Gardaki Kedi

22 2 1
                                    

Gardaki kedi melul melul bakıyordu küçük kafesinin içinden.ona bakmak bir vesikalığa bakmak gibiydi.hani hem sana bakıyor hem bakmıyor gibi.tuhaf.
O gün,bulunduğum noktadan batıya gitmeyi umuyordum.gözüme suratsız yüzleri çarpan insanlarin olmadiği bir yere.hani ayaklarima kum torbalari baglamislar ama bir yerlere de yetişesim var gibiyim.tek başıma.
Rastgele bir banka oturmuş,kitabımı da çantama koymuştum halbuki.niye halbuki diyorum,birazdan anlayacaksınız.Oturduğum yerden o melul bakışlara cevap vermek istedim,olması gereken buydu.yer çekimi gibi.Newton bilebilir miydi olmasi gerekeni? Belki de o sadece olanin farkindaydi.Hakkini yemeyelim,farketmek erdemdir.
Gözlerimi kafese diktiğimde,kafesi tutan elleri,sonrasında küçük ve dar omuzları,siyah gibi saçları ve en gerçek gülümsemeyi gördüm.Kendimi tutarım dedim,tutamadım.Ben de gülümsedim.Fakat yetmedi.
Kitabımı çıkardım çantamdan ve bir hışımla ilk sayfasını açtım.O mevsim değiştiren gülümsemenin sahibinden bir kalem rica ettim.kurşun mu tükenmez mi diye sordu.kurşun dedim.belki de korktum tükenir diye...O günün tarihini attım kitabın ilk sayfasına ve notumuzu düştük tarihe böylece.Bir an daha geçti hayattan. Sonra ayağa kalktı dert bitiren gülümsemenin sahibi..birşeyler içip,içmeyeceğimi sordu.benden net bir evet aldı.tek ricası,melul bakışlara sahip çıkmamdı.baktım kafes boş.aklım gitti.meğer kafesin yanı başındaymış.yakalayip,sarılıverdim ben de ona.bir yandan tüylerini okşarken bir yandan da kalp atışlarını hissetmeye çalışıyordum.göğsüme "bir güzel " yaslanivermisti.İçeceklerimizi içtik ve birlikte ayağa kalktık.Ben kafesi taşıdım,O da melul bakışlıyı.Vagonlara yöneldik yavas yavas ve Beraber bindik trene.Önce koltuğuna oturdu ve sonra da kucağına kedisini aldı.Yalnızca bir saniye nefes almaya vaktim oldu.Aldım.Gözlerimi onlara diktiğimde,karsimdaki koltukta oturuyor ve yek vücut bana bakıyorlardı.Melul melul...

Gardaki KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin