kendini fiilen öldürebilirsin,
sırf acısına dayanamadığın yaralar yüzünden,
cümlelerin noktasız son(suz)lanabilir,
eğer içindeki kelimelere büyük anlamlar yüklediysen.
[ama unutmamak lazım ki, o kelimeler de bir gün bu yüklere dayanamayıp çökebilir ve
cümlen ise sona kavuşur.]
bu yüzden hırsın,
herkesin gördüğü bu bedenden değil,
kimsenin görmek istemediği ruhundan çıkmalı.kendini sarhoş etmek istiyorsan,
bak bu fiilen değil?
dışarı çık ve insanların ne dediklerine kulak ver.
işte bu kafayı bulandırmanın en iyi yoludur.
birisi evet der, birisi hayır.
birisi olur der, birisi olmaz.
birisi -bak bunu sonsuza kadar devam ettirebilirim, umarım ki anlamışsındır demek istediğimi.ve en kötüsü de,
suçluluk yerine ihaneti hissetmek istiyorsan,
kendine çiçekler al,
bir hafta boyu her gün sula, güneşte bıraktığına emin ol.
fazla güneş onları kurutur, fazla su ise onlara zarar verir.
bir sabah kalkarsın ki, her gün taptığın çiçekler, solmuş.
suçluluk hissetmeyeceksin, suçluluktan çok ihanet hissi dolduracak içini.
onların sana ihanet ettiğini düşünüp, kini yalayıp yutacaksın.
ne yani? her gün birileri tarafından bakılmak yerine ölümü mü seçmişler sence?
her şeyin fazlası zarar, sevginin fazlası zarar, nefretin fazlası zarar, birilerine bu denli bakmanın fazlası zarar, yemek, içmek zarar.
[sen bana, ben de sana zararım sevgili'm
cümle içinde sen ve ben olarak kalacağız hep, asla ama asla,
biz olamayacağız.]