Bölüm 4

94 71 34
                                    




Ertesi sabah Ömer le karşılaşmamızı merak ediyordum. Neyse ki devamını duymamıştı konuşmanın ve daha fazla rezil olmamıştım.

Dersten sonra yanıma geldi. " dün bir sorun olmadı değil mi?" " nasıl bir sorun?" diye sordum. " bizi birlikte gördü, bahsetmiştin biraz meraklı diye, sorun çıkmadı umarım." Yine anlamsızca yürüyorduk. " ortada sorun çıkacak bir şey yok, yani hayır." Deyip gülümsedim. " katı birine benzemiyor aslında." " dengeli biri olduğunu söyleyemem. Ama iyi yanları var sanırım kız arkadaşı olduğuna göre" güldüm. " kız arkadaşı varsa seni daha iyi anlayacaktır." " ama ben onu hiç anlayamayacağım." Yine güldüm, çünkü ben malım. " bir gün mutlaka anlayacaksın" dedi ve asil olabilecek bir şekilde gülümsedi. O an dediğini anlamamıştım ama o gece bu konuşma bir an aklımdan geçti ve sevinç naraları atarak yataktan doğrulup kafamı üst ranzaya çarptım. O günden beri 2. katta kalıyorum.

Günler birbirini kovalayadursun – benim gözler Ömer i- sınıftan bir kız yanıma gelip ummadığım bir konuşma yaptı.

"hayat güzel mi Kumru?" " sana da merhaba Cansu" terslemek ruhumda var kardeşim!

" eh, güzeldir tabi, Ömer i gördüğümüz mü var hep seninle birlikte." Sonra kumrunun neden kalbi sıkışıyor?

" zorla mı tutuyorum yanımda? Bizi kaç kere yalnız gördün, rica etsem sayar mısın? Arkadaşlarına sadık kal ki onlarda seni topluca yaptıkları şeylere çağırsınlar." "senden dost nasihati alacak değilim." Elim belime gidiyor bense onu tutuyordum. O el bele giderse ikinci durağı Cansu'nun saçları olacaktı. – hiç kavga etmemiş birine göre iddialı bir kalıp oldu, kabul ediyorum.- " bence dinlesen iyi olur, yaban ellerde dışlanmayı kaldıramaz senin küçük kapasiten." Yılların birikimi dilime doluyordu. Kimse bana bulaşmamıştı bu yüzden kavga edememiştim. Zaten Egemen'de sadece bu yüzden harikaydı sürekli karışıyordu ve kavga ediyorduk, evet.

Gülümsedi uyuz, " yalnız değilim merak etme, kardeşim Yasemin var benim yanımda." Kumru mort olduğunu çaktırma. Çaktırma güzelim. Kız Yasemin' in kankasıymış, tınlamıyor gibi yap. " sonuç ne Cansu? Nereye varıyoruz?" sesini yükseltti. " gündüz Ömer! Gece Egemen! Güzeldir diyorum şekerim! Yönünü belli et." Dişlerimi sıktım. Nefesimin sıklaşmasına engel olmaya çalışıyordum. " Yasemin mi söyletti bunları?" sakin kalmam gerekiyordu. O dediğini yanına bırakmazdım ama şimdi sağlığımı riske atamazdım, sakin olmalıydım! " Egemen in sana yakın davranmasından etkilendiğin bal gibi ortada. O kadar yakın bir akrabalığınız olmadığını da biliyorum. Ya kahramanına veda et ya da Harry Potter'ına." Bir alkış sesi yankılandı sınıfta. Dönüp baktığımda Ömer bizi izliyordu kapıdan. " bu mudur kumru? Böyle mi gerçekten?" Cansu güldü ve yürüyüp gitti. Gözlerim doldu sinirden ama ağlama huyum yoktu. Sınıftaki diğer birkaç kişi ağzı açık bizi izliyordu. "Ömer" diyebildim anca. Başımı iki yana salladım.
" hayır,dur bi." "tebrikler kumru" dedi ve dudaklarını bastırarak gitti.

Neler olmuştu? Cansu – kaos prensesimiz- ortalığı birbirine katıp gitmişti. İzin vermiştim sanırım. Sakin kalmak için mücadele ederken o beni yerle bir edip Ömer e rezil etmişti. Peki ya Ömer? İnanmış mıydı? Cansu'nun söyledikleri çok aşağılıktı. Ama Ömer in yargısız infazı da pek yerinde değildi.

Egemen neden bana zarar veriyordu? O gereksiz Yasemin'e neler anlatıyordu da Yasemin beni kıskanıyordu. Hayır, daha önemli bir soru vardı: Egemen ona karşı bir şeyler hissettiğimden mi şüpheleniyordu? Evet, tam da öyle! Bu yüzden Ömer konusunu açıp beni dışarıda birilerine yönlendirmeye çalışmıştı. Bu adiceydi. Ne zamandan beridir böyle düşünüyordu? Ben kendi içsel savaşımda bile saçmaladığımı kabul etmişken Egemen nasıl oluyordu da beni kardeşlik çizgimizi aşmış olarak görüyordu? Pekâlâ, öz kardeş ya da kuzen değiliz. Ama yıllarca neredeyse aynı ev içinde büyümek birbirimizin başkalarına karşı bakış açısına tanık olmak, zaaflarımızı bilmek, tüm bunlar zaten ihtimalleri köreltiyordu. Benimle ilgisi yoktu bu tamamen onun kuruntusuydu. Yanlış bir cümle kurmamıştım, fazla yakın bir harekette bulunmamıştım, şüphe etmesi gerekecek bir durum yoktu benden yana. Kız arkadaşlarından hoşlanmıyor oluşumsa bunu ona düşündüren kendisi azılı bir âşıktı o zaman bana yaptıklarına bakacak olursak!

Kafamda milyonlarca düşünce hızla beyin kıvrımlarımı dümdüz ederken kalbimde kopan fırtınayı dindirmeye çalışıyordum. Cansu'ya az tepki vermem beni bile endişelendiriyordu.

Birkaç dakika daha olduğum yerde saplandıktan sonra beni durduran şeyi anlayabilmiştim: Hayal kırıklığı. Egemen beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Son 1 yılda onunla geçirdiğim her anı şüpheyle düşünmeye başladım. Güvenim sarsılmıştı. Ben onun yanında iyi hissederken onun benim ona karşı lanet olası duygular beslediğimi düşünmesi o kadar derine saplanmıştı ki içimde, aptal gibi hissediyordum.

Üstelik beni Ömer'e teşvik etmesi! Bu büyük bir hakaretti. En çok sevdiğim 5 insandan biri olarak haddini çok aşmıştı. Gözümde yerle bir olmuştu sanki. Rezil olmak, Ömer in beni yanlış anlaması... Bunlar telafi edilebilirdi belki ama Egemen in küçük hesapları onun bile boyunu aşacak büyüklükte dalgalar yaratmıştı.

Kendimi dinlemenin bir yararı yoktu. Sessiz kalamazdım, bu yapıma aykırıydı! İnsanlık tarihi boyunca öfkenin insanı beslemesi gerçek bir gerekçe gibi gelmemişti ama insanın içi yanınca öfke onun savaş mekanizması olabilirdi, bunu tarihe yazabilirdim.

Şaşalı bir giriş olmasa da kantine girip çantamı rastgele bir masaya attım. Minik gürültüm bakışların bana  çevrilmesine yol açtı. Egemen ve hayatımın anlamı Yasemin arkadaşlarıyla bilardo masasını çevrelemişti. Fark etmediler gülüşmelerinden. Egemen i kolundan çektim " biraz baksana sen" birkaç adım geriye çektim. Yaseminin gözleri Egemen i tuttuğum elime kaydı. Gülüşmeleri dindi. Egemen in gözlerinde en son o lise sona giderken gördüğüm alaycı, küçümseyen, umursamaz ifade vardı. Kalbim daha da hızlı çarpıyordu. Yanımda olan biri biraz kulak kesilse duyabilirdi. Hiç bu kadar sıkıştığını hatırlamıyordum, genelde bu kısımda Egemen in koluna yığılmış olurdum. Bu benim için yeni bir rekordu.

"ne var?" dedi. Yasemin in yanındaki ilk konuşmamızdı. Her şey gözümde daha da çirkinleşiyordu. Yasemin gelip koluna dolandı Egemen in. " yine ne derdin var?" " senin suçun yok Yasemin, seninle derdim de yok benim, karışma biz Egemenle çözelim." Gözlerim Egemen e kitlenmişti. "biz mi dedin sen? Siz diye bir şey yok bunu artık kabul et!" Allah'ım seçerek yolluyor. Kız güzel diye katlanıyor galiba Egemen bu aptallığa.

Egemen söze girdi. " Yasemin sen dur, derdimiz neymiş anlatsın bakalım önce." Soğuktu. Çok soğuk, sesi buz gibiydi. "sen nasıl bir adamsın?" diye girdim lafa. Son noktadaydım!

"nasılmışım?" " kötüsün! Aptalsın! İlgilenilen olmak için insanları harcıyorsun!" Yasemin dik dik bakıyordu. " haddini aşma, Egemen bir şey yapsana sustur şunu!" avuçlarım terliyordu. " şu dediğin insan Egemen in hayatında kim, haberin var mı?" Egemen susuyordu. Ben onun yerine de bağırıyordum sanki. " sen onun hayatında o kadar da önemli değilsin, bunu anlayabilecek misin?" " Egemen susma! Neler saçmaladıysan şimdi doğruları söyle artık! Uydurma hikâyelerin bana zarar veriyor farkında değil misin?"

" kumru yeter artık!" Yasemin gözle görülür bir şekilde korktu ve kolunu bırakıp geriye çekildi. " yeter olan ne? Ne yaptım yetecek kadar!" "rezil oluyoruz, sus artık!" " bu hale getiren sensin! Yasemin'in arkadaşı beni sınıfımda paraladı resmen, senin yüzünde hem de!" Egemen Yasemin'e baktı. "doğru mu?" Yasemin kedi gibi pıstığı yerden kekeleyerek cevap verdi. " be-ben bizim için yaptım. Sen diyemiyordun bende seni yükten kurtarmak istedim canım!" canın batsın.

Sinir katsayım artıyordu. Egemen bana döndü tekrar. "ben söylemedim gelip seninle konuşmasını. Ama etkili bir konuşma olmuş anlaşılan." " yük olarak mı gördün beni? O küçük beynin de bana ayırdığın kısım bu mu yani! Sen gerçekten kötü birisin! Biz beraber büyüdük nasıl seni sevdiğimi düşünürsün! Ömer'i dâhil etmek nerden çıktı peki?" elimi savurarak konuşma kısmına geçmiştim. Onun oturaklı duruşu sanki haklıymış izlenimini veriyordu. Tepki veren tek kişi bendim!

"kumru ben bunu seninle sakince konuşacaktım, Yasemin beni düşünerek bir şey yapmış şuan daha fazla büyütme." Hayal kırıklığı yoktu artık, duygular daha da karmaşık daha da tozlaşmış gibiydi. Parmağımı yüzüne tuttum. " sen tam bir zavallı-" cümlemi bitiremeden bileğimden tuttu. "kız arkadaşımın yanında o elini bana öyle sallayamazsın." Nefes alamıyordum sanırım. Hayat içinde cehennemdi bu. Bir daha istesem de o kadar öfkelenemezdim. Güven, sevgi, bağlılık, mutluluk, inanç, merhamet... Egemen e dair her şey adım adım karalanıyordu zihnimde.

Kuş MezarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin