MEDYA: M
Gözlerim büyürken siyah maskenin içindeki yeşil gözlerine hayran kalmıştım.
Bir bezi ağzıma dayadı. Nefesimi tutabildiğim kadar tuttum. Kitaplarda, dizilerde ve filmlerde bunu yapmayanlara aşırı kıl oluyordum.
Nefesimi tuttuğumdan başıma ağrı girmesinin yanında gözüm karardı...
***
Gözümü açtığımda loş bir ortamdaydım ve ne hareket edebiliyor, ne de konuşabiliyordum ama omzumdaki sarı saçları fark etmiştim.Arkamda M olduğunu düşündüğüm kişi elleriyle kafamı arkaya yasladı ve dudağıma kısa bir öpücük kondurdu. Nayır, ilk öpücüğüm böyle olamazdı
-Yeşilçam Lisesine gittiği ni gadanda belli-
Yüzünü zar zor ayırt edebildiğim kişinin gözlerinden M olduğunu anladım. Gülümsedi. Dışardan "Şu kız psikopat" deseler inanmayacağım kadar masumane bir yüzü vardı.
Arkamdan ayrılıp önüme geçti. Eğilip yanağımı okşadı "Günaydın tatlım"
Tatlım bu hayatta en nefret ettiğim kelimeydi. Çünkü annemde bana tatlım derdi. Yüzüme ekşitti
"Ne kadar iğrenç bir kelime"
Sonra gülümseyip "Günaydın birtanem daha iyi"
Anlamıyorum, ona zarar verebilceğimi falan mı düşündü? Yoksa felç falan mı oldum?
Elini yanağımdan çekip, doğruldu ve ışığı biraz daha açtı
"Şimdi diyeceksin, Neden M beni buraya getirdi? Neden hareket edemiyor yada konuşamıyorum? Nerdeyim?"
"En baştan başlayayım: Neden seni buraya getirdim?:
Seninle sonsuza dek beraber olmak istiyorum Adaş, ve beraber olcağımız yer de burası"Tamam olalım, olmasına da niye burası, niye?
"İkinci olarak neden hareket edemiyor, konuşamıyorsun? Kaçabilceğini düşündüm ve sana iğne saplamaktan başka çarem yoktu"
Hani bir sorsaydın, belki kaçmayacağım
"Üçüncü olarak: Nerdesin? Burası benim evim bu gördüğün minnak yer giriş kısmı gibi birşey"
Tekerlekli sandalyede oturuyordum. Beni bir odaya sürükledi. Oda, aşırı büyüktü, her yerinde televizyon vardı ve televizyondan çok kumanda varmış gibi duruyordu.
Bir güneş gözlüğünü yüzüme takıp, odanın ışıklarını kapattı. Kumandalardan bir kaçını eline alıp televizyonları çalıştırdı
"Gördüğün gibi burası vaktimin çoğunu geçirdiğim oda. Seni burdan izliyordum"
Tabi bine yakın televizyon birden açıldığı için niye güneş gözlüğü taktırdığını anladım
Tekrar beni bir odaya daha götürdü. Anti-Işık hastalağı mı var bu kızın? Varsa ilk M'de görünen bir hastalık
O değilde burası bok gibi kokuyor
"Bu görüntüyü pek görmek isteyeciğini sanmıyorum ama..."
Bir anda ışıkları açtı. Karşımda kanlı insanlar görünce kendimi kusmamak için zor tuttum
Psikopat bir şekilde güldü
"Ya sana aşık olurlarsa düşüncesiyle, okulundaki bütün kızları kaçırıp doğradım"
Bu ne sayko bir düşünce şeklidir? Sadece Merve aşık olmuştu bana
Başka bir odaya sürükledi. Işığı açınca anladım full benim resimlerime dolu bir odaydı.
"Yiaaa en sevdiğim oda burası"
O değilde benim felçliğimin etkisi geçtikten sonra topuklamam lazım burdan
Diğer bir oda ise yatak odasıydı ama yine her yer benim fotoğraflarım ve resimlerime doluydu.
Duvarın üstündeki Zeren ♡Adaş yazısını gördüm. Benim gibi garip bir ismi vardı.
"Sana bu kutuyu göstermezsem olmaz..."
Elindeki kutunun içini açtı
"Bu ilkokul, buda ortaokul forman,
Bu kola şişesinin içi bugüne kadar senin içtiğin kolaların toplayabildiğim kadar topladığım açma halkaları,
Eskimiş diş fırçaların,
Bu poşedin içinde saçların var, gidip berberden çoraladım
Bu minik kutuda da diş tellerin..."
Kutunun içinden çıkan şeylere hayretle bakarken, içinden yeni zımbırtılarımı çıkarıyordu. Diş telimi almış lan diş teli
Vay anasını yıllardır böyle bir sapığım varmışta haberim yokmuş
Kutunun içindekiler bitince kutuyu kaldırdı ve nedense sürekli bana acınası bakıyordu.
Bir odaya girdik, sandalye ve minimum kesici aletlerle dolu küçük bir odaydı
"Evet bu odada kurbanları kesip biçtiğim yer"
Ne kadar da açık sözlü. Tuvaleti, bayoyu ve mutfağı gösterdi.
Ardından gözümü ilk açtığım giriş kısmına geldik. Karşıma bir sandalye çekti ve saatine baktı
"Hmm, yaklaşık bir saatlik etkisi kaldı bu iğnenin"
***
Valla korkuyom, bir saattir yüzüme gülümseyerek bakıyor. Kızın içinden Benjemin Bennet çıktı. Kolumun hafif kıpırdadığını hissetim. Ses denemesi için
"Aaa kolum kıpırdıyor" Yılın Flash Tv ödülü Adaş'a verilir
Gülümsedi ve ayağı kalktı.
O değil de duvar kağıtlarını yeni fark ediyorum, bütün mesaşlarım duvara baskı olarak basılmış. Aralarında Tarık'la mesajlarımız'da var
İçerden döner bıçağı ile geldi. "Sakin ol Zeren, Şeytan saplatır bak"
Yüzündeki bütün masumluğu yok etti ve psikopatça güldü "Zeren? Zeren benim takma adım. Annem, babam ve ben dışında kimse gerçek adımı bilmiyor ve de bunlara sende dahilsin Adaş"
Yanıma gelip bıçağı göğsümün üstünde tuttu
- Sakin ol, sevdiğin çoğu öldüremezsin değil mi
- Ama eğer seni öldürmezsem beni bırakıcaksın
- Seni asla bırakmayacağım
Gözlerinden akan yaşlarla bağırmaya başladı
- Hayır! Ailemde aynısını söylerdi ve beni başka insanlara sattılar sende onlar gibi beni bırakacaksın
- Söz veriyorum bırakmayacağım, ailenin seni başka insanlara satmasının verdiği duyguyu çok iyi biliyorum ve tüm dürüstlüğümle söylüyorum seni bırakmayacağım
Elindeki bıçak yere düştü
- Yalan söylüyorsun!
Oturduğum yerden kalkıp, ona sımsıkı sarıldım. Göz yaşları bütün omzumu ıslatmıştı. Aslında göğsümü çünkü galiba 1.60 boyu var. Saçlarını okşarken kulağıma fısıldadı
"Seni seviyorum, Adaş"
"Bende seni..."
"Rüya"
"Seni seviyorum, Rüya"
Çoh duygulandım len. Neyse her wattpad kitabının yorumuna "Bende istiyorum" yazanlar, hadi, hadi bunada yazın sjsjsjs
Hikayeyi bitirdim (Demesem bilmicektiniz) ama ikisininde geçmişini anlatan bir özel bölüm gelecek.
![](https://img.wattpad.com/cover/117185970-288-k408105.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANDERE //Texting//
Short Story"Gün gelecek ve sen sonsuza dek benim olacaksin, anlıyor musun?... Sonsuza dek ayrılmayacağız... Sonsuza dek..." Bu arada ismi Yandere ama animeyle alakası yok