Şubat ayından kalma soğuk havayı ısıtmaya henüz imkanı olmayan güneş ışınları, pencereden girip güzel yüzlü çocuğun gözlerini rahatsız ediyordu. Levi'ın, o uzun süren görevlere çıktığı zaman evin temizliği ve Eren ile ilgilenmesi için tuttuğu kadını evine gönderip arkadaşlarıyla birlikte genç adamın işiyle ilgili belgeleri ve raporları inceleyen Eren, on yaşında olmanın cesareti ile küçüklüğünden beri Levi'a duyduğu hayranlık hissini daha da arttırıyordu.
"Bak Eren, burada yazan şeye göre Levi ve ekibi birliğe ilk geldiğinde oldukça garip karşılanmışlar."
Armin'in parmağını koyarak işaret ettiği yeri kaybetmemek için kendi parmağını da aynı yere koyan Eren, raporu okumayı bekleyemeden, "Farlan ve Isabel mi yani?" sorusunu yöneltti arkadaşına.
Gözlerini devirerek kağıt topluluğunu arkadaşının kucağına doğru iten Armin, "Al işte! Kendin okuyabilirsin." dedi.
Bebekliğinden bu yana rengi koyulaşan gözleri ile Armin'e dik dik bakışlar gönderen çocuk daha fazla vakit kaybetmeyerek kağıtta yazanları okumaya başladı.
Elindeki bardak dolu küçük tepsiyi hiç oynatmadan getiren Mikasa, "Ben de okumak istiyorum o raporu." derken arkadaşlarına çaylarını veriyordu. "Bu arada, Eren..." Küçük kız arkadaşının kendisine bakmasını bekledi ama raporu okumaktan vazgeçmediğini görünce o da konuşmasına devam etmek zorunda kaldı. "Bu evde çaydan başka içecek hiçbir şeyin olmaması sence de anormal değil mi?"
"Bilmem," diyerek karşılıklı konuşmadan kaçınan Eren bütün dikkatini tekrar rapora verdi. Birkaç dakika içinde, arkadaşlarının çayı içerken çıkardıkları sesler eşliğinde okumasını bitirdi.
"Ama sadece burada yazanlara göre konuşmanın imkanı yok Armin!"
"Ben orada yazanlardan başka hiçbir şey söylemedim, bu yüzden lütfen bana bağırma."
"Levi'ın Farlan ve Isabel ile böyle davranmalarının kesinlikle mantıklı bir nedeni vardır. Şuna baksana! Bence bu raporu hazırlayan adam, ön yargılı aptalın teki." diyerek kağıt topluluğunu Mikasa'ya doğru fırlattı. Havadayken sürtünme kuvvetinin etkisiyle etrafa savrulan kağıtlar için kısa bir gülümseme ve özür dileyen bakışlar gönderen Eren, dosyaların arasından daha işe yarar ve annesi ile ilgili daha ayrıntılı bir şeyler bulmak umudu ile bütün dikkatini tekrar kağıtlara yöneltti.
Yere dağılan kağıtları toplamaya başlayan Mikasa bıkkınca, "Eğer bütün dosyaları bu şekilde dağıtırsan, Eren, Levi gelene kadar farklı bir şeyler bulma ihtimalimiz sıfıra iner." dedi.
Eren ise gözlerini yine kağıtlardan ayırmadan, "Levi göreve daha iki gün önce gitti. Yani bunun için endişelenmene gerek yok Mikasa. Hem farklı hem de bayağı gizli bir şeyler bulacağımıza eminim." diye cevap verdi. "Belki askerlerin özel hayatlarına dair bir şeyler de buluruz, ha?" derken de göz kırptı.
Üçü birlikte gülmeye başlar başlamaz, girişten gelen kapının kapanma sesi ile dudaklarını kapatmaları bir olmuştu.
"Sıçtık."
Eve girer girmez eşyalarını umursamazca kapının girişine koyan Levi; kafası karışmış gibi önce mutfağa, sonra lavaboya girmişti.
Levi kapıyı hızlıca kapatır kapatmaz Armin olabildiğince kısık bir sesle, "Onun nesi var?" derken kağıtları toplamaya çalışıyordu.
Levi'ın arkasından bakakalan Eren şaşkınlığını bir kenara koyarak ayağa kalktı ve arkadaşlarının ellerinden tutarak onları ayağa kaldırdı. "Şu an sadece buradan gitmeniz gerektiğini biliyorum, hem de hemen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fate || Riren
Фанфикİnsanların belirsizliklerle dolu kaderleri, aşkları bakımından boş bir kağıttan ibarettir. İstisnalar hariç. Levi ve Eren'in birbirlerine olan sevgileri, kaderin getirdiği engellerle savaşırken; ezelden bu yana süren imkansız aşkları, ilişkilerini h...