'Sana ihtiyacım Var'

6 1 0
                                    

Genç kız nefesini tutmuştu. Boğazında bir düğüm oluşmuştu. Kafasını geri çekmek istiyordu ama o komutu bir türlü beynine gönderemiyordu.

Genç adam kafasını geri çekti ve kızın gözlerine baktı. Genç kız sertçe yutkundu.

Genç kız yere baktı ama adamın ela  gözlerine bakmak istiyordu. Bunu yapmadı. Genç adam arkasını dönüp kapıdan çıktı. Genç kız kapıyı kapattı. Banyoya girip kesik koluna baktı. Canı yanıyordu. Kan kurumuştu. Kolunu lavabonun içine koyup musluğu açtı. Kesiğe değen soğuk suyla irkildi. Canı acımış mıydı ? Evet.
Genç adama küfürler yağdırırken ordan burdan bulduğu bezlerle yarayı kapattı. Mutfağa gidip dolaptan süt aldı. Kutuyu açıp içmeye başladı. İçe içe odasına girdi. Yere düşen bıçağı aldı. Kanı üzerindeydi. Aldığı kağıt peçeteyle kanı sildi. Kutusunun içine özenle yerleştirdi.

Bitirdiği süt kutusunu yatağının kenarına bırakıp yatağına uzandı. Genç adamı düşündü. Ela gözlerini...
Pekte umrunda değildi aslında.

Yatağında sağa sola dönüp durdu. Şuan yapabileceği en güzel ve tek seçenek uyumaktı. Gözlerini kapadı.

Uyandığında hava kapalıydı. Güneş daha yeni yeni doğuyordu. Ama hava yine kapalıydı. Bugünde yağmurluydu. Kız lanet etti yapmuru sevmezdi. Kız yatağından kalkıp banyoya girdi. Küvete girip suyu ayarladı. Üzerinde ki kıyafetlerden kurtulup küvetin içine girdi. Suyu vücuduna tuttu. Saçlarından biraz gezdirip saçlarını şampuanladı. Saçlarını iyice köpürttükten sonra durulamaya başladı. Açıkçası suyun altına girmeyi pek sevmezdi. Hızlıca kendini durulayıp çıktı. Havluyla kurulanıp yeni giysiler giydi. Yeniden mutfağa gidip süt kutusu daha aldı. İçe içe odasına girdi. Mp3'ünü kulağına taktı. Yaptığı playlisti çaldırdı. Bitirdiği süt kutusunu kenara bıraktı. Hayatı genelde böyleydi. Süt içer, hiç istemesede suyun altına girer, mp3 dinler ve uyurdu. Gelen yabancı onun düzenini bozmuştu.

Genç kızın çalıştırdığı playlisti bitince yataktan kalktı. Penceresine yaklaşıp dışarıya baktı. Saatin şuanda kaç olduğunu kestiremiyordu. Üzerine ince bir hırka alıp evden çıktı.

Bodrum katında ki bisikletini alıp evin dışına koydu. Bisikletine binip gezmeye başladı. Karşıyaka'da hava yine yağmurluydu. Sahile doğru bisiklet sürdü. Sahilin yakınlarında ki bir esnafta saat vardı. Kız bisikletinden inip esnafın yanına gitti. Genç kız bileğine dokunup saatin kaç olduğunu sordu.

"Saati mi soruyon bacım ?"

Genç kız kafasını salladı.

"7.56 bacım."

Genç kız kafa sallayıp bisikletini sürükleye sürükleye bir banka oturdu. Deniz olduğundan daha dalgalıydı. Genç kız bunu sevmemişti. Dalgalı bir deniz...

Banktan kalktı denize biraz yaklaştı. Dalga o kadar sert vuruyordu ki kayalıklara kızın üzerine bile tuzlu su gelmişti. Genç kızın dudağına deniz suyu gelince kız silmek yerine diliyle dudaklarını yaladı. Ağzına uzun uzun zaman sonra farklı bir tat girmişti. O sadece süt içen birisiydi. Su ihtiyacını banyoya girdiğin de ağzına giren sularla karşılıyordu. Bu tat ona tuhaf gelmişti. Denizden uzaklaşıp banka geri oturdu. Toprak kokusunu içine çekti. Toprak kokusuna bayılırdı.
Uzun uzun çekti içine toprak kokusunu. O sırada önüne bir çocuk çıktı. Elinde küçük bir termos vardı. Genç kıza bakıp
"Abla vereyim mi bi bardak için ısınır ?"dedi
Genç kız cevap vermedi. O çay içmezdi. Açıkcası o hiç bir şey yemez ve içmezdi. Sadece süt içerdi. Genç kız hayır anlamında kaşlarını kaldırdı.
"Abla için ısınsın vereyim."diye ısrar etti çocuk.
Genç kız çocuğu incelemeye başladı. Terlikleri yırtık pantonu ve eski bir paltosu vardı. Genç kızın içi acıdı. O soğuk bir insan olabilirdi. Ya da insanlarla iletişim kurmayan anti sosyal biriside olabilirdi ama vicdansız değildi..

Taş gibi bir kalbi olsada içinde minicik minnacık bi vicdan vardı. Çocuğa tamam anlamında başını salladı. İçiceğinden değildi sadece çayı alıp parasını verdi. Çocuk yanından uzaklaşınca kızda banktan kalktı. Bisikletini sürüklemeye başladı. Biraz ileri de buzdolabı magneti satan bir esnafın tezgahına çayı bırakıp hiçbir şey söylemeyip ordan uzaklaştı. Zaten söyleyemezdi de...

Genç kız evine girdi. Buzdolabından bir kutu süt alıp odasına girdi. Yatağına oturup sütü içmeye başladı. Her gün 2 litreye yakın süt tüketirdi. Nadir hastalanırdı. Aslında eskiden her şeyi yerdi. Ama dediğim gibi eskiden...

Bitirdiği süt kutusunu mutfakta ki çöpe atıp oturma odasına girdi. Tüplü televizyonu açtı ve televizyon izlemeye başladı. Aslında televizyon izlemeyi de sevmezdi. Tuhaf alışkanlıkları vardı mesela arabaya bindiği zaman asla öne oturmazdı.

Televizyondan sinyal gidince televizyonu kapatıp odasına gitti. Mp3'ünü alıp yatağına yattı. En sevdiği Sıla şarkısını açıp dinlemeye başladı.

Aslında böyle bir kızdan cazz ya da metal dinlemesini beklerdiniz demi ?
ama o sadece Sıla'nın sarkılarını dinliyordu.

Şarkının sözleri bi kere anlamlı geliyordu ona. Özellikle de 'muhbir' şarkısında ki 'konuşanlara özeniyorum' kısmı. Genç kız bu sözün nefes alan haliydi. Genç kız asla pozitif biri olamadı ne geçmişte ne de şuan. Zaten geçmişi o kadar iyi değildi. Aslında iyi bir ailesi güzel bir okulu vardı ama işler her zaman yolunda gitmiyordu. Genç kız aslında intihar etmeyi de düşünmüştü ve bunu denemişti de ama genç kız mazoşist değildi. Canını yakmayı sevmiyordu. Sıradan bir insandı. Basit bir insan. Fazla basit. Müzik bitince kulaklığı kulağından çıkarıp mp3'ü yatağında bıraktı. Biranda aklına yer eden düşüncelere baktı. Yabancıyı düşündü unuttuğunu zannetmişti ama yine aklına gelmişti. Özelliklede mavi gözleri... Genç kız en son böyle bir duyguyu liseye yeni başladığında hissetmişti. Ne ergenlikti ama...

Neyse ki ergenlik dönemi bitmişti ve gerçek hayatı fark edebilmişti. Aslında hayat onun için asla toz bembe olmamıştı. Bu saatten sonrada olamazdı zaten.

Genç kız yeniden yatağın içine girdi ve uyumaya çalıştı.

5 Gün sonra

Genç kız 5 gün boyunca farklı hiçbir şey yapmamıştı. Sahile yürümüş mp3 dinlemiş ve bol miktarda süt tüketmişti.

Bugün yine erkenden kalktı. Üzerine hırka geçirip dışarı çıktı. Sahile doğru yürümeye başladı. O gün kızın içi huzursuzdu. Ağlamak istiyordu ve ağladıda bir banka oturup sebebini bilmeden ağlamaya başladı. Genç kız neden böyle olduğunu bilmiyordu. Ağlamasının bir sebebi yoktu. Kız banktan kalktı evine doğru yürümeye başladı. Şuan küçük bir kız çocuğundan farksızdı. Ellerini gözlerie götürüp gözlerini sildi.

O sırada birine çarptı. Direk olabilirdi ama çarptığı her neyse direk kadar sert değildi. Ellerini gözlerinden indirdi. Çarptığı kişiye baktı. Yeşil montu ve kahverengi botları...
Çarptığı kişi Azad'dı Genç kız uzun bir ara sonra Azad'ın gözlerinin içine baktı. Sol eliyle kızın dağılan kâhküllerini düzeltti.

"Sana ihtiyacım var."

~

Bölüm sonu

Yıldızı okşar mısınız ? 💙😘

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 23, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Can Kırıklarımdan Kesitler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin