliyorum deyince bende hemen geliyorum dedim ve şuanda bekliyor beni. Gideyim mi? He gideyim mi?" Dedim gözlerinin içine bakarak. Git de gideyim anne !

"Çabuk gel kapının önünden ayrılırsan vallahi o bacaklarını kırarım." Yapar mı yapar. Hemde en kötüsünü yapar.
"Tamam ben kaçtım. " deyip kapıya koşup dışarı çıktım. Annemden de izini kopardık.

"Gelebildin sonunda." Dedi uzaktan Tolga.O sırada bende bankta yanına oturdum.
"Direk konuya geçmen lazım çünkü annem bizi gözetliyor. " dedikten sonra o tarafa bakmaya çalışınca hemen kafasını benim tarafa çevirdim. "Yok aman aman bakma oraya." Dediğimde sırıttı. Ne komik bir şey mi var diyecektim ki ellerimin yanağında olduğunu anlayınca hemen indirdim.

"Sakın söylenmeye kalkma ! Hemen konuya gir dedim ."
"Tamam ama nasıl anlatacağımı inan bilmiyorum." Dedi ve bıkkınca nefesini verdi.
Biraz bekledi ve konuşmaya başladı.
"Ben küçükken sana çok benzeyen bir kız çocuğuyla karşılaşmıştım. Gerçekten de sana çok benziyordu hal ve hareketleri. Bu kızla tanışmamız pek iyi geçmemişti. Biz arkadaşlarımla oyun oynarken sıra bana gelince ben koşmaya başladım. O sırada koşarken o kıza çarptım. Elindeki pamuk şekeri düşünce benim arkamdan bağırdı. Bende geri dönüp yanına gittim. Özür diledim ama o takmadı duyduğunu bile bilmiyordum."dedi ve sırıttı. Bende ayaklarıma bakıp o anı düşündüm Tolga anlatırken. "Daha sonra ben oyundan çıkıp bankların birine oturunca o kız yanıma gelip ne yaptı biliyor mu-" diyecekken sözünü kestim. "Sana sarılıp yanağından öptüm."deyip ona baktım.

Çok garipti. Onca gün sonra karşımda duruyordu. Küçükken onunla hep oyunlar oynardık tabii bu olay yaşandıktan hemen sonra. Ailesi ile Antalya'ya taşınmışlardı ve ben de o günden sonra ondan haber alamamıştım ama şimdi karşımda. O da değişmemiş. Tek fark kalınlaşan sesi ve koyu saçları.

"Geri dönmüşsün..." Dediğimde o da bana baktı ve gülümsedi.
"Evet. İstanbul'a tekrar taşındık. Asansörde seni gördüğüm de bana tanıdık gelmiştin ama boynundaki o siyah kelebek dövmesinden anladım senin İpek olduğunu." Dedi ve bileğini  gösterdi. "Bak burada hala duruyor o ikimizin yaptığı dövme." Dediğinde bileğine baktım. O kendine mavi bir kelebek yaptırmıştı. Bende kendime siyah bir kelebek. O gün çok güzel geçmişti. Doyasıya eğlenmiştik. Babam her zaman Tolga ile bir yere gideceksem izin verirdi. Nedenini bilmiyordum ama babam Tolga'nın babasıyla çok iyi anlaşmaya başlamıştı. Babam ile Tolga'nın babası yani Tarık Bey ile düşman şirketlerdi. Babam benim Tolga'nın asistanı yapmak istediğinde babama karşı çıkmış ve üniversiteyi bitirdikten sonra olur bu söylediklerin deyince sinirleri tavan yapmıştı. Koskoca Şirketin patronu Sezer Bey yani babam asla kendi isteklerinin geri çevrilmesinden hoşlanmazdı.

BulanıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin