8.Bölüm

581 45 10
                                    


MEDYA: Bay egosu kendinden büyük

*DERİN*

Serenay'ın kolundan şu an sıkıca tutuyordum ama ondan sonra ona vurmanın ya da onun gibi bir şey yapmanın saçma olduğuna karar verdim. Sonuçta fiziksel acılar kısa süreli olacaktı. Eğer ona piskolojik bir zarar verirsek bu daha etkili olabilirdi. Ondan sonra Serenay'ın gözünün içine bakarak

"Bundan sonra benim Dora, Dolunay, Kuzey, Mete ve Arda ile olan arkadaşlığımı etkileyecek tek bir harekette bulunursan şu an sahip olduğunu zannettiğin bütün arkadaşlarını kaybedersin anladın mı?"

diye bağırdım. Zaten ağlamasına rağmen şu an daha da artmıştı ki o çirkin suratı şu an daha da çirkindi. Canım Picasso bile resminde bu kadar boya kullanmıyor. Tabi ki bu senin doğal güzelliğin.

"Git şimdi elini yüzünü yıka korkunç gözüküyorsun."dediğimde hiç bir şey söylemeden dışarı çıktı.Gerçi ne diyebilirdi ki?Daha sonra Dolunay gülmeye başladı."Fotoğrafı çeken kişiyi de bulduğuma göre hedefim yangını çıkaran kişi"dedi.Hepimiz buna gülümserken."Geleceğin Müge Anlı'sıyım yemin ederim.Ne yapsam soy ismimi Anlı falan mı yapsam?"dedi.Hepimiz buna gülmeye başlamıştık.

Ondan sonra Mete konuşmaya başladı" Beyler, bayanlar ben kantine gidiyorum gelmek isteyen var mı?" dedi. Kimse olumlu cevap vermeyince "İyi ben gidiyorum ama biriniz bile bisküvi isterse vermem ona göre."dedi yalancı bir kızgınlıkla.

Daha sonra benn Mete'yle gitmeye karar verdim tam da o kapıdan çıkacakken "Meteeee! Bekle beni bende geliyorum" dedim. Daha sonra merdivenlerden inerken" Eeee yakışıklı Mete kankim yok mu sevdiğin ya da hoşlandığın biri?"diye sordum. O da

"Bak Derin ben aşık olmam. En fazla aşı olurum, kaşık olurum , şık olurum aş olurum, yolunda yoldaş olurum ama aşık olmam."

dedi gülerek. Bunu demesi üzere kahkaha atmaya başladım. Galiba biraz hunharca gülüyordum ki zemin kattaki nöbetçi öğretmen bana ters ters baktı. Meymenetsiz kadın.

Kantine geldiğimiz zaman çok sıra olmadığını gördük. Bu gün en azından yolunda giden bazı şeyler vardı. Mete bunu görüp sıraya koşarken bana doğru gelen bi kızı gördüm. Biraz daha yaklaşınca onun badminton takımından tanıdığım çıkarcı Beyza olduğunu anladım.

Acaba ne işi düşmüştü yine. Geldi ve bana sarıldı. Iyyyyy! Ben daha Dolunay'a bile birkaç kere sarılmıştım.

Kabul ediyorum ben hiç sarılma insanı değildim. Hiç hoşuma gitmese bile bu durum bende ona sarıldım sonuçta kızı ittiremezdim.

Sonra "Ayyy Deriiiin! Ne zamandır antrenman olmadığı için görüşemiyoruz. Ayrıca  görmeyeli her geçen gün daha da güzelleşmişsin canım benim."
dedi yapmacık bir samimiyetle. Şu an biri beni öldürebilir mi?

" O senin güzelliğin Beyza."dedim bende yapmacık bir samimiyetle. Ondan sonra arkadaşı ona seslendi tam olarak kim tanımıyordum." Hadi Beyza gidelim artık!"diye Beyza da ona "Tamam Naz! Geliyorum hemen !"diye bağırdı.

Şimdi niye bağırıyorlar ?, merak etmeyin diye söylüyorum. Biz Beyza ile sevgi yumağı halini almışken adının Naz olduğunu yeni öğrendiğim kız merdivenlerin oraya kadar çoktan gitmişti.

Beyza benden bir adım uzaklaştıktan sonra "Derin bir ara mutlaka buluşalım hem şu arkadaşın hakkında da konuşuruz."dedi Mete'ye bakarak. Niyeti şimdi anlaşılmıştı. Tamam Mete'nin sevgilisi olsun isterdim ama kesinlikle o kız değildi istediğim.

Yallah Arabistan'a!
diye bağırmak istesem de yapamamıştım. Ben kendi kendime Beyza'ya nefret kusarken Beyza'nın sesi bunu böldü." Tamam mı Derin ?"dedi sırıtarak. " Tabi, tabi bir ara mutlaka buluşalım."dedim ama Beyza ile en kısa sürede buluşabileceğimiz zaman kesinlikle mahşerdi.

YENİ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin