Odama giderken koridordan Taehyung'a hitaben konuşuyordum.
"Oturma odasında bekle sen, istersen dolaptan içecek bir şeyler al ikimiz için. Pasta ile yeriz."
Onaylar biçimde mırıltılar duyduğumda odamın kapısını açıp içeriye girdim ve ardımdan kapıyı kilitleyip kahverengi pantolonu yavaşça çıkartıp çantamdan çıkarttığım yanık kremini yatağın üzerine atıp gardıroptan elime gelen ilk şortu giydim. Açıkta kalan ve yanık izlerinin oluştuğu kızarıklıklara yatağın üzerindeki kremden sürüp odamdan çıkıp tuvalette elimi yıkadım. Oturma odasına girdiğimde Taehyung eline aldığı soda şişesiyle pencereden dışarıyı seyrediyordu. Masaya baktığımda ise kafede yiyemediğimiz pastaları tabaklara yerleştirip kenarlarına çatal ilişirmişti.
"Buradan dışarı izlemek keyifli, değil mi?"
Dediğimde odada olduğumu ancak kavramış gibi hafifçe irkildi ve başını bana çevirdi, daha sonrasında baştan aşağı beni süzüp gözlerini kıstı.
"Altında şort mu var senin?"
Dediği şeyle başımı aşağıya eğdim, sweatimden dolayı altımda hiçbir şey yokmuş gibi duruyordu fakat şortum vardı elbette. Götü açık dolaşamazdım bu saatten sonra.
"Evet, sweatim uzun olduğundan gözükmüyor."
"Neyseki..."
"Bir şey mi dedin?"
"Ha? Yok ya, öyle kendi kendime konuşuyordum."
Dedi Taehyung, ben de üstelememiştim.
"Bacakların çok kızarmış, şimdi iyi misin?"
Bacaklarıma eğmiştim bakışlarımı. Bundan daha kötüsü de başıma geldiğinden omzumu silkmiştim.
"Önemli değil, geçer 1 haftaya."
Dediğimde Taehyung başını salladı ve koltuğa geçti.
"Ne güzel dışarıyı izliyordun, noldu?"
Dediğimde elini başına götürdü.
"Başım döndü. 33'üncü katta oturmak isteyeceğim bir şey değilmiş bunu anlamış oldum.
Biraz sessizlik olduktan sonra derin bir nefes aldım.
"Neler yapıyorsun, bana şirkette çalıştığını söyledin. Model olmak istediğini sanıyordum?"
Taehyung gözlerini masaya dikmişti.
"Bazen istediğin şeyleri yapmak kolay olmuyor, yapmam gerekenler var çünkü... Ah, çünkü babamın gözünde biraz olsun değerli olmak istiyorum. Biraz devam ederim sonra da bırakırım. Sadece şimdilik göz yumuyorum diyelim."
Dediğinde onun gözünde babasının ne kadar değerli olduğunu anlamış oldum, bende ise durumlar tam tersiydi. Annemle aram her zaman daha iyiydi, ailede metresin çocuğu ve kadın olmamın verdiği ikinci sınıf etiketi her zaman üzerimdeydi. Şirkete varis olarak bile gidemiyordum, kim olduğumu saklamak zorunda olduğum zamanları daha dün gibi hatırlıyordum. Şirkete sahil etmek istedikleri idollerle yakın ilişkim olduğunu öğrenir öğrenmez babamın bu tutumu değişmiş olsa da sahteliğinin farkındaydım. İşte bu yüzden benden çok sevdiği o güzel şirketini elinden almak istiyordum. Sırf bu amaç uğruna babamın yaptıklarına göz yumuyordum. Bu son bir haftadır görücü usülü görüştüğüm eleman da dahildi.
"Sustun, ne düşünüyorsun?"
Taehyung'un sesi ile ona dönmüştüm.
"Hiç. Çok farklıyız, bunu düşünüyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMERA • Kim Taehyung
FanfictionHello, bitch. Kim Taehyung bir modeldir, Seohyun ise fotoğrafçı. Peki ya sadece bundan mı ibarettir kişiler, ardında gizledikleri benlikleri isteseler bile görünür birbirlerine. Çünkü yıldızlar geceleyin parlar. Texting- kısa fic bxg BAŞLAMA TARİHİ...