ÖLMEK İÇİN YAŞA ! GİRİŞ
Ölümün soğuk nefesi kol gezerken ara sokaklarda , yavaş adımlarla ilerledi yolunda. Dönmek nedir bilmedi. Cenazesi vardı bu gece.. En büyük kutlamayı yapacaktı , kendisine.
Kalabalık bardan içeri girdi. Kendisine dönen birkaç gözden rahatsız olsa da ilerledi. Zaten onlarda fazla bakmamışlardı ona. Gizlemeye çalıştığı yüzüyle bile korkunç görünüyordu.. Ah bir de hepsini görselerdi.
Belki de kusarlardı.
İnsanlara çarpa çarpa , kalabalığı yardı. Kulakların da çınlayan bas müziği hiç sevmemişti. Tüm insanlar neden bu kadar zevksizdi.
Gözleriyle istediği kişiyi ya da kişileri bulduğunda hafifçe bir gülümseme belirdi yüzünde. Hayır şapkasını açmayacaktı. Henüz buna kendisi bile hazır değildi. İstediği huzura kavuşmaktı. Oysa bunu yapamayacak kadar korkaktı. Cebinde ki tozları eliyle yokladı. Gözüne kestirdiği alfa köpeğinin önünde birkaç gence yaklaştı.
Yavaştı adımları bu sefer. Ağır çekimdeydi sanki saniyeler. Ya da ona öyle geliyordu. Oysa mutlu olmalıydı. Bu çöplük dünya da son dakikalarıydı.
Tek isteği acısız bir ölümdü ..
Genci dürterek parmaklarının arasında ki tozu gösterdiğinde genç gülümsedi. Ama kızan başka biri öfkeyle doldurmuştu gözlerini. İki yarı adam hızla ona gelirken kaçmaya çalışmadı.
İlk adım tamamdı. Kollarından tutulup yaka paça arka kapıdan çıkarıldığında , yere kapaklanan bedeniyle kesik bir soluk aldı.
İki saniye sonra alfa köpeği girdi kapıdan. Sadece ayakkabılarını görüyordu oysa.
"Sen " dedi tükürükler saçarak. " Sen benim mekanım da toz mu satıyorsun lan ?" Karnına gelen tekmeyle köpek gibi inledi .. Sokak köpeklerinden ne farkı vardı ki zaten o anda. Onlarda bir lokma ekmek için tekmelenmiyorlar mıydı ?
"Satamadım !"
Adam pis bir gülüş attı. "Demek satamadın ?O zaman sana bir güzellik yapalım ha . Satamadıklarının hediyesini verelim sana "
İki adam kollarından tekrar kavradı. İzbe bir depoya götürülüp tekrar savruldu. Bu sefer ışıktı her yer. Paslı aletler , tavanda zincirler.. Belki de mahzendi burası.
Adam eline muştayı geçirip kollarını şişirdiğinde gözlerini devirmek istedi.
"Oturtun şunu sandalyeye , açın kafasını da " İş şimdi eğlenceli bir hal almıştı işte. Sandalyeye oturtulup elleri arkasından bağlandığında kafasında ki kapişon açıldı. Şimdi saçları vardı önünde.
"Seni fahişe , benim mekanımda mal satmak ne demek öğreneceksin " dedi adam eliyle kızın çenesini kaldırarak.
Tombul lambanın ışıttığı depoda görünen yüzle adam kızın çenesini bıraktı.
Sağ tarafında şakağından başlayan , boyun altına kadar gelen yara ve yanık izi kötüydü. Sağ gözü diğerine göre daha küçük kalmıştı. Yanağı deforme olmuş buruşmuştu.
"Kız dedik sana ama sen bildiğin , ucube gibi bir şeysin lan "
Ölüm kaç kelimeydi ? Kaç harfti ? Saymayı bırakmıştı .. Kaç kere ölümünü planlamış başarısız olmuştu unutmuştu. Kaç kere ölümden dönmüş unutmuştu. Lanet bedeni ne kadar dayanıklıydı artık kendisi bile bilmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLMEK İÇİN YAŞA ! ARA VERİLDİ
قصص عامةÖLMEK İÇİN YAŞA ! Bu Hikaye de klişeler yok. Mutlu bir hayat yok. Saf bir kız yok. Aşık bir adam yok. Acımazlığın diz boyu olduğu bir dünya da hayatta kalmaya çalışan , karşı karşıya gelmiş iki kişi var. Ölümün soğuk nefesini ensesinde hisseden...