NE SENİNLE OLUYOR NE DE SENSİZ DESEM...

34 12 1
                                    


BANA İLK DESTEK VEREN KİŞİ OLAN )aysek06YA İTHAF EDIYORUM.BANA VERDİĞİN DESTEK İÇİN SAĞOL.

Hastane olayının üstünden 4 gün geçmişti. Ben iyiydim. Mersin'e dönmüştük. Ve şu an gece, deniz kenarında ateşin etrafında şişe çevirmece oynuyorduk. Ben Deniz'e soruyorum:

"D mi C mi?"

"d."

"İlkay'ın bile bilmediği bir şey var mı, varsa ne?"

"1. si var. 2. si ne seninle ne sensiz oluyor desem?"

"Be be ben mi?"

"Kayra galiba senden hoşlanıyorum."

İşte son cümle donmama sebep oldu. Şimdi toparlayalım. Deniz benden; İlkay ve Melis birbirinden hoşlanıyor. Ama ben duygularım ne bilmiyorum. Düşünmem gerektiğini söyledim. Hızla kalkıp odaya gittim. Melis'e eğlenmesini söyledim. Ne yapmalıyım? O hep yanımda olsun istiyor muyum, evet. Onun yanında güvende miyim, evet. Onun içinde olduğu hayal kuruyor muyum, evet. Yoksa.... Galiba. Aynen. Karar verildi. BEN DE DENİZ'DEN HOŞLANIYORUM. Amma velakin söyleyemem. Bende o cesaret yok. Neyse. Ne yapalım onu düşüneyim. Hmmm. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak en mantıklı. Ya Deniz kırılırsa. Ya da yavaştan ben de belli edeyim . Aynen.

ERTESİ SABAH...

Deniz sabah kapıma dayandı. Kahvaltıya beraber indik. Bana bir şey sordu

"Kırıldın mı?"

"Ne alaka?"

"Aniden kalktın ve gittin de."

"Şok olduğum zaman hep böyle yaparım. Alışman gerek canısı."

"Yalnız canisi lafını çok sevdim bunu alıştırma."

"Yalnız ben daima böyle derim."

Sonra mı? Öyle bir bakış attı ki. Anlatamam. Kahvaltı ettik. Normal arkadaşımız gibi. Sonra gezi düzenlenmiş. Tarihi yerleri gezdik. Arabada beraber oturduk ve ben.. elini tuttum. Önce şaşırdı. Gülümsedim. Gülümsedi. Ya ben bunun gülüşünü yerim. Sonra sinemaya gitmeyi önerdim. Gittik. Umut ışığım'ı izledik. O 2 insan kavuşuyor bir biz kavuşamıyoruz anasını satim.

"Ne dediğini duydum."

"Ne-Ne dedim ki?"

"Onlar kavuşuyor bir biz kavuşamıyoruz anasını satim."

"😶"

"Yani doğru. Güzel. Tahmin etmiştim."

"Yani dışımdan söylemedim. "

"Yeah."

"Ya ben seni şimdi öldürmez mıyım?"

"Bu tatlı insana kıyma. Bu dünyanın bir Deniz'e ihtiyacı var. Bu güzelim dünyayı benden mahrum etme ne olur!"

Ya insan buna nasıl gülmez. Kahkahalarla güldüm. Tabii bu arada arabadaydık. Arabayı köşeye çekti. Öyle. Gülümsedi yine.  O tatlı gülüşüyle.

Sonra kamp alanına geldik. Odama kadar bıraktı. Tabiki bir teşekkürü ve yanağından bir öpücüğü hak etti.

"Teşekkürler bugünkü her şey için."

"Önemli değil."

"Şimdi yan dön ve gözlerini kapa."

"Niye?"

"Sorgulama yap."

"Okey."

Sağına döndü ve gözlerini kapattı. Tam öpecektim ki geri benden tarafa döndü. Sonucu zaten biliyorsunuzdur .  Öpüstük. Tabiki ben utançla içeri girdim. O da önce kapının önünde durdu. Tabi ben meraktan pencereden baktım. O bana gülümsedi ben de ona. Ah kim derdi ki bana kampta aşık olacaksın diye. Tabiki Melis.

"O ha *** *. Öpüstünüz lan. O ha."

*: kısaltılmışı 3 harfli a ile başlayan bir küfürdür.

Ve işte yeni bölüm. Kusura bakmayın geç geldi. Inş beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

BİR VARSIN BİR YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin