Karanligin Oğlu(X-M-X)

1-Xansburg Şehri

Bu kitapta 36.bölüme kadar her bölüm kısa ve betimlemeler azdır. Bu kitaba 1 yıl ara verdikten ve kendimi geliştirdikten sonra devam ettim. 36.bölüme kadar sıkılmadan okursanız devamını seveceğinizi düşünüyorum. Iyi okumalar
Xuan Klanı önü

"Piç geliyor"dedi muhafız, yanındaki muhafıza. Biliyorlardı. Gelenin, babasının belli olmadığını. Çocuğun annesi çocuğu sarhoşken peydahlamıştı. Kadın yattığı adamın yakışıklı ve sarı saçlı olduğundan başka özelliğini hatırlamıyordu.
"Sana arka kapıyı kullanmanı
söylemiştik!" Muhafiz hiddetle bağırdı. Yüzünü erik yemiş gibi buruşturmuştu. Normalde, bir piç bile olsa böyle muamele görmezdi. Ancak normal çocuklar 10 yaşlarına geldiklerinde 1.temel damarlari açılır ve dövüş eğitimi alırlardı. Ama bu çocuk 11 yaşında olmasına rağmen damarlarını açamamıştı. Kısaca hem çöp hem de piç olduğundan klanında dışlanıyordu. Annesi bile kendisinin yüzüne bakmazdı. Bir tek kız kardeşi kendisini seviyordu. Annesi kendisi doğduktan sonra klanına geri dönüp evlenmiş ve kız kardeşini doğurmuştu. Kızın adı Agalia'ydi. Anlamı: Neşeli olumlu demekti. Kendi ismi ise Madara Xane idi. Xane'in anlamı: Rüzgarın çocuğu demekti. Ama Madara'nın anlamını bilmiyordu. Xane her zamanki saf ve terbiyeli yüz ifadesini kullanarak "Geçmeme izin verin şefin yanına gidiyorum"dedi. Muhafizlar Xane'in sözlerine inanma konusunda kararsızlardı. Aralarında tartışıp Xane'in geçmesine izin verdiler. Xane şefi kızdırırsa, şef Xane'i öldürür böylece klan bir çöpten kurtulmuş olurdu. Muhafizlar geçmesine izin verince Xane"tesekkurler" diyerek kapıdan geçti. Kendisini göremeyecekleri bir yere gelince yüzündeki masum ifade şeytanları bile korkutacak, karanlık bir ifadeye bıraktı yerini. "Bir gun, öyle bir gün gelecek ki damarlarım açılacak. Ve bana bir çöpmüşüm gibi davrananlardan intikamimi alacagim"diye düşündü. Yüzündeki ifade tekrar masum bakışlarını takınarak şefin sarayına girdi. 11 yaşındaydı. Şef ile 1 kez bile konuşmamıştı. Bu tuhafina gitti. Ama şefin bir veya iki kişiden fazlasıyla konuşmadığını hatırlayınca sevinse mi üzülse mi bilemedi. Şef kendisiyle konuşmak istemişti. Bir iki kişiden başkasını kendine denk görmeyen birinin kendisiyle ne gibi bir işi olabilirdi.
Bunları düşünürken, içeriye hafif esmer beyaz saçlı 40 yaşlarında olan şef Buxe girdi. Xane'e bakmadan, yavaş adımlarla köşeye montelenmiş küçük kütüphaneden bir kitap aldı. Ve Xane'in önünde durdu. "Seni neden çağırdım ?"Xane sorunun çok saçma olduğunu düşündü. Nereden bilebilirdi ki ?"efendim neden çağırdığınız hakkında bir fikrim yok."Sesinde hafif alay vardı bunu belli etmemek için sesini kalınlaştırmaya çalışmıştı.
Şef, Xane'in sesinde ki alayı hissetmiş gibi dik dik baksada elindeki kitabı aralayıp içinden bir sayfa kopardı."Bu kitaba ilahi saltanat kitabı derler. İçindeki bir sayfanın gücü bile beni asar."
Xane şefi anlamyarak da olsa dinledi. Şefin dedikleri ile kenisinin ne alakası vardı.
Şef kaşlarını çatarak"dikkatini bana ver", dedi ve anlatmaya devam etti."Xane sen zeki bir çocuksun kimse ile konuşmasan da senin bazı hareketlerini takdir etmiştim. Ancak damarlarının hasarlı olduğunu düşünüyorum. Klanımda hasarlı çocuk istemediğimden sana bu sayfayı vereceğim. Bu sayfada görmüş olduğun mührü demirciye giderek kalıp haline getir. Ardından kızgın ateşte kalıbı ışıt ve kalbinin üzerine bas. Bastığın yere vermiş olduğum kağıdı dokundurman yeterli olacaktır." Xane çok heyecanlanmıştı. Ama bu işte bir terslik olduğunu şefin ona neden bu kadar değerli bir şey verdiğini anlamadı. Çünkü daha önce damarları hiç açılmadan ölen klan üyeleri tanıyordu. Ancak işi fazla kurcalamak istemedi."Peki efendim"diyerek çadırdan çıktı ve demircinin mekanına doğru yol aldı. Xane'in çıkışının hemen ardından çirkin bir adam saraya girdi. Şef adamı görünce secdeye kapandı"Hoşgeldiniz lordum."dedi Adam böyle şeylere alışık gibi şefin yanından geçerek arkasındaki ilahi kitabı aldı."Aferin iyi iş çıkardın." Şef ağlayarak"sizin isteğiniz benim için emirdir lordum",derken sesindeki saygı hissedilmeyecek gibi değildi.