Ah, Mavi!Beni affet!

30 1 1
                                    

Ve sonra dedi sonra ne olacak ki?Bitecek miydi sanki bu işkence.Biliyordu bitmeyeceğini ama kazmaya devam etti.ve dönüp solgun yüzüne baktı Mavi'nin.Ah Mavi dedi senin için birgün bu mezarı kazacağımı düşünmemiştim.Ve devam etti düşünmeye.Daha dün gibi aklındaydı şurda durup ona bakışı.Ah dedi keşke böylesi bir aptallık edip onun ölümüne yol açmasaydım.Ama artık oldu bikere.Ve hayatına devam etmek zorundaydı.Bütün hissettiği acılara ve özleme rağmen önce onu gömüp daha sonra bütün izleri yok etmeliydi.yakında komşular gittikleri market alışverişinden döneceklerdi ve şu yeni gelen komşu hakkında dedikoduları paylaşmak üzere onun da kapısını çalacaklarını biliyordu.o yüzden acele etmeliydi.belki ortalığı temizledikten sonra onlar için birşeyler hazırlardı.Belki de yıllar önce çok güzel yaptığı bir kek tarifini yeniden hatırlayabilir ve komşuları için onu yapabilirdi.ah dedi ne zor bütün bu olanlardan sonra hiçbirşey olmamış gibi devam etmek.yeteri kadar kazmıştı sanırım.mavinin soğuk bedenine birkere daha dokunmak istedi yüzünü okşamak.sonra birden irkildi ne faydası olacaktı ki artık mavi yoktu belki de içini bi nebze rahat ettirecek şey onun arka bahçesinde gömülü olduğu olabilirdi.bu da o kadar dehşet verici bir gerçekti ki yaşamı boyunca bu trajedilere çok sık rastlamasına rağmen onu bile hayrete düşürüyordu.bu eve ilk geldiği günü hatırladı.neredeyse bu evi satın almasının tek nedeni olan zambak ve sümbüllerle dolu bu mis kokulu arka bahçenin birgün bir mezara dönüşeceği kimin aklına gelirdi ki.ah neyse ki zambak ve sümbül kokusu okadar yoğundu ki bir ölü bedenin kokusunu almıyordu hiç.tıpkı o kokuyu bastıran zambak ve sümbüller gibi o da bu hikayenin üzerini kapayacak hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam edecekti.ve kalbinin buna engel olmasına izin veremezdi.bu düşünceler içindeyken kapı çaldı.Olamaz henüz mezarın üzerini tam olarak kapatamamıştı ama kapıyı açmaması da olmazdı.Çünkü arabası tam evin önündeydi ve gelen her kimse evde değildim yalanına kanmayacaktı.Üstelik bu durumda ortadan yok olamazdı çok riskliydi ve insanları şüpheye düşürebilirdi.sıkıca arka bahçeye açılan kapıyı kilitledi ve perdeyi çekti.Perdeyi çekerken bir çocuk bile bunun yarım kalmış bir mezar kazısı olduğunu çözebilir diye düşündü penceredeki manzara için.kapıya doğru yönelirken ayağına bir şey çarptı durdu ve o ayağına çarpan şeyi bulması gerektiğini düşündü etrafa şöyle bir bakındı ama göremedi.kapıdaki misafirini de bekletemezdi oyuzden aramaktan vazgeçip kapıyı açtı.kapıda gördüğü manzaraya inanamadı.kapının önündeki büyük kalabalık hep bir agızdan iyiki doğdun diye bağırıyordu.bu karmaşanın içinde doğum gününü unutmuş olmalıydı.şaşkınlıkla misafirlerine bakarken içlerinden birisinin doğum günü partin için senin arka bahçenden daha iyi bir yer bulamadığımız için affet ama okadar güzel bi arka bahçen var ki diğer hiçbir yer onunla yarışamaz bile dediğini duydu.İrkildi belli etmemek için gülümsüyordu bir bahane bulmalıydı ve şuan tamamiyle müsait olmayan arka bahçesinde tamamıyle güzel ve iyi niyetleriyle parti düzenlemek amacıyla gelmiş bir kalabalığa bunu inandırmalıydı."Bakın ne diyeceğim bahçeye yeni tohumlar ekiyordum oyuzden pek müsait değil doğum günü partimi şu göl kenarında geçen ay açılan kafe de yapmaya ne dersiniz?siz önden buyurun bende üzerimi değiştirip size katılacağım dedi.evet bu biraz zaman kazandırabilirdi.evinin önündeki nazik ve kibar insanlardan oluşan o güzel topluluğu yolcu ettikten sonra hemen üst kata çıkıp üzerini değiştirdi.arka bahçeye açılan kapıya şöyle bir göz attı merdivenden inerken, hayır yarım kalan işini bugun tamamlayamazdı katılması gereken bir doğum günü partisi vardı.sonra bir an durdu ve acı acı gülümsedi.doğum gününü kutlayan nazik kibar insanlardan oluşan bir topluluktu.Peki ya mezarını kim kazacaktı?Mavinin hiç aklına gelmiş miydi mezarını benim kazacağım?Ah o ölümü düşünmezdi ki hiç.Ölüme en yakın olduğu zamanlarda bile düşündüğü tek şey sevdiği ressamın son resmiydi.Ah mavi sen o resmi göremedin ama o resmin bir kopyasını bulup zambak ve sümbül kokulu arka bahçemin en güzel köşesine onu asacağım.Ne garip değil mi orası senin mezarın artık.diye geçirdi içinden.acaba eskisi gibi keyif dolu günleri olabilecek miydi arka bahçesinde,üzerine bastığı toprağın altında mavi olduğunu unutabilecek miydi bir gün?ya da unuttuğu gün gelmeden ölüm onun da kapısını çalacak mıydı.Ah dedi keşke beni de senin yanına gömseler Mavi, zambak ve sümbül kokulu arka bahçeme.Bunu bir ara yazmalıyım diye düşündü bir yere yazmalıyım ve beni de buraya gömmeliler.ama ya beni gömerken maviyi rahatsız ederlerse?Belki dedi belki ozaman yeniden Mavi ile beraber oluruz zambak ve sümbül kokulu arka bahçemde,belki ozaman ondan özür dileme fırsatı da bulabilirdim.Ah Mavi beni affet.Sana verdiğim sözü tutamadım.

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin