Bölüm-2

89 12 2
                                    




İKİNCİ GÜN

**********


"Evet,başka sorusu olan?"

Bıkkın bir şekilde salona bakınırken gözüme bir el çarptı. 1. Sınıflardan birisi yanındaki çocukla gülüşerek parmağını havaya kaldırmışken yüzündeki ifadeden saçma bir soru soracağını anlamıştım.

"Teşekkürler. Programımız burada son bulmuştur,sınıflarınıza dağılabilirsiniz."

Görmezden geldiğim çocuk çatık kaşlarıyla bana bakarken eşyalarımı toparlayıp kürsüden indim. Konferans salonu da yavaş yavaş boşalmaya başlamıştı.

Eşyalarımı toplar toplamaz hızlı adımlarla salonu terk etmeyi düşünüyordum.

Adımlarım kapıya doğru olurken bileğimde bir el hissederken aniden arkamı döndüm.

"Ne var."

Gözlerimi devirerek bitkin bakışlarımı gönderdim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Dediğinde Kaşlarım anında yerini bulurken sert bir sesle konuştum. Bazı insanlar haddini bilemeyebilirdi ve bana düşen,onlara bunu bildirmek.

"Senin gibilerini umursamıyorum, Erim. Yerini bil. Benimle konuşurken geçmemen gereken bir çizgin var,biliyorsun."

Sinirli ifadesi netleşirken bileğimi sıktı. Acıyı ona yansıtmamı bekliyordu,bunun için herşeyi yapabilirdi Ancak ben gülümsemekle yetindim. Arkasındaki bir noktaya bakıp dudağımı dişledim.

"Erim, Gece geliyor."

Bileğimi bırakmasıyla tabana kuvvet koşmaya başladım. Fakültede oradan oraya koşarken sınıfımı arıyordum. Lanet olsun,bu üniversiteler çok karışıktı.

Önümden geçen müdür yardımcısı ile ukalaca gülümsemeden edemedim. 3. Sınıftaki özellikle benim gibi bir öğrenciye bulaşmaması gerektiğini öğrenmeliydi.

Aklıma az öncesi gelirken yürümeye başlamıştım. İnsanların meraklı gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.

    İlk olarak okuldaki hiçkimsenin olmamasını tuhaf karşılamış,Eve dönmeyi planlamıştım. Ardından konferans salonundan gelen sesleri duymuş ve içeri girmiştim.

Sessizliğin bulunduğu salondaki herkes bir anda bana dönünce elbette bu durumu garipsemiştim. Ardından ise kürsideki müdür yardımcısı ile göz göze gelmiştim. Ve herşey o an başlamıştı.

Dudağımı dişleyerek tüm salonu Gözden geçirmem, ardından Müdür yardımcısının o cızıltılı sesini duymam.

"Denizciğim. Lütfettiniz efendim. Hiç gelmeseydiniz."

Herkesin gülüşmesi...

"Şimdi,bu özel günde burada bulunamadığın için üzülmelisin. Ama söz,bunu telafi edeceğiz. Başkan konuşmasından sonra,seni sahneye davet ediyorum."

İşte,o an ipler kopmuştu. Sinirle en ön tarafa geçmiş,bana laf atanlara gereken cevabı ise fazlasıyla vermiştim. Hiçbiri için de pişmanlık duymuyordum, oh olsundu...

Belediye Başkanının sıkıcı konuşmasını dinlemek ise tam bir azaptı...

Ardından resmen kasılmaktan yürüyemeyecek bir kıvamda sahneye çıkmıştım. Ne yapacağımı bile bilemez bir şekilde müdür yardımcısına bakarken bana gülümsemiş, şeytani bir şekilde sözlerini devam ettirmişti.

Sembol-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin