2.Bölüm

149 43 6
                                    

Söylenmemiş Kelimeler

Dar sokaklara gök yüzünü sığdırmak ya da şarkıların melodilerine bile anlamlar yüklemek. En basitinden kuşların ayak bastığı yer kadar yaşamak. Yaşamak bu mu sahiden? Anlamsız kelimeleri yan yana getirmek mi sadece? Yoksa insanlar için varlık  gösterisi mi?

Dağarcığımında ki lügatlara uymayan manalar ile yaşıyordum. Farklılığım ve düşüncelerimin sığmadığı bu dünyada yaşamak zor olsa bile bazen katlanılabilir zamanlar da oluyordu, şu an olduğu gibi.

O olaydan iki gün geçmişti. Üstümdeki ağırlığı atmamı sağlayan bir zaman dilimi. O geceden sonra beni hayata bağlayan Aren 'i görmemiştim. Merak ediyordum fakat onun gözünün önünde ilk defa bu kadar aciz olduğumu hatırlamıyordum. Belki de bundan dolayı utanıyordum ondan.

İzel' in koluma girmesiyle aciz dünyama döndüm. Bi kaç tane almam gereken kitap için dışarı çıkmıştık. Ailem ise hala gelmemişti. Kardeşimin rahatsızlığından dolayı İstanbul'un diğer ucunda olan özel hastane de tedavi görüyordu. Haftada üç gün ziyaretine gitsem bile çok özlüyordum onu. Annem onunla kalıyordu babam ise her zaman ki gibi İstanbul ve Antalya arasında mekik çekiyordu adeta. Yaza yaklaştığımız için iş yoğunluğu ile daha az görür oldum babamı. Gerçi küçüklüğümden beri böyleydi hayatımız. Hiç unutmam, sakin çocukluğumda ki tek özlemimdi babam. Tek kardeş olmanın verdiği mutsuzlukla büyüdüm. Ve şu an benden 10 yaş küçük bir kız kardeşim var. Hayat o olunca daha çekilir oluyor. Ah benim küçük meleğim. Tek dayanağım, o kadar özledim ki.

Cebimdeki telefonun titremesiyle aramayı hemen yanıtladım. Annemi. İçimi okumuştu adeta.
"kızım? ''
Derin bir nefes alarak konuştum. Bu sırada da İzlel'de durmuştu. Merak ediyordu.
" annem? "
" nasılsın kızım napıyorsun, yemeğini yedin mi? "
Gülümseyerek onu cevapladım.
'' merak etme annen iyiyim, İzel ile kitap almaya çıktık. Helen nasıl? İyi mi? "
" Helen çok iyi ablası bir kaç güne taburcu olacak. Seninle konuşmak istiyor "
Duyduğum haberle istemsizce gözlerim doldu. Bi kaç gün önce acıdan akan yaşlarım bugün mutluluktan akıyordu.
" Abla? "
" Helenim, nasılsın? Ablan seni çok özledi. "
" iyiyim abla bak zaten bi kaç güne geliyorum yanına çoook özledim seni. "
İzel  gülümseyerek bizi dinliyordu. O da mutlu olmuştu.
" Sen gelene kadar en sevdiğin pastadan yapacağım sana, bol çikolatalı hemde. "
"tamam abla. Çok teşekkür ederim." annemin Helen'den telefonu almasıyla vedalaştık.
Kardeşimin sağlığı benim için çok önemliydi. Onun mutlu olması benim mutlu olmam demekti.

Neşeli bir şekilde İzel'in koluna girdim. Bir kaç gün önce intihar girişiminde bulunmamış gibi mutluydum. Dengeler üstüne kurulu dengesiz bir hayatım vardı. Bir birine uymayan günlerim, stabil bazen ise coşkulu saatlerim vardı.

***
Sahaftan çıktığımızda etraf karamıştı. Kitapların arasında gezinmekten akşam olduğunu bile görmemiştik.

Anlamsız kargaşalar ve düzene uymayan kurallar. Değersizleştirilmiş varlıklar. Dünya Bu kadardı işte. Sahici görünmeye çalıştıkça daha da sahteleşiyor insan bu dünyada.

Evin bulunduğu sokağa girdiğimizde evin önünde oturan Aren'i gördük. Yaklaştıkça daha çok gözümün içine bakıyordu. Gözlerimi kaçırma isteğiyle doldum. Aren'e karşı olan utancım hala dinmemişti. Kaç yıllık arkadaşım bir gecede gözümde bir yabancı gibi olmuştu.

Kapının önüne geldiğimizde İzel'le göz göze geldik. Şu an ne düşündüğümü veya ne hissettiğimi biliyordu. Gözlerimi tekrar o koyu kahverengi gözlere çevirdim. Gözündeki endişeyi ve siniri görebiliyordum. Ne hissettiğimi sorgular gibiydi.
Aren hiddetle ayağa kalktı.
" Niye aramalarıma bakmıyorsun? Ne kadar merak ettiğimi bilmiyor musun sen? -İzel'e dönerek - Hayat'ı anladım yine deliliği tuttu. Ya sen niye bakmadın? Yetmez mi bu kadar süre?"
İzel teleşlı bir şekilde Aren'i cevaplamak için söze başlayacakken el hareketi ile onu susturdum. Bu olayda İzel'in suçu yoktu.
" İzel'in bir suçu yok. Ben izin vermedim. "
Aren yüzüme sorgularcasına baktı. Dibime yaklaşarak göz kontağını bırakmadı. Ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Gözlerimi yere doğru indirdim. Utanıyordum. Aren ile hiç bu kadar üzücü ve utanç verici bir olay yaşamamıştım. Onun yanında hep neşeli  Hayattım.
Birden bir çift kol bedenimi sardı. Bana sarılmıştı. Ne kadar kızsa bile içinde ki merhameti yitirmiyordu. Kulağıma eğilerek belki de hiç bir zaman söylemediği kelimeleri sarf etti.

" Bu kollar senden başkasına sarılmaz artık , bırakmaz da seni. Unutma küçüğüm ."

Ölüm ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin