Bölüm 3

107 71 29
                                    

Arkadaşlar belli bir okunmaya gelene kadar sık sık yayınlamayı düşünmüyordum. Ayrıca karakterlerle
ilgili medya da paylaşmadım. Yakıştırdığınız birileri varsa söyleyin ama ben kişinin hayal gücüne bırakma taraftarıyım. Umarım vaktinizi çaldığımı düşünmüyorsunuzdur. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi ki varsınız.. 💕🖤👍🏻👍🏻☺️☺️

Her şey yolundaydı. Hayat güzeldi. Egemenle kampüsün altını üstüne getirirken yoğun bir anne baba abla Hilmi amca Selda hala -yakın arkadaşım sayabileceğim- ceren telefon trafiğini yaşıyordum. Egemenin kankası Mustafa ise ne zaman Egemeni arasa telefondan bana bücürük deyip kompleksimi deşiyordu.

Sınıf arkadaşlarımla çoğu şey yolundaydı. Ama en çok yolunda olan şey Egemenin tehdit etmesinden korktuğum yegâne çocuk, Ömer'di. Egemenle oldukça zıt olan fiziksel özelliklerine rağmen onu beğeniyordum. Ama sadece beğeniyordum, yoksa Egemen dişlerimi mısır gibi patlatırdı. Ya da ben öyle sanıyordum.

Özlem dolu, merak dolu, bakışlardan kaynaklanan heyecan dolu ilk 3 aydan sonra herkesle olduğu gibi Ömer'le de konuşulabilir bir arkadaşlığımız vardı. Siyah kemik gözlüklerini çok tatlı buluyordum. Bir gün Egemene durduk yere sana gözlük yakışmazdı dediğimle tüm maçoluğuyla elini dizine koyup boynuyla o kıvrak hareketi yapıp biblo gibi sallanan kafasıyla " hayırdır?" Dedi. Kalbim ağzıma doğru yol alırken "öylesine dedim ya" diye kıvırmaya çalıştım. Egemen yer mi? Aslında yerdi belki ama şu sıralar hayatındaki kişi yeni olduğu için yine bana takıyordu.

Biraz zaman sonra üniversite bölüm binasındaydık beni geçerken sınıfa bırakacaktı. Sınıfıma yaklaştık. Kolumdan çekiverdi. " kumru ne alaka bu haller? Bir haller var sende zaten? "

Şimdi biz Türk'üz ya hani o anda bir entrika olmazsa olur mu? Olmaz tabi Tarık Akan'la büyüdük biz. Ömer ve önünden yürüyen iki kız tüm belli etme çabalarıyla bize baktı. " Egemen yok bir şey söyledim sadece. Ne anlam çıkardın bu kadar ki?" Egemen Ömer'den tarafa baktı. " gözlük demek?" Lütfen Ömer duymasın diye debeleniyordum içimde. Zaten rezil olacaktım Egemen o an bana fırça atacaktı. Erkek meselesi deyip sakız gibi uzatacaktı tek bir cümlemi. "abinim ben senin! Anladın mı?" Dedi sesini yükselterek. Gözlerinde öfke görmüştüm. Bakışlarım dahi titriyordu biliyorum. " kuş" deyiverdim yine. Kaçış noktamdı bu benim. Deli gibi çarpan yüreğimle Egemeni geçip Ömer'in peşi sıra sınıfa girdim. O dersten tek bir cümle anladıysam ne olayım. Kafayı vurup sakinleşmeye çalıştım 1 saat boyunca. Ders bitimi rezil oluşumunda etkisiyle usul usul çantamı toplarken o ses doluverdi kulağıma.

" abiler baskıcı olabiliyor bazen. Bu kadar üzerinde durma" dedi simsiyah uzun kâküllü koyu gözlü açık tenli Tatlı Ömer. Gözlerime doğrudan bakması mı konuşması mı bilmem ama bir şeyler o anı epey kıymetli yapıyordu. " benim de bir kız kardeşim var" diye ekledi. Beynime sinyal gidiyor ama geri gelmiyordu. Konuşmam gerektiğini bir kaç saniye sonra idrak ettim. " aslında abim değil kuzenim." Aslında kuzenim değil bisikletimle ezdiğim ve mucizevi şeyler sonunda alt kattaki akrabamızın evlat edindiği baş belası desem daha hoş olmazdı diye düşündüm.

Gülümsedi. " sonucu değiştirdiğini sanmıyorum." Haklısın dedim ve gülümsemeye çalıştım sıradan çıkarken. Yan hizamda kalıyordu ve sınıfın çıkışına doğru yürüyorduk. Acaba yavaş mı yürümeliydim daha çok vakit geçirelim diye yoksa insan gibi mi olmalıydım? " mesele özel mi?" Dur bir dakika kahkaha atmalıyım! Mesele sensin! " biraz dedektifçiliğe heves ediyor bu sıralar işte, bilirsin" güldü. Baya da güzel güldü. Bir erkeğin gülünce benden daha güzel olması o an biraz koydu.  " veriler ne yönde?" İlla diyor ki hadi naz yapma söyle gitsin! " veriler... Bence bir yönde oldukları falan yok, Egemenin saçma sapan kuruntularından biri bu da." Gülmeye çalıştım.

Kuş MezarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin