Mr. Sorry •Jin• ✓

fifth

mr.sorry: Neden orada tek başınasın?

rlw: Okulu anladım da...

Burada da mı?

Basbayağı takip ediyorsun beni.

mr. sorry: Herkes bu sahile geliyor.

Etrafına bak.

Bir sürü insan var.

rlw:

(Keşke şimdi burada olmasaydım.)

mr. sorry: O zaman git.

Ne bekliyorsun ki?

rlw: Bojogae'yi bekliyorum.

İçecek bir şeyler almaya gitti.

mr. sorry: Onun zoru ile mi geldin?

rlw: Evet.

Ya sen?

mr. sorry: Arkadaşlarımla geldim.

Takılıyoruz.

Bojogae geliyor mu diye etrafa bakındım.

rlw: İyiymiş.

mr. sorry: Yanında kitap mı var?

rlw: Evet. Sen yazmadan önce okuyordum.

mr. sorry: Hangisi?

rlw: Çirkinliğin Kültürel Tarihi.

mr. sorry: Şu geçen aldıklarından bir tanesi.

rlw: Evet...

Bilmediğin bir şey?

mr. sorry: Elbet vardır.

rlw: Ben de öyle umuyorum.

mr. sorry: Şey sanırım arkandan sessiz sessiz gelmeye çalışan kişi Bojogae.

Buradan tam seçemiyorum ama ona oldukça benziyor.

Sanırım seni korkutmaya çalışacak.

Anında arkamı döndüğümde Bojogae olduğu yerde durdu.

"Yakalandın."

"Ya! Nasıl anladın? Çok sessizdim oysaki..." İçeceklerden birini elime tutuşturduktan sonra yanıma oturdu.

"Ufak bir yardım ile." diye mırıldanım sessizce. Ardından Mr. Sorry ile olan konuşmaya girdim.

rlw: Teşekkürler.

"Niye gelmen bu kadar uzun sürdü?"

"Tuvalete gittim."

"Anladım."

"Ne yaptın? Bitirdin mi kitabı?

"Az kaldı."

"Bahsettiğin kişi yazıyor mu hala?"

"Evet."

Mesaj geldiğine dair ışık yandığında kucağıma bıraktığım telefonu geri aldım. "Ondan mı?" diye sordu Bojogae.

"Hı-hı."

mr. sorry: Ne demek:)

"Ne düşünüyorsun onun hakkında?"

"Hiç."

"Neden konuşuyorsun?"

"Üzülsün istemiyorum."