İyi okumalar
Multimedia : Demir
ÇöplükhaneAytaç beni sınıfta görünce gel işareti yaptı Ulaş hocanın dersinde dışarıya çıkmak o kadar cesaretim yoktu ki başımı olumsuz anlamda salladım. O da sınıfa geldi Demirle aramıza oturdu. Kalemimi alıp deftere birşeyler yazmaya başladı.
'Çok acil konuşmamız lazım' bende kalemi aldım 'bu hocanın dersinde dışarıya çıkarsam bırakır' yüzüne üzgün üzgün bakmayıda ihmal etmemiştim.
'Ama Aral'ın başı belada' evet nur topu gibi bir sorun daha çok güzel ya
'çıkalım o zaman Aral için ama başka bir şey söylersen ölümün benim elimden olur' tam kalkacaktım Demir önce Aytaç'ı sonra da beni oturtturdu.
"Gökyüzü gerçekten bir yıl daha okumak mı istiyorsun? " ah sanırım haklı ama Aral
"Hayır ama " hoca derse başlamıştı yarısına gelmiştik bile sadece 5 dakika sonra bitireceğine adım gibi emindim.
"Arkadaş sadece 5 dakika daha bekleyebilir bence değil mi? " Aytaç'a sinirli bakışlarını göndermişti.
"Tamam beklerim " oh be"Evet arkadaşlar bugünlük burada dersimiz son buldu diğer dersimde hazırlıklı gelin " dedi ve gitti klasik Ulaş hoca işte
Aytaç ayağa kalmış beni de peşinde sürüklemişti.
"Ne oldu Aral'a " daha fazla bekleyemezdim.
"Aslında Aral'a birşey olmadı ben senden cevap almak için geldim " ne cevabı ortada soru işareti mi vardı ki neden ben göremiyordum?
"Ne cevabı benim jeton 16 köşeli " söylediğim bu şeyle kahkaha attı."O gün Haydar seni Aral için kaçırmadı ne için kaçırdı senin yüzünden... " dedi ve sustu.
"Bak Aytaç o gün arabada herşeyi anlatacaktım ama Aral susturdu sende vardın " gözlerinin içine bakarak konuşmuştum.
"Hah işte telefonunu aradım bir kız açtı burda olduğunu öğrenince konuşmak istedim " telefonum of yine odada unutmuşum.
"O gün annemin ve babamın adını söyledi bunlar senin annen ve baban mı dediler bende cevap vermemiştim " tuhaf tuhaf bakmaya başladı.
"Ne iş yapıyorlar ki? " ne iş yaparlarsa yapsınlar onlara neydi ki
"Annem savcı babam diplomat ya neden ki Aytaç ben çok korkuyorum " ya onlara birşey yaparlarsa
"Korkma tamam mı ben korurum seni " bana birşey yapamazlar ki
"Ben kendimden korkmuyorum ki annemlere birşey yaparlarsa " ellerini saçlarının içine geçirdi.
"Yapamazlar çünkü seni kaçırdılar yani annelerin nerede olduğunu bilmiyorlar " oha evet bulamazlar ki"Ama o gün Aralla korece konuştuk anlarlarsa " bu söylediğimede kahkahayla karşılık verdi.
"Onların ingilizcesi yok ingilizce konuştunuz sanmışlardır merak etme " tam gidecekti ki durdu.
"Burnun kanıyor " of yine mi başladı.
"Evet dünden sonra narinleşti sabahta kapı çarpınca kanamaması kaçınılmaz oldu. " kaşlarını çattı.
"Dün ne oldu ki? " Aral biliyordu demek ki unutmuştu.
"Aral'ın yüzüne yumruk gelmesin diye önüne atladım o da burnuma geldi işte " cebinden peçete çıkartıp verdi.
"Al sil ben şimdilik gidiyorum ha bu arada Aral'a yanına geldiğimi söylemezsin değil mi? " tebessüm ettim.
"Hayır git hadi " dersim bittiğine göre bende gidebilirdim sınıfa dönüp çantamı aldım. Yurda doğru yürümeye başladım
Sakin sakin yürüyordum ben ne güzel arkadan biri 'Gökyüzü' diye bağırdı.
Kim olduğuna bakmadan durdum.
"Yıldız ne var merak etme Şimşek'e söylemem " tabikide söylerim kardeşimin nasıl biriyle beraber olduğunu bilmesi gerekti.
"Hayır Şimşek'e söylersen söyle o benim sadece arkadaşım biz Şimşekle çıkmıyoruz Bulut abi yanlış anladı Gizem benim en yakın arkadaşım onunla birlikte sinemaya gitmiştik o sırada Bulut abi ve Şimşek geldi Gizem de Şimşek'i seviyordu bunların arasını yapmaya çalışıyordum işte yanlış anlaşılmadan itibaren " matıklı mı değil hem saçma sapan konuşmuştu bildiğin uydurma
"Ben sana mı inanyım abime mi onun için kaybol işim gücüm var benim " birşey söylemesine fırsat vermeden gittim.
Yurda geldim telefonumu alıp geri gitmek için yola düştüm en sonunda çalışma odamıza gelmiştim sadece Aral vardı.
"Aral konuşabilir miyiz? " herşeyi ona da anlatmam lazımdı.
