1.BÖLÜM

76 13 15
                                    

Biz insanlar her zaman hayatımızda mutluluk ve başarı isteriz hatta bazen her ne kadar başarılı olsakta aç gözlülük yapıp daha vazlasını isteriz ki bu istekler zamanla çoğalır ve bizi yanlış yolara saptırır. Tabi bu yanlışların elbeteki bir bedelide olur bu bedeli ya biz kendimiz öder yada en sevdiklerimiz...
Bazen içine hiç istemedende girdiğimiz bataklıktan çıkmak için çırpındıkça o bataklık bizi daha da içine çeker. Hayat karşımıza öyle şeyler çıkartırki asla yapmam dediğiniz şeyleri gözünüzü kırpmadan yaparsınız ve siz her ne kadar gerçekleri bilsenizde artık insanların hatta dünyanın gözü önünde adınız lekelenmiştir ve siz artık suçlusunuzdur. Zamanla artık siz bile kendinizi tanıyamasınız ve size biçilen kadere veya artık ona her ne ad veriyorsanız buna boyun eğersiniz ,ve artık o bataklığın sizi tamamen içine çekmesine izin verirsiniz.

Önemli olan yanlış veya doğruyu seçmek değildir asıl önemli olan yanlış ve doğrular arasında kaldığımızda işin içinden en az yanlışla çıkabilmektir...

...

Nihayet buğün doğduğum şehre geri dönüyorum. 3 yıldır New York ta yaşıyorum buraya geldiğim zaman yıkılmış bir haldeydim yaşadığım o büyük acıdan sonra eğitimim ve tedavim için New York a gelmiştim. Geldiğim ilk yıl burada psikolojik tedavi gördüm şimdi gayet iyiyim ve en önemlisi intikamım için tamamen hazırım. şu anda sam ile birlikte siyah bir cipte havaalanına doğru gidiyoruz,Sam sadece beni yolcu etmek için burada . Sam amcam Charles Defoe nin en güvendiği adamlarındandır.New York a geldiğim günden beri her zaman bana yardımcı oldu. Arabada ikimizde konuşmadan ilerliyorduk neyseki sesizliği bozan sam oldu.

"Ella beklediğin gün gelip çattı en zor zamanlarında yanında oldum artık senin yanında olamayacağım, ama bir şeyden de eminim ki sen yaşından daha olgun birisisin bundan böyle karşına çıkacak zorluklarla tek başına mücadele edebilir misin?"dedi.

Sam benim için endişeleniyordu onun ne hissetiğini anlayabiliyordum sonuçta italyada çok büyük bir sorumluluğun altına girecektim,karanlık insanlarla dolu bir imparatorluğun tek varisiydim çok büyük zorlukların beni beklediği aşikardı ancak sam in anlayamadığı eski ella nın artık ölmüş olmasıydı. Oturduğum yerden hafifçe öne doğru eğildim dirseklerimi dizime yasladım ve boğazımı temizledikten sonra sam in gözlerinin içine bakarak konuştum

"Sam 6 yıl önce yaşadığım şeyler yenilir yutulur şeyler değildi ailem gözlerimin önünde acımasızca katledildi,o günü ve annemin feryatlarını son nefesime kadar asla unutamayacağım öleceğimi de bilsem de artık geri dönüş yok Zingmark'lar yaptıklarının bedelini ÖDEYECEKLER."

Cümlemin sonlarında kelimelerim sert bir şekilde dökülmüştü , yine sinirlerim tepeme çıkmıştı işte ve boğazım feci halde yanmaya başlamıştı bile , her ne kadar sinirlerimi kontrol altında tutmaya çalışsamda o günü her hatırladığımda bunu pekte başaramıyorum.
Sam de bunu anlamış olaca ki sadece başını beni anlıyormuş dercesine saladı ve konuyu kapatı. Hiç bir şey olmamış gibi yolumuza devam ettik tabi havalanına kadar sam ile havadan sudan konuşmalarımız dışındada hiç konuşmadık.

....
Yarım saat daha süren yolculuğumuzda her ikimizde hiç konuşmadık diyebiliriz,nihayet hava alanına vardıktan sonra valizlerimi şöförümüz taşıyarak ilerliyorduk, sam özel uçakla gitmem için ısrar etmiş olsada ben kabul etmemiştim ne bileyim sıradan bir insan gibi hissetmek istedim işte çünkü diğer insanlara özeliklede kadınlara nazaran çok tehlikeli bir hayatım var. Sam ile son kez vedalaşma faslındaydık ,aslında vedalaşmalardan nefret ederdim ama sonuçta uzun bir süre birbirimizi göremeyecektik.
Sam in yanına yaklaşıp ona minnet dolu gözlerle baktım bu adamın bana yaptığı yardımları asla unutamayacağım

ELLA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin