Türkiye'den döndüğümden beri, 2 gündür koredeyim. Ailemi görmek için Türkiye ye gitmiştim ve baya güzel vakit geçirmiştik hep beraber.
Ama Jiyong'u uzun zamandır göremiyordum. Ben Türkiyede olduğum için ne telefonla konuşabiliyorduk ne de mesajlaşabiliyorduk. O ve ben çok yoğunduk ve bu da ilişkimizi yıpratan şeylerden biriydi.
Koreye geldip Jiyongun evine gittim fakat açan olmadı. Telefonuna ulaşmaya çalıştım ama yine açan olmadı. Uzun zamandır görüşmüyorduk ve cidden endişelenmeye başlamıştım.
Şirkete bile bakmıştım fakat şirkette Jiyong ve Bigbang e dair kimse yoktu.
Git gide hava kararıyordu. Yavaş yavaş eve gidip ne yapacağımı düşünmeye başladım. O yoktu. Geldiğimden beri onu göremedim. Ve ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Evin kapısının önüne gelip kilidi açtım ve içeriye girdim. Çantamı evin bi köşesine fırlattıktan sonra duşa girmeye karar verdim. Suyun beni rahatlatacağını düşünerek..
Banyodan çıkıp üstümü giyindikten sonra telefonumu elime alıp Jiyong ile olan fotoğraflarımıza bakmaya başladım. O kadar mükemmel ve kusursuzdu ki.. Bana aegyo yaptığı videosunu izlemeye karar verdim. O gülüşü ve şirinliği aklımdan çıkmıyordu onu o kadar çok özlemiştim ki.. Fakat şuan nerde olup ne yaptığına dair hiç bir şey bilmiyordum.
Telefonu kitlediğimde gözümden akan yaşları yeni farketmiştim. Gözlerim şişmiş,iğrenç bir haldeydim. Gidip yatmak en iyi fikirdi. Fakat onu düşünmeden uyuyamıyordum. Bir tarafım Ya beni başka biriyle aldatıyorsa diye düşünürken diğer tarafım ise o seni çok seviyor asla böyle birşey yapmaz diyordu.
Yavaş yavaş göz kapaklarım kapanıyordu. Onsuz uyuduğum bir gece daha.. Nerdesin Jiyong?
~~~~~~~~~~
Camdaki güneş ışığı yüzüme vuruyordu. Gözlerimi kısıp saate baktım. 11.25 geçiyordu.
Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa geçtim. Buzdolabının kapağını açtım ve bir kutu ramen çıkardım. Suyu kaynatıp, soslarını döküp ramen i içine bıraktım. Hazırlayıp tabağa koyduktan sonra masaya geçtim. Tam yemeğe başlayacakken kapı sanki kırılacak gibi çalıyordu. Birisi hem kapıyı yumrukluyor hemde zile basıyordu.
Kapıyı aralayıp gelen kişiye baktım. Jiyong.
O an gözlerimin büyümesine engel olamamıştım. Jiyong nefes nefeseydi ve bana bakıyordu.
" (adın) içeri almayacak mısın?"
"N-ne şeyy pardon Jiyong gel"
İçeri girdiğine kapıyı kapattım. Ve ona doğru döndüm. İyice çökmüş ve kilo vermişti. Birkaç saniye bakıştıktan sonra dudağıma yapışmıştı. Kapıya doğru ittirdi. Öpmeye devam ediyordu. Geri çekildiğinde yüzüme baktı.
"Seni özledim (adın)"
"Ben de Jiyong"
"Ama önemli bir şey daha var (adın). Acıktım."
Arkasını dönüp mutfağa doğru ilerledi. Sen hâlâ anlamamış bakışlarla onun arkasına bakıyordun. Yanına gittiğinde ise hazırladığın rameni yarılamıştı bile...
" Nerdeydin Jiyong? Açıklama bekliyorum"
"Japonya'da turnedeydik. Haberin yokmuydı? Minjoo' nun sana söylemesi gerekti. Ona tembihlemiştim"
"Jiyong şaka mı yapıyorsun o kızdan nefret ettiğimi biliyorsun bizi ayırmaya çalışıyor!?"
"Üzgünüm (adın) bunu bilmiyordum. Bidaha onunla görüşmem"
Rameni bitirdikten sonra kolunu tutarak yatak odana doğru ilerledi. İlk önce kendini yatağa attı ve sonra seni yanına çekti ve kollarının arasına aldı.
Biraz durduktan sonra,
"Seni endişelendirdiğim için özür dilerim (adın) seni çok seviyorum biliyorsun."
"Neler düşündüm haberin var mı? Kafayı yedim ben ikş gündür burda. Gitmediğim yer sormadığım kişi kalmadı.. Bidaha böyle habersiz iş çıkarırsan kötü olur Jiyong"
"Hahaaha tamam küçük hanım anlaşıldı bidaha olmayacak"
" O zaman uyuyalım çok yorgunum"
Başına öpücük kondurdu ve iyice sardı seni o ince kollarıyla, bir daha bırakmamak üzere.
°°°°°°°°°°°°°°°°°
Yeni bölüm geldiiiii uzun zaman oldu biliyorum :(( Beğendiyseniz vote ve yorum atmayı unutmayın 💜💜💜
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
