Münasip(+18)

9.8K 69 1
                                    

Fayton gösterişli konağın önünde durduğunda aynı ruhu paylaşan iki ayrı beden indi faytondan. Önce göz göze sonra da ele ele oldular. Genç adam sevdiği kadına güç vermek istercesine okşuyordu avuç içini.

"Leon, ya beni burada istemezlerse." bulutlanan mavilere gök kuşağı çizmek istedi adam.

"Öyle birşey olmayacak Hilal, benim seni yanımda istemem kafi." diyerek rahatlatmaya çalıştı kızı.

"Leon...Kirya beni istemez ki..."

"O vakit ikimizin birlikte otel odalarında sürünmesine razı gelir." nedense bu fikir Leon'u gülümsetmişti. Acaba Hilal'i konağa getirmek yerine bir otele mi yerleştirseydi. Hem daha rahat fütursuzca ziyaret ederdi onu. Bu fikir aklında ilk filizlendiğinde Hilal ile aynı çatı altında olmak ona ne kadar cazip gelse de evde o kadar insan varken yalnız kalmaları çok zordu. Hilal'i otele yerleştirmeyi akıl edemediği için Leon lanet etti kendine. Şuan geri dönmek de olmazdı Hilal kendisinin de onu burada istemediklerine ikna olduğunu düşünürdü. Yapacak bir şey yoktu gece bir yolu bulup odasına sızarım diye düşündü.

İçeriye girdiklerinde orta yaşlı bir hizmetçi karşıladı onları. Leon genç hanımın bir süreliğine kendileri ile birlikte kalacağını izah ederek onun için kendi odasının karşısındaki odayı hazırlamalarını rica etti. Hilal onun hizmetçilerle bile konuşurken kibarlığından ödün vermemesinden, dudaklarından şiir gibi dökülen yunanca sözcüklerinden bir kez daha etkilendi. Şakımasını bitiren Leon, Hilal'e dönerek:

"Odanı hazırlıyorlar sevgilim. Senin için hamamı da hazırlatıyorum." duraksadı bundan sonra söyleyeceklerini sanki sadece Hilal'in duymasını istiyordu.

"Aslında kalıp seni ben yıkamayı isterdim. Sana dokunmayı ne kadar özlediğimi tahmin edemezsin. Lakin, akşam sadece bir kaç adım uzağımda olacağın için şimdilik sabrediyorum. Diğer vazifeme dönüyorum küçük hanım. Gece uzun olacak."

dumur olmuş bir Hilal bırakarak kızın üzerinden geri çekildi ve yüzüne yerleştirdiği çarpık gülümsemesiyle söylediklerinin etkisini okumaya çalıştı Leon.

"Leon, burada bana yaklaşmayacaksın herhalde. Zinhar müsaade edemem. Bu kadar insan varken münasip olmaz anlamıyor musun?" Hilal nasıl bu kadar düzgün cümle kurabildi kendisi de şaşırdı Leon biraz önce aklını almamış mıydı sahi?

Leon, Hilal'e doğru bir adım attı bu sefer fısıltıdan bir tık fazlasıyla konuşuyordu:

"Beni odana bile isteye kabul edeceksin Hilal, bu gece..." Leon bu gece derken Hilal artık nefes almıyordu sadece refleks olarak göğüsü inip kalkıyordu. İçeri oksijen girebilseydi belki mantıklı birşeyler söyleyebilirdi lakin şuan mümkün görünmüyordu.

Leon, Hilal'den alacağı cevabı beklemeye lüzum görmeden kızın alnına belli belirsiz bir öpücük kondurup uzun adımlarla biraz önce birlikte girdikleri kapıdan çıkıverdi. Bu öpücük çok sevdiğiniz bir kitabın içinden bir cümle duymak ya da merakla beklediğiniz bir filmin fragmanını görmek gibiydi adeta. Hilal'in içindeki duyguları en üst noktalara çıkarıp oradan yere bırakmıştı.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Leon, bahçede dümdüz çimlerin arasında bir heykel gibi duran zarif bedene baktı. Annesinin cılız bedeni bahçeyi olduğundan daha büyük gösteriyordu. Yanına yaklaşarak:

"Mitera, ben de seni arıyordum. Bir müşkülüm olacak..." Leon devam etmeden önce alt dudağını ısırarak biraz sonra söyleyeceği düşünceleri tarttı. Miterası sert ve duygusuz gibi görünse de aslında oldukça makul ve de bir zamanlar aşık bir kadındı belki de bu yüzden elbet Leon'u anlayacaktı.

Denemeler HileonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin