'Mabedime hoşgeldin Bulut'

12 3 0
                                    

Genç kız sahile doğru yürüdü. Rastgele bir banka oturup denizi seyretti. Genç kız insan sesi azalınca buraya gelir bir bankta vakit öldürür ve şansı varsa yağmur yağmadan eve girerdi...

Dışarıdan bile belli oluyordu bir derdi olduğu. Anlatsa geçerdi belkide... Ama o dinlemeyi seviyordu. Genç kız rüzgara aldırmadan sahile biraz daha yaklaştı. Bugün Karşıyaka sessizdi. Genç kız bunu da çok severdi, sessizliği... Deniz dalgalıydı bugün. Martılar hüzünlü, balıklar çaresizdi. Mevsimlerden sonbahar'dı. Genç kız her yerin kahverengi oluşuna bayılırdı ama yağmurdan nefret ederdi. Pencerenin önüne geçip uzun uzun seyrederdi düşen yağmur tanelerini. Genç kıza göre her düşen yağmur tanesi aslında intihar ediyordu. Kurumuş dudakları uzun zaman sonra ilk kez tebessüm etmişti. Genç kız ellerini paltosunun cebine koyup evine doğru yürümeye başladı. Evinin sokağı girerken arkasından hızla gelen bir erkek, genç kıza çarptı. Erkek arkasına bile bakmadan koşarken kız dengesini sağlayamyıp yere düşmüştü. Elleri çok acıyordu kızın, ama hiç bir şey olmamış gibi kalkıp yürümeye devam etti. Ona çarpan erkeğin sadece kahverengi botlarını ve yeşil montunu görmüştü. Elleri yanıyordu kızın. Ellerini ağzına götürüp ellerini üfledi. Bu onu biraz daha yatıştırmıştı.

Genç kız kendi evine girip ellerini yıkadı. Dolaptan aldığı süt kutusunu kafasına dike dike salona geçti. Pencerenin önüne oturdu. Dışarıda dolaşan insanları seyrediyordu. Üzerlerine düşen yağmur tanelerini... Bitirdiği süt kutusunu ayaklarının dibine bıraktı. Pencerenin önünde kaşifçilik oynamaya devam ederken tanıdık bir siluet dikkatini çekti. Kahverengi botlar yeşil mont... Bu o diye düşündü. Onunla nedenini bilmeden konuşmak istiyordu ve bu duygusunu bastırmamıştı. Onunla konuşacaktı. Ona yetişmek için evden hızla çıktı. Arkasından koşmaya başladı. Bağıramıyordu zaten... Ona yetişip kolundan tutup kendine çevirdi. Genç adam şaşkın şaşkın kız bakarken kız parmağıyla onu işaret edip ellerinin içinde ki yarayı gösterdi.

"Konuşsan daha iyi anlaşabilirdik."dedi genç adam.

Kız yeniden yaralarını gösterdi. Düşmüş gibi yapıp ona kendini hatırlatmaya çalıştı.

"Bak bu sessiz sinemacılık oyununu ben hiç sevmedim. Konuşmayı denesen."dedi genç adam.

Adamın bilememesi, genç kızı sinirlendirmişti.

Genç adam, kızın omzuna iki kere hafifçe vurdu.

"Tek mi yaşıyorsun?"diye sordu Genç adam.
Kız sadece kafa salladı.

"Cidden konuşmamakta ısrarlı mısın?"dedi bu sefer genç adam.

Genç kız hiçbir şey yapmadı.

"Peki bir kaç günlüğüne sende kalabilir miyim? Kalacak yerim yokta"

Genç kız ne cevap vereceğini bilmiyordu. Hayır deyip arkasını dönüp gitmek istiyordu.

Genç kız kafasını hayır şeklinde salladı.

"Lütfen. Bak sana dokunmam bile. Bir odada dururum sadece. Kalacak bir yer bulana kadar izin ver sende kalayım."

Genç kız yeniden başını salladı.

"Lütfen. Sadece bir kaç gün sonra söz gidicem."

Genç kız arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Lütfen şuan da sana ihtiyacım var!"diye bağırdı arkasından.

Genç kız durdu. Bir zamanlar ona ihtiyacı olan ailesi geldi aklına. Uzun zaman sonra ona ihtiyacı olan bir insan çıkmıştı karşısına.

Genç kız, adama döndü ve eliyle gelmesini işaret etti. Genç adam gülümsedi. Genç kıza yetişmek için koştu. Genç kızıla birlikte eve girdiler.Genç kız ona kalcağı yeri gösterip odadan çıktı. Kapıyı kapatıp odasını kitledi. Kağıt kalem alıp onun kapısının önüne oturdu kağıda "Adın ne?"yazıp kapının altından kalemi ve kağıdı gönderdi. Kağıt hemen geri geldi. "Azad"
Kız hemen yeni soru yazdı. "Kaç yaşındasın?"
Kağıdı kapının altından geçirip cevap gelmesini bekledi. Kağıt kendisine geri dönünce kağıdı eline aldı. "23"
Genç kız yeni bir kağıt çıkarıp yazmaya başladı. "Kimden kaçıyordun?"
Kapının altından kağıdı uzattı. Cevap gecikmedi.
"Ne alakası var şimdi?"
Genç kız yeni bir not yazmadı mutfağa gidip yeni bir süt kutusu aldı içe içe odasına girdi. Mp3 çalarını kulağına takıp müzik dinlemeye başladı. Diğer odada ki yabancıyı düşündü. Hiç tanımadığı birine evine almıştı. Bu yanlıştı. İçtiği süt pakedini masasının üzerine koydu. Odasından çıkıp yabancının kapısının önüne geldi. Kağıtlardan bir tane alıp yeni bir not yazdı. "Süt ister misin?"
Cevap gecikmedi.
"Başka bir şey yokmu?"
Genç kız eline kalemi alıp yazdı.
"Yok sadece süt var!"yazıp gönderdi.
Genç kız sinirlenmişti. Cevap kendisine geldiğinde kağıdı hırsla alıp okumaya başladı.
"Yok istemem. Konuşmamakta ısrarlı mısın?"
Genç kız kalemi dişlerinin arasından çıkarıp yazmaya başladı.
"Üzgünüm :("
Kağıdı kapıdan geçirip cevap gelmesini bekledi. Yıllar ona beklemeyi öğretmişti. Sıkılmadan bekleyebilirdi.
Kağıt geri geldiğinde eline alıp okudu. "Peki sessiz kız, adın ne?"
Yeni tanıdığı birine adını söylemek ne kadar mantıklıydı bilmiyordu... Genç kız triplerine girmesine de gerek yoktu aslına. Sonuçta bir kaç gün sonra gidecekti. Belki de bir kaç yıl içinden hafızasından silenecekti. Genç kız bir kağıda çok kez yazı yazdı. Ama hepsinin üzerini karaladı. Aslında ismini yazması bu kadar zor olmamalıydı. Kalemi eline alıp kağıda usulca ismini fısıldadı. Kağıdı kapının altından geçirip bekledi. Genç adam kağıdı alıp okudu. "Adım, Ceylan."
Genç adam sinirliydi. Genç kızın konuşamamasına sinirliydi... Yoksa gerçekten konuşamıyormuydu. Genç adam kağıda yeni bir yazı yazıp kapının altından gönderdi.

Genç kız kağıdı alıp okudu. "Adın, güzelmiş."
Genç kız tebessüm etti. İlk defa biri adını beğenmişti.
Bir yabancıya kanının ısındığını hissetmişti. Kapıda hızla bir yazı daha yazıp kapının altından Genç adama uzattı. Genç adam kağıdı alıp okudu.

"Mabedime Hoşgeldin, Azad"

Can Kırıklarımdan Kesitler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin