Nico ile Röportaj

658 38 8
                                    


Ben: Merhaba Nico. Sana çok kızgınım. Resmen sana dalcaktım ve ben senin çok büyük bir hayranınım!!

Nico: *Bağırarak* Kardeş napabilirim? Beni tehdit ettiģinden dolayı röportaj veriom! Röportaj vermeseydim benim ve Will'in arasını bozacağına dair stiks nehri üzerine yemin ettin! Bunu da göze alamazdım!

Ben: Ayy çok şirinsin! Neyse röportaja başlayalım bari. Aramızdaki buzları eritmek için güzel bir konuyla başlayak. Yüzümüz biraz aydınlansın. Will ile çıkmaya başlayınca ne hissettin?

Nico: *Kızararak* Ben... ım...

Will: Cevap! Cevap! Cevap!

Percy: Tipi olan çocukla ilgili be düşünüyor acaba. Benle ilgili böyle sorular sormassın dimi. Yani demek istediğim senin tipin olmayınca!

Nico: *Faceslap* Uff hala devam mı ediosun. 4 yıl oldu. 4 YIL!

Ben: SUSUNNN!!! Nico cevap!

Nico: Im... ağır duygular yaşamıştım.

Ben: Yani mutlu olmuştun. Anlıyorum. Öbür soru. Percy'e duygularını açıkladığında neler hissetmiştin?

Nico: Benim tipim olmadığını fark ettiģimde ona söyliyim didim. O zaman rahatlayacağımı biliyordum. Yani açıkladıģım da rahatlamıştım. Annabeth de beni teselli etmişti zaten.

Percy: Evet tipin deģilim ve hala benle konuşuo ya. Tipin olan kişilerle konuştuğunu sanıyodum!

Nico ile ben aynı anda faceslap yaptık

Nico: Bu kadar abartçağını bilseydim sana hiç söylemezdim.

Ben: ...

Percy: ...

Nico: ....

Annabeth: ...

Hazel: ...

Jason: ...

Herkes: ...

Will: Hepiniz solicelendiniz (yanlış yazmış olabilirim).

Ben: Anlıyorum seni Will. Bende okulda "Ablanız tarafından trollendiniz" diyorum. Neyse Nico sıradaki soru geliyor. Hazel'ı öģrendiģin zaman ne hissettin?

Nico: Mutlu olmuştum. Aynı zamanda heveslenmiştim de. Sonuçta bir tane daha kardeşim/ablam olduģunu öğrenmiştim.

Hazel: Awww!

İzleyen/dinleyen herkes: Aww!

Nico: Ne bakıonuz? İşsizmisiniz? İşinize geri dönün!

Ben: *Öksürür* Sıradaki sorumuza gelelim. Hepimizin merak ettiği soru. Hatta biri çok fazla merak ediyor. Frank'in Hazel ile çıkmasına onay veriyormusun?

Nico: Onay vermeseydim. Hatta karşı çıksaydım iskeletlerim şu an Frank'in peşinde olurlardı. Hatta peşinde olmaz parçalara ayırmışlardı. Hatırlamışken Percy sakın benim onayladıģımı kanıtlama planını yapayım deme. Sana iskeletlerimi salarım.

Annabeth: *Nico'ya bakışlarından birini atar* Sakın di Angelo. Sakın deneme!

Nico: Uff tamam.

Ben: Burası yine doldu. Ama dolması benim elimdeydi. Sıradaki soru! Biraz sorularım karamsar olacak. Senin için tartarusla ilgili soru sormayacağım. Ama Bianca ile ilgili soru soracağım. Bianca sana yeniden doğacağını söylediģinde neler düşündün/hissettin?

Nico: Gel kulağına söyliyem. Percy Annabeth ve öbürleri çıkın pls.

Ben: *Annabeth'ten bile kötü bir bakış atar* Çıkın!

Herkes: *Dışarı korkar bir şekilde çıkar*

Nico: Şimdi yeniden doğmak uzun sürüyor. Çok uzun bir sıra var. Bende arada sırada bakıyorum. Bianca da hala yeniden doğmadı. Babamla bir anlaşma yaptım. Bu anlaşma da belirli iki kişiye Bianca'yı vereceği. Bu iki kişi Percy ile Annabeth. Hepimiz biliyoruz ki onların ayrılma imkanı yok. İkisi japon yapıştırıcısıyla birbirine yapışmış durumda. Hem Bianca'nın iyi bir aileye yerleştiģini bilicem. Labirentte de bunu çoktan düşünmüştüm bile. O zamandan bile ne kadar tutkulu bir aşkları olduģunu görebiliyordun. Zaten ben yeni hatırlıyorum ama Lotus Kumarhanesine geldiklerinde biz ordaydık ve bizi aldıklarında ondan sevgili olup olmadıklarını sormuştum. Yavaş yavaş hatırlamaya başladım ama hala her şeyi hatırlamıom.

Ben: Vay be! Şimdi bana tüm bunları mı anlattın? Vay be! Çocuk seni seviom ya çok şirinsin. Ve awww!

Nico: Noldu sana? Ağzından salyaların akıyor. İyimisin?

Ben: Ay pardon. Fangirllük tuttu. Neyse sorularım bu kadar tekrar röportaj isticem. Yakında tekrar görüşürüz 👐.

Nico: Uff tamam. Görüşürüz.

Herkes katlanmalı çocuk çok şirin şimdi. Benden 85 yaş falan büyük olabilir ama çok şirin. (85i attım daha az ve daha fazla olabilir.)

PJO Anılarım Ve Headcanon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin