'O' gece

9.8K 75 8
                                    

Hilal odadaki şatafatlı eşyalara bakarken kendini bu odaya ait değilmiş gibi hissediyordu. Bu gösterişli eşyalar arasında ne kadar da eğretiyim diye düşündü. Oysaki Leon... Ah...Leon...Michelangelonun heykellerini bile kıskandıracak güzellikteki bedeni, saraylardan fırlamış asaleti, bülbülleri kıskandıracak o sesi Leonun sesi, her göreni kendine aşık edecek o yakışıklı yüzüyle ne de çok yakışıyordu buraya.

Leon saltanat ve asalet içerisinde yaşamak için yaratılmıştı Hilal'e göre; bazen onun bir insan olduğunu unutuyor Tanrının yeryüzündeki yansıması, bir lütfu olduğunu düşünüyordu.

Biran için Leonu kendi sade, gösterişten uzak evlerinde hayal etti. Evde Leon varken günlük ev işleri yapmak imkansız olurdu herhalde diye düşündü Hilal. Ya da Leon bir köşede divanın üzerinde tüm dikkat çekiciliğiyle otururken etrafındaki her şey daha da sıradan görünürdü göze. Hatta ben bile... Diye düşündü Hilal. Hilal'e göre Leon'un kendisini farketmesi ve sevmesi bir mucizeydi. Her gün şükrediyordu Tanrıya ona bahşedilen bu mucize için.

Tüm bunları düşünürken kapıya takıldı gözleri, kapıyı kilitlememişti. Oysaki Leon kilitlemesini söylemişti. Bunu söylerken gözleri kararmıştı adamın, Hilal'i korkutmuştu bir miktar. Şimdiyse kapıdan gelecek en ufak tıkırtıya muhtaç bir halde bekliyordu. Fildişi beyaz içliğini giymişti nasıl olsa Leon gelecek diye fazla giyinik olmaya gerek görmemişti.

Vakit iyice geceye kavuşmuştu Hilal'in sabrı tükeniyordu. Hani Leon gelecekti, onu daha önce hiç sevilmediği gibi sevecekti, hiç sevişmediği gibi sevişecekti...Leon onunla sevişecekti, dün geceki gibi...Hilal aklına gelen düşüncelerle kasıklarında ona tuhaf gelen bir karıncalanma hissetti belki de bu hissiyattı gecenin o vakti üzerinde saten bir içlikle Yunan konağındaki odasından çıkmasına vesile olan. Madem Leon gelmiyordu, mutlaka birşey olmuş olmalıydı gidip bakacaktı.

Genç kız kendi odasının birkaç adım ötesinde duran sevdiğinin naçizane bedenini ve o güzel yüzünü ondan saklan kapıya doğru yaklaştı. Kulağını kapıya dayayarak içeriyi dinledi Hilal. İşitebildiği tek ses eşyaların sükuneti oldu. Tam vazgeçip odasına dönmek üzereydi ki koridorun sonunda duyduğu ayak sesleriyle yapmaması gereken bir şey yaptı ve kendini can havliyle Leon'un odasına attı.

Dün gece tamamen çıplak bir Leon görmüş Hilal, arkasını döndüğünde gördüğü manzara ile yine de afalladı. Leon üzerine sadece haki saten pijamasının altını geçirmiş, pijamasının bel lastiği sanki narin belini incitmekten sakınırcasına hafifçe aşağıya kayarak kasıklarını sergilemişti. Tanrının fırçasından pijamasının hakisinin renginde bir damla boya damlamıştı sanki göbeğine, kusursuz bir göbek çukuru çizmiş Tanrı ona diye düşündü Hilal. Pijamasının üstü ise olması gereken yerde yatağın üzerindeydi böylece Leon'un üst kısımını tamamen çıplak olarak görebiliyordunuz. Ne kadar da güzel bir zamanlamaydı odaya dalmak için.

"Ben de sizi bekliyordum küçük hanım." Leon konuşunca ilk defa yüzüne baktığını fark etti Hilal. Saçlarını önündeki bir tutam hariç geriye taramış sanki bir yere gitmek için hazırlanmıştı Leon. Yüzünde tüm güzellik algılarını altüst eden çarpık gülüşü, göbeğindeki çukuru kıskandıran yanağında belirginleşen çukur ve yine kehribardan çok siyaha yakın gözlerinde zafer pırıltısıyla Hilal'e bakıyordu.

"Tahmin ettiğimden uzun sürdü." Hilal'in cevaplamasına fırsat bırakmadan aralarındaki mesafeyi eritti adam. Önce kızın beline doladı ellerini dudaklarının çarpışmasıyla geri savrulmasından korktu bu narin bedenin. Sonra arzuyla eğildi dudaklarına sevdiği kadının. Hilal'de Leonun çıplak tenine dokunmanın tadını çıkarıyordu, onunla ayakta öpüştüklerinde Leon hep giyinik oluyordu. Hayran olduğu gözlerini alamadığı bu pürüzsüz mermer tene dokunmak Hilal'i büyülüyordu.

Denemeler HileonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin