Aldığım mesajla duraklasam bile telefonu sweatimin cebine sıkıştırıp siyah lüks araca ilerledim, derin bir nefes aldıktan sonra ön kapıyı açmak için kapıya yöneldim fakat kapı kilitliydi. Kaşlarımı çatıp içeriye doğru baktıktan sonra Taehyung'un güldüğünü görmüştüm, yakışıklı olabilirdi fakat şuan oldukça sevimli göründüğünü itiraf etmek zorundaydım.
Saçmalama Seohyun, o bir yakışıklı. Yani bir pislik. Hemen beyninden o fikirleri çıkart!
Taehyung'a elimle kapıyı işaret ettikten sonra hafifçe bağırdım.
"Açsana!"
Taehyung ise başını yavaş ve eğlenir biçimde iki yana salladıktan sonra dudaklarını büzdü, gözlerimi devirip söylenmeye başladığımda kendi kendine konuşan bir deli gibi göründüğüme yemin edebilirdim.
"Biliydin böle olacağını. Nasıl olsa yakışıklı değil mi, bir bit yeniği olduğunu anlamıştım zaten hemen kabul edince. Aptalsın Seohyun, hemen de inanıyorsun bir yakışıklıya."
Konuşurken aynı zamanda kapıyı çekiyordum son hızımla. En sonunda bıraktığımda Taehyung hızla kapıyı açmıştı. Kapı yüzüme çarptıktan sonra refleks olarak burnumu tutmuştum, öfke saçan gözlerimle Taehyung'a bakarken o da korkuya kapılarak sürücü koltuğundan inmiş ve yanımı gelmişti.
"İyi misin? Ah, sen kapıyı çekince geriye doğru düş diye hızlı açmıştım kapıyı. Bırakacağın aklıma gelmedi."
Derken yüzümde olan elleri indirip gözlerini gözlerime sabitledi.
"Sana bir şey diyeceğim ama bana kızmayacaksın, söz mü Seohyun?"
Dediğinde kaşlarımı çattı. Benden hoşlandığını tekrar söylerse yumruk atacaktım artık. Yok canım demezdi, yoksa der miydi?
Beklentiyle yüzüne baktığım sırada parmağı ile burnumu gösterdi.
"Kanıyor."
***
"Kanıyor mu hala?"
Burnumdan çektiğin peçeti indirdikten sonra burnuma dokundum, olumsuz anlamda başımı salladıktan sonra dudaklarımı zoraki açtım.
"Durmuş sanırım."
Dedikten sonra önümdeki frambuazlı pasta dilimine çevirdim gözlerimi, canım zerre bir şey istemiyordu. Şuan herkes bize tip tip bakıyordu. Yanımdaki yakışıklı lanet herif tüm dikkatleri üzerine çekmişti iyiydi güzeldi fakat yanındaki rüküşler kraliçesi gibiydim üstüne üstlük burnum kanıyordu. Harika!
"İnsanları öldürecekmiş gibi bakmayı keser misin Seohyun?"
Gözlerimi devirdim anında.
"Tabi sana göre hava hoş, herkes seni beğeniyor, herkes sana hayran hayran bakıyor. Bana nasılmışım gibi bakıyorlar, bilmek ister misin? Kim. Bu. Sik."
Taehyung omzunu silkti.
"Büyük dedemin adı Kim Bu Sik'miş, Boşver takma kafana."
Sinirle önümdeki kupaya elimi attığımda elim bardağa çarpmıştı ve içindeki yeşil çay boydan boya bacaklarıma dökülmüştü. Sıçrayarak ayağa kalktığımda Taehyung telaşla benimle eş zamanlı ayağa kalkmıştı.
"Eşofmanın tenine temas etmesin, eşofmanı tut."
Diyerek benim koluma girdikten sonra görevliye tuvaletin yerini sormuştu.
"Taehyung, yavaş ol yürüyemiyorum."
Dedim sızlanarak, eğilip eşofmanı tuttuğum için yürümekte zorlanıyordum. Taehyung ise birden üzerime eğilip kolunu bacaklarımın altına alıp beni havalandırdı. Şuan rezil olduğumuza emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMERA • Kim Taehyung
FanficHello, bitch. Kim Taehyung bir modeldir, Seohyun ise fotoğrafçı. Peki ya sadece bundan mı ibarettir kişiler, ardında gizledikleri benlikleri isteseler bile görünür birbirlerine. Çünkü yıldızlar geceleyin parlar. Texting- kısa fic bxg BAŞLAMA TARİHİ...