Karargah'ta(+18)

18K 103 9
                                    

Yazar notu: Hilal ve Leon şuan sevgili, gizli görüşürüyorlar. Ama Hilal bir miktar da olsa Leon'un hala o üniformayı giymesine katlanamıyor. Ama gönlünün bir tarafı da güller açıyor Leon'u istiyor. Leon zaten Hilal'i kıtlamanın peşinde. Hilal'in Halit İkbal olduğunu öğrenen Leon onu müdafaa etmek için Haydar'ın Halit İkbal olduğunu söyler. Hilal sinirlenir ve karargâhı basar.

Hava kararmak üzereydi, genç kadın hastaneden çıkar çıkmaz soluğu Yunan karargâhının önünde almıştı. Ortalık sakindi bir an için onu yerinde bulup bulamayacağından emin olamadı ortalıkta askerler görünmüyordu. Hilal bir hışımla Yunan karargâhından içeri giriverdi. O kadar hızlı hareket ediyordu ki, sanki bir dursa düşünse bütün öfkesi dinecek o da vazgeçecekti. Lakin hıncını alana kadar yüreği ferahlamayacaktı. Kapısının önünde durdu, kapıdaki asker soran gözlerle kendisine baktığında kendisinden beklenmeyecek bir ciddiyetle cevabını verdi genç kadın:

- "Teğmen Leon ile görüşeceğim." O kadar kararlı bir tonda söylemişti ki asker soru sormaya hacet görmedi. Karşısındaki genç hanımı ufak bir baş hareketiyle onaylayarak

- -"Burada bekleyin küçük hanım" dedi.

Hilal gözlerini devirerek ofladı 'küçük hanım! Sinir oluyorum şu lafa!' lakin bu sefer iç sesiyle konuşmuştu. Odanın kapısı açılırken Hilalin de kalbini saran göğüs kafesi bir açılıyor bir kapanıyordu. Askerin konuşması Hilal'i kendine getirdi.

- "Teğmenim ziyaretçiniz var."

Genç adam ince bacakları üzerinde yükselerek oturduğu yerden kalktı, kendisi de çıkmak üzereydi bu saatte ziyaretçi beklemiyordu. İçeri giren kişiyi fark edince yüzü aydınlandı, havanın kararmasıyla zaten loş olan odaya adeta güneş doğmuştu.

- "Tamam asker sen artık çıkabilirsin." Diyerek askeri evine gönderdi, sevgilisiyle ne konuşacaklarsa baş başa olmalarında fayda vardı.

-"Hilal?"

Genç kadın asker odayı terk edene kadar bakışlarıyla onu takip etmiş ağzını bıçak açmamıştı. Sessizliği bozmak için Leon harekete geçti:

-"Sevgilim, kötü bir şey mi oldu?"

Genç kadının gözlerindeki fırtına hayra alamet değildi.

- "Sen Haydar abinin Halit İkbal olduğunu nasıl söylersin? Ne hakla?" Hilal hırsını önce kelimelerden çıkarmak istercesine bağırıyordu.

Şimdi anlaşıldı küçük hanım diye düşündü Teğmen ve dudağının kenarına hafif çarpık bir gülümseme yerleştirdi, Hilal'e doğru uzunca bir adım attı:

- "Halit İkbal hakkında idam kararı çıktı sevgilim, seni müdaafa etmek için yapmak zorundaydım." Sesi dingindi kızgınlıktan eser yoktu. Hilaldi işte her zaman başkalarını kendinden daha çok düşünen onun Hilali.

- "Bu yalanın ortaya çıkmayacak mı sanıyorsun. Nasıl yaparsın bunu?" Hilal'in öfkesi Leonun sakinliğini gördükçe kabarıyordu.

- "Çıkmayacak Hilal. Çıkmayacak çünkü bir yazı daha yazmayacaksın. Anlamıyor musun öldürürler seni. Ve ben senin olmadığın bir dünyada yaşayamam Hilal bunu konuşmuştuk. " Leon aralarındaki mesafeyi uzun bir adımla daha da kısaltmıştı.

- "Nasıl mani olacaksınız bana Teğmen? Nasıl zapt edeceksiniz düşüncelerimi?" öfkeden çok meydan okua vardı Hilalin sesinde.

Genç adam cevap vermedi onun yerine aralarındaki mesafeyi bir koşuda kapattı ve kızı narin bileklerinden biraz sertçe kavradı.

Denemeler HileonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin