Bölüm 4

7 0 0
                                    

Saat 17.34

Sarp yeni uyanmıştı ve telefonuna baktı. Saatin kaç olduğunu görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Çünkü Elif'le saat 17.00 gibi buluşmak için randevulaşmıştı. Telefonun sesini nasıl olur da duymamıştı. Hemen yatağından fırladı ve üstünü giymeye başladı. Evin dış kapısına koşar adım gitti ve dışarı çıktı. Sokakta koşuyordu ancak bir yandan da Elif'in onu bekleyip beklemediğini düşünüyordu. Biraz daha ilerleyince telefonu çaldı. Telefonun ekranına baktığında Elif'in aradığını gördü. Biraz utanmıştı ve ne demesi gerektiğini tam olarak bilmiyordu. Telefon çalmaya devam ettikçe Elif'i kızdırdığını düşündü ve bu yüzden kendine gelerek hemen aramaya cevap verdi.

"Efendim Elif"

"Sarp, ben işten yeni çıktım, hastanenin orada bekliyorum."

"Tamam Elif, ben de yoldayım. Eğer bir aksilik olmazsa 10 dakika içinde orada olmaya çalışacağım.

"Peki o zaman 10 dakika sonra görüşürüz." Sarp, Elif'in sesinde herhangi bir gerginlik ya da öfke olmadığını fark etmişti. Bu iyiye işaretti.

"Görüşürüz." Dedi sarp ve telefonu kapattı. Bu konuşmadan sonra biraz da olsa mahcubiyeti gitmişti. Yüzüne küçük bir gülümseme yerleşti ve yoluna devam etti.

Aradan biraz zaman geçmişti ve hastanenin önüne doğru yaklaşmıştı. Hemen hastanenin kapısına gitti ve telefonunu çıkararak Elif'e geldiğini haber verdi. Telefonu kapattıktan sonra Elif'in kapıya yaklaştığını fark etti. Tebessüm ederek kızı karşıladı. Birbirleriyle selamlaştılar ve yolda yürümeye başladılar.

"Eee nerede yemek yemeye gidiyoruz." Dedi Sarp.

"Az ilerde yeni bir restoran açılmış. İstersen orada yiyebiliriz."

" Benim için fark etmez. Sen nereyi dersen, orada yeriz."

"Güzel, hadi hemen gidelim, neredeyse açlıktan bayılmak üzereyim." dedi ve gülümsedi.

Yolda giderken sohbet etmekten keyif alıyorlardı.

Restorana gelmişlerdi. Hemen bir masaya oturdular ve siparişlerini verdiler. Koyu bir sohbete dalmışlardı. Çok geçmeden yemekleri de geldi ve sohbetlerine yemek yerken de devam ettiler. Uzun zamandır Sarp hayattan böyle keyif aldığını hatırlamıyordu. Elif'le konuşmak ona çok iyi gelmişti.

Bir süre sonra Sarp gözlerini bir yere dikmişti ve hareketsiz bir şekilde kaldı. Elif ne olduğunu anlamamıştı. Sarp'a birkaç kere seslendi fakat hiçbir şekilde cevap alamıyordu. Bu durum da Elif'i korkutmaya başladı. En sonunda dayanamadı ve yüzüne tokat atmaya başladı. Neyse ki işe yaramıştı da Sarp kendine gelmişti.

"Ne oldu sana Sarp" dedi Elif, endişeli bir sesle.

"Bilmiyorum" dedi Sarp. Gerçekten ne olduğuna dair bir fikri yoktu. Bir anda istem dışı bir şekilde hareketsiz kalmıştı.

"Eğer iyi değilsen kalkalım, hem biraz temiz hava almış olursun." dedi Elif.

"Olur" anlamında kafasını salladı Sarp.

Restorandan çıkmışlardı. Dışarıda hafif bir rüzgâr esintisi vardı ve hava iyice kararmıştı. Sarp derin derin nefes aldı.

"Şimdi nasılsın Sarp?"

"Şuan daha iyiyim. Ne oldu gerçekten bilmiyorum. Senin de keyfini kaçırdım, kusura bakma."

"Öyle şey mi olur. Her zaman insan sağlığına daha önem veririm, biliyorsun hayatımı buna adamış bir insanım."

"Sen de haklısın" diye cevap verdi Sarp ve ekledi. "Seni evine bırakayım, ben de oradan kendi evime giderim."

Elif cevap vermedi fakat beden diliyle "tamam" anlamında işaret yaptı.

Yolda yürümeye başladılar ve tekrar eski sohbetlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Artık her şey normale dönmüştü, en azından Sarp öyle sanıyordu. Elif'in evine yaklaşmışlardı. Evin dış kapısına geldiklerinde Sarp, Elif'e doğru döndü.

"Her şey için çok teşekkür ederim. Eğer seni üzdüysem özür dilerim, böyle olmasını istemezdim"

"Saçmalama, sen ne yaptın ki, ayrıca ben de çok keyif aldım bu akşam, bunun için asıl ben teşekkür ederim" dedi Elif ve "iyi geceler" diyerek apartmanının kapısına doğru yöneldi.

    Sarp'ta bir süre bekledikten sonra kendi evinin yolunu tutmuştu.     

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin