Söyleyecek söz bulamıyordum.Kafam çok karışmıştı,Emily Emma'nın annesinin yanına neden giderki diye düşünmeye başlamıştımki o sırada Damla bana dönerek"Eve gidip,Serra hanımı aramalıyız."dedi.
Komşusu Julia hanıma bilgilendirdiği için teşekkür ettikten sonra oradan ayrıldık ve yarım saat içinde eve vardık.Damla Serra hanımı ararken bende yanındaki tek kişilik mor renkli koltuğa oturdum.
"Alo"dedi.Serra hanım.Sesi yorgun geliyordu.
Kesin yine çok çalışıyordu.
"Serra hanım ben Damla sizinle bir gelişme hakkında konuşmak istiyoruz.Mevsim de yanımda."dedi heyecanlı ve telaşlı bir şekilde.
Yarım saat süren konuşmada bütün olanları anlattık.Ben daha çok dinleyiciydim,konuşmaya üşendiğimden.
Serra hanım bizden daha usta olduğu için bizim kadar şaşırmıyourdu,kim bilir bunun gibi neler görmüştü ama o da bir şeylerin olduğunun farkındaydı.
Bize dikkatli olmamızı ve aynı zamanda Annie ile iletişime geçmemiz gerektiğini söyledi.
Damla telefonu kapattıktan sonra hemen üst kata çalışma odasına giderek Annie'nin adresini araştırdık.Fazla zamanımızı almadan adresi bulduk.
"Hadi çıkalım"dedi Damla adresin yazılı olduğu kağıdı elinde sıkıca tutarak.
Siyah deri ceketimi alarak"Tamam" dedim.
Tam kapıdan çıkacakken telefonum çaldı.Elimi hızla çantama sokarak telefonumu aradım.Tabi acele ettiğimden bir aksilik olacak ya bulmak kolay olmadı telefon çantanın dibine kadar indi.Telefonu elime aldığımda hala ısrarla çalmaya devam ediyordu.
Arayan gizli numaraydı. İsim yoktu.
Tedirgin bir şekilde telefonu açtım ama cevap veren olmadı sadece nefes sesleri geliyordu.
Damla dışarı çıktığında"Hadi Mevsim"diye seslendi.
Sesi beni dalgınlığımdan çıkararak telefonu kapatmamı sağladı.Ama aklım beni arayan gizli numarada kalmıştı.
***
Annie'nin evine yaklaştığımızda ne kadar uzakta olduğunu fark ettik.Ormanlık bir alandaydı.Üstelik çıkmamız gereken birde bayır vardı.Damlayla beraber söylene söylene bayırı çıktık.Karşımıza şimdide patika bir yol çıktı.Köylerdeki tarla yollarını anımsatmıştı bana.Sonunda Annie'nin evinin önüne geldiğimizde,tek katlı kulübeye benzeyen bir evle karşılaştık. Tahta basamaklı merdivenleri çıkarak kapıyı çaldık.Birkaç dakika bekledik ama kapıyı açan olmadı.Bizde duymamıştır diye tekrar,bu sefer daha sert bir şekilde peş peşe kapıyı çaldık.
Kulağımı kapıya dayadığımda uzaktan gelen ayak sesleri duydum demekki içeride birisi vardı.Çok geçmeden kapı açıldı.
Beyaz saçlı,sanki günlerdir uyumamış gibi gözlerinin altı torba torba olmuş,mutsuz görünen bir kadın kapıyı açtı.
"Biz Annie hanımla görüşmek istiyorduk."dedi Damla.
Sesi kısık bir şekilde "Annie benim"dedi.
Morali bozuk görünüyordu.Gerçi kızını kaybeden bir anne nasıl görünebilirdiki.
Bütün bunlar bir yana Emilyle ne işi olabilirdi? Neden onunla görüştü? Acaba Emily içerde mi?
Kafamdaki bütün bu soruların cevabını alabilmek için harekete geçmeliydim.Damlaya bakınca onunla aynı şeyleri düşündüğümüzü hissettim ve
"Eğer zamanınız varsa sizinle konuşmak istiyoruz." dedim.
"Elbette" dedi ve sorgulamadan bizi içeri aldı.
Evin içi karanlıktı.Perdeler daha çekilmemişti,mutfaktaki muslukta damlatıyor olmalıydıki sesi geliyordu.Oturma odası iki koltuk ve bir masadan oluşuyordu. Bir tane daha odası vardı muhtemelen orda uyuyordu.
Koltukların birine geçip oturduk ve boğazımı temizleyerek direkt konuşmaya başladım.
"Biz kızınız Emma'nın öldüğünü biliyoruz. Aynı zamanda Emily'in bunda parmağı olduğunu düşünüyoruz. Yani merak ettiğimiz şey sizin Emilyle neden konuştuğunuz,Sonuçta o sizin eski kocanızın eşi."Ağzımdan çıkan her cümle canımı acıtıyordu çünkü Annie her cümlemle birlikte gözyaşı döküyordu.Bu benim içinde çok zordu ama bunlar söylenmesi gereken şeylerdi. Ne kadar üzsemde,üzülsemde söylemeliydim.
Annie derin bir iç çekti ve gözü yaşlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Siz..."
"Biz araştırmacıyız.Kızınızı öldürenin kim olduğunu bulmak için görevlendirildik.Eğer bize yardımcı olursanız herşey daha kısa sürede çözülür."dedi Damla yumuşak bir ses tonuyla.
"Peki o halde madem kızımı kimin öldürdüğünü bulacaksınız,size herşeyi en başından anlatacağım.Emma yani kızım öldükten sonra depresyona girdim.Onu biri öldürmüştü ama katili kimdi bilmiyorduk.Eşim, yani eski eşim bu sıralarda Emilyle tanıştı. O zamanlar Emily bir bankada çalışıyordu.Benimse içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor,sürekli uyuyor ya da ağlıyordum.Bu da Edward'ın sinirlerini bozuyordu."
Eski eşinin adını ağzına alınca yüzü bembeyaz olmuştu.Sanırım uzun yıllar adını ağzına hiç almamıştı.
Konuşmaya devam ederek
"Çünkü o unutmaya çalışıyordu ama ben unutamıyordum.Gitgide aramız bozulmaya çok sık kavga etmeye başlamıştık. Bu kavgalar bizi çok yıpratıyor ve yoruyordu.Artık evede geç gelmeye başlamıştı.O zamanlar anlamıştım hayatında başka bir kadın olduğunu,sormuştumda ama sessiz kalmıştı.Zaten bu da evet demek oluyordu.Ben kızımın acısını yaşarken meğer o aşk yaşıyormuş. Daha kızımın katilini bulmadan başka bir hayata yelken açmıştı. Zaman ilerledikçe birbirimize karşı tek bir kelime bile söylemez olduk.Böyle oluncada evli kalmanın bir anlamı yoktu.Boşanmaya karar verdik ve çok kısa süre içinde de tek celsede boşandık.Hayat artık benim için daha da zordu. Kızımı kimin öldürdüğünü bulmak için gitmediğim yer kalmamıştı.Sadece buna odaklanmıştım,bitanecik kızımı öldüren,beni kızımdan ayıran kimse onu bulacaktım."
Gözyaşlarını silerek derin bir nefes aldı ve tekrar konuşmaya devam etti.
"Ama gel görki hiçbir şey istediğim gibi olmadı.Gittikçe maddi durumum kötüleşti,imkanlarım azaldı. Hayat beni buraya doğru sertçe sürükledi. Ama sizin en çok merak ettiklerinizden biride Emilyle neden görüştüğüm."
Başımızla onayladık.Anlattıklarını çok dikkatlice dinliyorduk.
"Edwar,Emilyle evlendikten sonra onu ilk defa Edward'dan yardım istemeye gittiğimde gördüm. Kibirli ve kendini beğenmiş bakışlarıyla çok sert görünüyordu. Benden hoşlanmadığıda her halinden belliydi.Ama benim tek amacım kızımı bulmak için Edward'dan yardım istemekti. Ama o bana yardım etmedi.Aksine beni kovmaktan beter etti.Emily daha sonra buraya geldi ve tipik bir kıskançlık konuşması yaptı.Ona tek derdimin kızım olduğunu söyledim. Kızımı kimin öldürdüğünü bulmak için yardım istemeye gelmiştim dedim."
Annie durakladı ve derin bir nefes daha alarak devam etti söyleyecekleri ona ağır geliyor olmalıydı.
"Bana'senin kızın ölmeyi hak etti dedi.O an başımdan aşağı kaynar sular boşanmıştı sanki. Daha fazla dayanamadım ve ona bir tokat attım."
Damla araya atlayarak "İyi yaptınız"dedi.
"Ne hakla böyle birşey söyleyebilirdi. Benim kızım gitmişti. Bitanecik kızım.İşte o zamanlar bende ondan şüphelenmiştim ama neden benim kızımı o öldürsünki,o öldürse bile hiç endişeli ya da korkuyor gibi değildi. Ama şundan emindimki kim öldürdüyse bunu biliyordu. Ondan şüphelendiğimi bildiği içinde arada sırada buraya ne yaptığımı kontrol etmek için gelir.Ama bu sefer gelişinin nedeni ben değilim."dedi.
"Ne peki?" diye sordum.
"Bu kez gelişinin nedeni sizsiniz."dedi.
Damlayla birbirimize baktık ve aynı anda"Biz mi?"dedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAYIŞIN İÇİNDEKİ KAYBEDİŞ
Misterio / SuspensoCinayeti araştırmaya giden Mevsim'in farkına varmadan kendi hayatını araştırması. Acı,aşk, gizem dolu bir hayatın içinde kaybolan genç kız... Aydınlanması gereken gizemler, zamanla aralanan sır perdeleri, insanların takındıkları maskelerin altındak...