Bölüm 3

4 0 0
                                    

Sarp saatine baktı ve saat 8.12'yi gösteriyordu. Hemen evin dış kapısına doğru yöneldi ve evden dışarı adımını attı. Ardından kapıyı kapattı. Hızlı bir şekilde merdivenlerden indi ve apartmanın dış kapısını açıp dışarı çıktı. Yağmur yağmıyordu fakat rüzgâr vardı. Ağaçların dökülen yaprakları sokaklarda sanki dans ediyormuş gibi bir sağa bir sola savruluyordu. Yolda yürümeye devam etti. Gideceği yer evine yakın bir yerdeydi o yüzden yavaş adımlarla etrafına bakınarak ilerliyordu. Kalabalık bir caddenin içinden geçmek üzereydi. O sırada arkasını döndü ve gördüğü şey onu biraz ürkütmüştü. İki tane iri yapılı takım elbiseli adam onun peşinden belli bir mesafeden geliyordu. Hemen kafasını önüne doğru çevirdi. Kalp atışı hızlanmıştı. "Acaba bu, sabah görmüş olduğu kâbusun gerçek halimiydi." Diye kendi içinden geçiriyordu. Adımlarını hızlandırdı. "arkana bakma, arkana bakma, arkana bakma" diye kafasının içinde ki bir ses tekrar ediyordu. Fakat bir yandan da içgüdüleri ona arkasına bakması gerektiğini söylüyordu. Vücudunda ki tüm sinirlerinin gerildiğini hissetti. Gittikçe sabırsızlanıyordu ve artık dayanamadı. Birden kafasını arkaya doğru çevirdi ve iki adamında olamadığını gördü. Birden tüm vücudunun gevşediğini hissetti. Galiba gördüğü rüyadan dolayı biraz paranoyak olmuştu. Neyse ki bu sırada gideceği yere yaklaşmıştı. Kafenin önüne geldi ve " galiba Elif'in bana tarif ettiği yer burası olmalı" diye düşündü. Kapıyı itti ve içeri doğru geçti. "Hoş geldiniz efendim" dedi garson. Sarp'ta gülümseyerek, başıyla selam verdi ve cam kenarında ki bir masada oturmaya gitti. Saatine baktı ve o da birazdan gelir diye düşündü. Çok geçmeden içeriye birisi girdi ve Sarp'ın oturduğu masaya doğru ilerledi.

"Çok beklettim mi?" dedi Elif.

"Hayır, ben de yeni geldim zaten."

Elif üstünde ki montunu çıkardı ve yan tarafta ki sandalyenin üzerine koydu. Sandalyesine oturduktan sonra, Sarp garsonu çağırıp içeceklerinin siparişlerini verdi ve bir süre sonra içecekleri geldi. Bu sırada Elif ve Sarp sohbet etmekteydi. O an birbirlerine kendi hayatlarından söz etmekteydiler. Bir yandan da Sarp, Elif'i nereden tanıdığını hatırlamaya çalışıyordu fakat yine sonuç olumsuzdu. "Acaba sorsam ayıp olur mu?" diye içinden geçirdi. Fakat hemen sonra bu düşüncesinden vazgeçmişti. Aradan biraz daha zaman geçti ve Elif saatine baktı.

"Benim gitmem gerek, yoksa işe geç kalacağım."

"Tamam, ben hesabı ödeyeyim o zaman."

"Hayır, olmaz ben öderim"

"Ben bunu ödeyeyim, başka zaman da sen ısmarlarsın" dedi Sarp.

" Peki o zaman akşama eğer müsaitsen yemek yemeye gidelim. Ancak hesap benden" dedi Elif ve gülümsedi.

"Tamam o zaman, akşama seni hastanenin oradan alırım. Olur mu?" dedi Sarp.

" Olur. Akşama görüşürüz o zaman" dedi Elif ve kafeden ayrıldı.

Sarp'ta hesabı ödedikten sonra kafeden çıktı. Nereye gideceğini bilmeden yolda yürümeye başladı. Bir an eve gitmeyi düşündü ama biraz yürüyüp kafasını dağıtmanın daha iyi olacağına karar verdi. Yolda yürürken Elif'in kim olduğunu hatırlamaya çalıştı. Onunla ilgili hiçbir şey hatırlamıyordu. Nasıl tanıştıklarına dair bir fikri yoktu ama kız onu çok iyi tanıyor gibiydi. Daha sonra aklına hemen sabaha karşı görmüş olduğu rüyaya gitti ve sabah sokakta karşılaştığı kişileri düşündü. Acaba bu bir tesadüf müydü? Yoksa tüm bu olanların bir anlamı mı vardı. Yolda yürümeye devam etti ve eve doğru yola koyuldu. Halen daha uykusu vardı ve gözlerini açmakta zorlanıyordu. Eve gidip bir an önce uyumak istiyordu. Neyse ki eve yaklaşmıştı ve hemen merdivenlerden yukarı doğru çıkarak dairesine ulaştı. İçeri girdi ve yatak odasına doğru yöneldi. Hızlı bir şekilde kıyafetlerini değiştirdi ve uyumak için yatağa girdi. Her ihtimale karşı da vaktinde uyanmak için telefonunun alarmını kurdu ve kısa sürede uykuya daldı.


SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin