Selam bu hikayeyi kafamda kurgulamıştım. Ama yayınlamak bugüneymiş. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Vote yapmayı da unutmayın. Gerçekten bu benim yazmak için teşvik olur. Siz sevip yorumladığınız da , vote yaptığıızda benim içimde daha çok yazma isteği oluşacaktır. Lütfen eksik etmeyin :)
Dışarı çıktığım anda ılık rüzgar bedenimi ele geçirmişti. Hafif hafif yüzüme vuruyordu. Bu da benim hoşuma gidiyordu. Bazı kişilerin aksine rüzgarı severdim. Rüzgarın hafif hızlı esişinde yaprakların havalanması hoşuma giderdi.
Telefonumun melodisi kulaklarımı doldurmuştu. Ekrandaki Dave yazısını görünce gülümsedim . Dave benim çocukluk arkadaşımdı. Onunla her şeyimi paylaşırdım. O da benimle paylaşırdı. Nişanlıydı. Nişanlısı çok zarif bir kızdı. Çok yakışıyorlardı birbirlerine.
'' Efendim kardeşim? '' dedim telefonu açıp kulağıma götürdükten sonra.
'' Neredesin kardeşim? '' dedi.
'' Evden yeni çıkmıştım. Biraz canım sıkılmıştı dolaşmak iyi gelir diye düşünmüştüm. '' dedim
'' Tamam kardeşim . Bizde Emily ile seni yemeğe çağıracaktık da, gelirsin demi? ''
'' Tabi ki dostum seni mi kıracağım.'' dedim hafif gülerek.
'' Tamam o zaman dostum bekliyoruz '' dedi
'' Görüşürüz'' dedim
'' Görüşürüz '' dedi . Telefonu kapatıp cebime tıkıştırdım. Dave ile çok iyi anlaşıyorduk . Benim eş cinsel olduğumu bildiği halde bana ön yargılı davranmayan nadir kişilerdendi. Zaten ailem, o, nişanlısı ve birkaç kişiden başka kimse bilmiyordu.
Yarım saat daha dolaştıktan sonra Dave'in evinin önüne gelmiştim. Kapı tıklatarak beklemeye başladım. Emily tüm güler yüzlülüğüyle kapıyı açtı. Bana sarılarak 'Hoş geldin' dedi. 'Hoş buldum' diyerek karşılık verdim . İçeri girdiğimde elinde 2-3 şişe şarap bulunan Dave'i gördüm.
'' Hoş geldin Dostum '' dedi yaklaşarak. Bizim bilinen tokuşmamızı yaptık. Bu tokuşmayı çocukken bulmuştuk.
'' Hoş buldum Dostum '' dedim gülerek
'' Acıkmış görünüyorsun hemen yemeğe geçmek ister misin ?'' dedi bana bakıp gülerek.
Aslında evet acıkmıştım.
'' Benim için fark etmez dostum '' dedim omuz silkerek.
'' Tamam geçelim o zaman '' dedi masaya doğru yürürken.
Sandalyeyi çekip oturdu onlarda benle birlikte oturmuşlardı. Masa da yok yoktu.
'' Bu kadar zahmete gerek yoktu gerçekten '' dedim masadakileri göstererek .
'' Olur mu öyle nişanlımın dostu , kardeşi geliyor bu kadarı az bile '' dedi Emily .
'' Kardeşim için az bile bunlar '' dedi Dave.
'' Senin gibi bir dosta , kardeşe sahip olduğum için çok şanslıyım '' dedim .
'' Evet benim gibi bir arkadaş bulunmaz . Seni şanslı çocuk '' dedi . Bu dediğine ben ve Emily kahkaha atmıştık.
'' Çok mütavazisin '' dedim
'' Her zaman '' dedi gülerek.
Gülüp, sohbetler ederek yemeğimizi sonunda bitirmiştik. Biraz televizyon izleyip mısır yedikten sonra Dave ile pes attık. O yenmişti tabi her zaman ki gibi. Saat baya geç olmuştu.
'' Ben artık kalkayım dostum '' dedim ayağa kalkarak .
'' Biraz daha kalsaydın '' dedi.
'' Evet ben sana misafir odasını ayarlardım orada kalabilirdin '' dedi Emily.
'' Çok teşekkür ederim artık başka bir zaman '' dedim
'' Tamam o zaman ama kalacaksın bir gün ama sözün var '' dedi Dave omzuma hafifçe vurarak.
'' Tamam dostum '' dedi
Kapıya kadar karşıladılar beni. Dışarısı biraz daha soğumuştu . 2 saat önceki ılık rüzgardan eser kalmamıştı. Ceketime biraz daha asılarak evime doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black & White (Ziam Palik)
Random"Ve bir gün gelecek, siyah tüm içtenliģi ile beyazın masumluğuna kapılcak. İstese de istemese de..." Siyah'ın son cümlesi şu oldu; ''Ve siyah beyaza aşık oldu!''