•3•

1.8K 215 316
                                    

"Düşerken ben elini tutarım
Sesini duyuyorum.
Karanlıkta sesini, kırık kalbinin sesini duyabiliyorum.
Her şey kaybolsa bile hatırla, her zaman yanında olacağım.
Daima yanında olacağım,
Seni gülümseteceğim. Hatırla, her daim hatırla.

*Standing Egg - Voice "



"Jisoo uyuyor şimdi. Ama muhtemelen az sonra uyanır. Uyandığında yanına gidebilirsin." 

Jennie, Jisoo'nun annesine teşekkür edip gösterdiği koltuğa oturdu. Aradan geçen zamanda epey geliştirmişti kendisini işaret dilinde ve artık Jisoo'nun evine gidebiliyordu. (Babası aşırı muhafazakâr ve korumacı olduğu için Jisoo'nun Jennie'nin evine gitmesine izin vermiyordu ama).

"Jennie" Jisoo'nun annesi, genç kızın yanına oturdu. "Sana teşekkür etmek istiyorum. Jisoo'nun çocukluğundan beri pek arkadaşı olmadı. İnsanlar onunla konuşamayınca pes edip yalnız bıraktılar onu hep. Kendisi gibi arkadaşlar bulduk ama anlaşmakta zorlandı. Ama neyse ki uzun bir süre sonra da olsa senin gibi iyi bir arkadaşı oldu." Elini Jennie'nin omzuna koyup yavaşça okşadı. Yüzünde şefkâtli bir gülümseme vardı.  "Onu bırakma,Jennie olur mu?"

Jennie etkilenmişti. "Onu asla bırakmayacağım."  Nasıl bırakabilirim ki? Onu çok seviyorum.

Derken odalardan birinin kapısı açıldı. Jennie'nin prensesi  esneyerek içeri girdi. Jennie onun yeni uyanmış hâlini gördüğü için mutluydu. Dağınık saçları, pijamalarıyla çok sevimli görünüyordu. Ayrıca  elinde bir pikachu oyuncağı vardı. "Geceleri onunla uyuyor." Jisoo'nun annesi Jennie'nin kulağına fısıldadı.

Jennie sırıtmaya başladığında Jisoo sonunda esneme işlemini bitirip gözlerini açabilmişti. Jennie'yi gördüğünde şaşırdı, koşup arkadaşına sarıldı. Ama birden aklına bir şey gelmiş gibi ayağa fırladı. Jennie şaşkınca ona bakıyordu. Ama o arkasına bile bakmadan odasına gitti. Kapıyı kapattı. Az sonra kapı tekrar açıldığında, Jisoo üzerini değiştirmiş olarak dışarı çıktı.

Aptal diye düşündü Jennie.

■■■

Jisoo çıkardığı resim defterini masanın üzerine koydu. Birkaç tane de boya kalemi aldı. Ardından kendisini merakla süzen Jennie'yi kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

"Resim yapmak mı istiyorsun?"

Jisoo sandalyeye oturdu. "Evet. Bizim resmimizi yapmak istiyorum"  Jennie de gülümseyerek yanına oturdu ve onun kurşun kaleme uzanan ellerini izledi. Bir taslak yaptı Jisoo bununla. Ama ne çizdiği pek anlaşılmıyordu. Bir yol ve etrafındaki kaldırımlar olabilirdi bunlar. Derken Jisoo kalemi bırakıp sandalyeden kalktı. Çizmeye başlayalı beş dakika bile olmamıştı. Neden burada  bitirmişti ki?

"Devam etmeyecek misin?" Yatağına oturmuş olan Jisoo ona eliyle gel işareti yaptı. Jennie de onun istediğini yaptı. Yanına oturdu.

Jisoo ona öyle bir bakıyordu ki, Jennie'nin içi titredi. Bu bakışta her duygu vardı sanki. Sevgi, minnet ve korku.

"Jennie, sen benim bu kadar yakın olduğum ilk ve tek arkadaşımsın. Ben bizi çizmek istiyorum ama içimde kötü bir his var..." Şimdi gözündeki korku daha çok ortaya çıkmış, suratı asılmıştı. Neredeyse ağlayacak gibiydi. Ama yanağında Jennie'nin elini hissettiğinde gülümsedi bir an için.  "Bu resim bittiğinde gideceksin gibi hissediyorum. O yüzden çok yavaş yapacağım bu resmi..."  Dudağını ısırdı.

Jennie güldü. "Aptal. O resim bittiğinde de gitmeyeceğim, istediğin gibi yapabilirsin. Ben seni hiç bırakmayacağım. Ben senin sesin olacağım"   Jisoo'nun burnunu sıktı.

Voice || JenSoo ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin