Alarmın iğrenç sesiyle gözlerimi açtım. Bugün annem uyarmadı çünkü dünkü olaydan sonra annemle hiç konuşmadan odama çıkmıştım. Odamadan hiç çıkmadığım için akşam yemek de yememistim. Uyurken karnımın guruldadığını duysam da odamdan çikmadim.
Yatagimdan cikip banyomda elimi yuzumu yikadim. Sessizce aşşagi indim. Annem uyanmamissa guruldayan karnimi doyurabilirdim. Merdivenden inerken mutfaktan gelen sesleri duymamla yukari cikmam bir oldu. Hemen uzerimi giyindim. Saclarimi taradim ve cantami alip yine sessizce asagi indim. Hizla kapiya yoneldim. Ayakkibalrimi girip kapiyi acmistim ki annem seslendi"ülkü?" Biraz bekledikten sonra duymamis gibi hizla disari ciktim ve yurumeye basladim. Arkamdan bagiriyordu ama bakmadan ilerledim.
Bugun okula gitmek istemiyordum. Ama gitmek zorunda... hayır aslinda gitmek zorunda falan degildim. Bugun şu degisim meselesine baslamam gerekiyordu. Ismini kapisinin onunde okudugum bi diyetisyene dogru yolumu degistirdim . Oraya varana kadar miğdem susmak bilmedi. Vardıgimda heyecanlanmaya baslamistim. Klinige girdigimde beni ciddi gorunumlu bi kadin karsiladi. "Buyurun?" "Ben diyetisyen hanimla gorusmek istiyorum" kadin gozlugunu duzeltip "randevunuz var miydi?" Randevu mu? Ah unutmusum. Bu isler boyle isliyordu dimi?"Şey ben.." Ordan diyetisyen olduğunu düşündügum beyaz önlüklü bir kadın seslendi "Betül. Bi sorun mu var?" Adinın Betül oldugunu ögremdigim sekreter kadin bana bakip"Bu bayan randevu almamış ve sizinle görüşmek istiyor " dedi. Diyetisyen kadın bana bakıp "meşgul değilim gel güzelim "dedi. Ya madem meşgul degil bu Betül müdür nedir neyin dalaveresini yapıyordu. Allahım ya. Sekreter kadına bakmadan diyetisyeni takip ettim. Odasına arkasindan girdim. Odasının kapısında okuduğuma göre ismi Kadriye imiş. Odaya kapiyi kapatip koltuga oturdum. Kadriye hanım "merhaba ben diyetisyen Kadriye Coşkun. Isteginiz neydi?" diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim. Çok kibar bir kadina benziyordu. "Şeeey" ne diyecegimi toparlayamamıstım. "Bana çekinmeden söyleyebilirsin tatlım "deyince benim dilimin bağı bunu bekliyormuşcasına çözülüverdi. "Kadriye hanim. Ben kilo vermek istiyorum. Ama öyle 1 ayda 5 kilo falan değil. Hızlı bi şekilde çok kilo vermem lazım. " Kadın o anki yüz ifademden midir yoksa ağlamaklı ses tonumdanmıdır bilmem , bana gülümseyip "hadi bakalım boyunu kilonu ölçelim. Ona göre bir liste hazırlarız . " dedi. Acikcasi bu gercekle yuzlesmek istemesem de koltugumdan kalkip basküle doğru ilerledim. Baskülde gördügüm sayiyla bi kez daha şoka uğradım. Bu kadar beklemiyordum acikcasi. Tami tamina 70 kiloydum. Hadi ama . Ben en son 60 kiloydum ya.
Boyumu da ölçtü boyum 1.60 dı. Tekrar masanın başına oturduk. "49-50 civarinda olman gerekiyor. Verilecek yaklasik 20 kilon var. Istedigin gibi çabuk vermek istiyorsan verecegim listeye uyacaksın. Be spor da yapman gerekiyor. Eğer bunları yaparsan 1 ay içinde en az 10 kilo vermiş olursun" 1 ayda 10 kilo ha? Yetmezdi ama yapabilecek bişeyim yoktu. Kadriye hanimı onayladım. Listeyi yazarken bana da biseyler anlatiyordu. Her dediğini onaylıyordum. Listeyi yazdıktan sonra listeyi aldım ve tokalaşıp ve 1 ay sonra tekrar gelmem konusunda sözleşip dışarı çıktım. Sekretere ucreti odedikten sonra karnımı doyurmak icin bi kafeye gittim. Listeye bakıl kahvaltı kısmındaki yiyecekleri sipariş ettim. Yemeklerim geldiğinde uzun süren açlığımın da etkisiyle hızla yemeye başladım. Kahvaltım bitince çantamı alıp okula yoneldim. 2. Dersin tenefusundeydik. Sessizce sinifima girdim ve sirama gecip uyumaya çalıstım. Eren le karsilasmak istemiyordum. Bunun icin uykudan daha iyi bir kurtarici olamazdi.
Uyandigimda son tenefusteydik. Burdan biran once ayrilip bir spor salonuna yazilmam gerekiyordu. Uykum olmadigi icin son dersi dinlemeye calistim hadi ama polinomlar mi. Internetten zaten dinleyip ogrenmistim bu konuyu. Dersi bırakıp pencereden dışarıyı izlemeye başladım. Yağmur yağıyordu. Ben yağmuru izlemeyi değil hissetmeyi sevenlerdendim. Hocadan tuvalet için izin alıp okulun arka bahçesine doğru yavaşca yürüdüm. Cebimden aldığım paketimden 1 tane sigara alıp yakmaya çalıştım. Ama lanet çakmak yanmıyordu. Köşeyi döndüğumde birseye carptim. Carptigimin bir ögretmen olmaması icin dua ederken sonunda gözlerimi açabilmeyi akıl edebilmiştim. Bugün kacinci oldugunu bilmedigim bir şok daha geçirdim. Eren cakmagini uzatmiş sigaramı yakmaya çalısıyordu. "Içine cekmezsen yanmayacak" demesiyle kendime geldim. Icime cekip"saol" dedim. Hic bisey demeden yanimda sigarasıni icmeye basladi. Konuşmuyorduk. Ben o sırada büyülenmiştim. O dumanı içine çekişine bile hayran olmuştum ve o an dudaklarına dokunan sigarayı bile kıskanmıştım. Sigaram bittiğinde ikimiz de sırılsıklamdık. Sınıfa dönmek için adım attığimda kolumda bir el hissetmemle durakladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEGIŞIM
Fiksi Remajasorsanız herkes önemli olanın iç güzellik olduğunu söyler. ama gerçek şu ki dışı güzel olmayanın içini hiçkimse merak etmez