"Hayır çalışalım " ama benim ödevim vardı onun için erken geldim ya
"Erken farkındasın değil mi? " kafa salladı.
"Evet konuş hadi " konuşma tarzına bak şunun ya
"Ödevim var yardım et " önce ödev
"Neymiş o " ay bu çocuk çıldırtıyor beni
"Bir tane odayı dizayn edeceğim ama evin içindeki oda olması lazım hocam biraz çatlak ta " düşünür gibi yaptı.
"Bizim ev var ama biraz dağınık " olsun ev evdir ama onun yaşadığı ev"Olur yani sorun olmaz değil mi? " ellerimden tutup çekiştirmeye başladı.
Taksiye bindik Aral ön koltuğa oturdu bana da arka kaldı tabi
"Oo gençler nereye böyle " anam bu Aytaç'tı taksiydi bu kafam allak bullak oldu.
"Oğlum işsiz mi kaldın? " Aral dalga geçiyordu.
"He mal he işsiz kaldım benim yerime Haydar'ın adamıyla karşılacaktınız " inanmıyorum bunlar iyice delirmişti."Yuh ama ya " bu ses benden çıkmıştı evet evet benden
"Oğlum yeme beni lan " Aral dalgaya vuruyordu ama Aytaç çok ciddiydi."Neyse hadi nereye gidiyordunuz böyle " Aral'ın evine
"Infinite'nin evine " ay hepsinin birlikte kaldığı eve mi çok dağnıktır be neyse bunu bulduğuna şükür et Gökyüzü sus bakayım.
"Ne yapacaksınız ki" çok mu meraklıydı ya da arkadaşını bu kadar mı çok seviyordu?
"Ödevi varmış " en sonunda evin önine gelip durduk.Yeşilliklerle düzülmüştü ve rengi maviydi gökyüzünün mavisinden
İçeriye girdiğimde her yer her yerdeydi salondaki masanın üzerinde cips çöpü, kola çöpü, boş bira şişesi daha da fazla çöp vardı.
"Burası bildiğin çöplükhane ya " diye isyan bayrağını çekmiştim.
"Hah işte bak kız bile söylüyor oğlum bir kere de temizleyin şu evinizi ya menajerinizi yeni yeni anlıyorum size az bile yapıyor günde bir kere temizlikçi göndermesi mucize ben olsaydım göndermezdim " bunlar tartışırken salondan yukarıya çıkan merdivenle üst sağ köşedeki odaya girdim çok düzgündü sadece yerde mavi t-short vardı masanın üzerinde ise kendisi ve annesinin olduğunu düşündüğüm biri vardı masanın diğer ucunda ise Aras ve annesi olduğunu düşündüğüm kadın vardı.
Bu odayı dizayn edeceğim önceki halini çektim Aral'ın yardımına ihtiyacım vardı onun için Aral'ı çağırdım yatakların yerini değiştirdim yan yana olan yatakları karşılıklı yaptım bir tane masa olduğu için ortaya koydum masanın üzerine abajuru yerleştirdim küçük komidinleri yatakların yanına koydurdum komidinin üzerine ise anneleriyle olan resimleri yerleştirdim ortaya da halı attım bilgisayarlarınıda masanın köşelerine koydum perdeleriyse Mert abinin odasındaki gece mavili gökyüzülü perdeyi alıp taktırdım ve tamam işim bitti.
"Gökyüzü bitsin artık ne olur canım çıktı valla bak " Aytaç isyan bayrağını çekip yere attı kendini
Aral ise söyleniyordu.
"Kızım ben bu odayı hiç beğenmedim sen bir de iç mimar mı olacaksın? " gıcık benim gibi güzel dizayn edebilecek birini tanımıyorum bir kere tamam mı?
"Normal şartlarda bunun için, para almam lazımdı ama" dedim gülerek"Haa " diye tuhaf bir ses çıkardı.
"Haydi gidelim " Aytaç'ı kaldırdı gidecektik durdurdum.
"Resim ve video çekmem lazım " hemen telefonumu çıkarttım önce resim sonra video çektim müziğine de karar vermiştim bilgisayardan düzeltirdim.
"Haydi saat 5 tüm suçu sana atarım lider sana kızar ben karışmam " omuz silktim.
Arabaya bindik 5 dakika sonraysa çalışma odasına gelmiştik.
2 saate yakın çalışmıştık bugün daha iyi olduğumu söylemişti Mert abi yapabilirdim hem biz çıkış yapardık hem de onlar konser verebilirlerdi bir taşla iki kuş.
Çantamı alıp çıkacaktım ki Aral beklememi söyledi.
"Burnun kanamış nasılsın " Aytaç'a bak sen nasıl satmış
"Evet ya kanadı ama iyiyim " dokunduğum da kanıyordu sadece iyi birşeydi değil mi?
"Ya şeyi merak ettim sen o gün nasıl anladın beni " ne neyi neden anlamayım ki
"Yani korece konuştum ya " tebessüm ettim.
"Bana kore manyağı derler seni ilk gördüğümde oha koreli demedim değil, yani az buçuk anlıyorum ama çok konuşamam " kafasını salladı."Hadi git yarın görüşürüz " dedi ve gitti bende arkasından iniyordum bir el ağzımı kapattı...
************************************
Bölüm sonu diğer bölümde görüşmek üzere kısa oldu ama zar zor yetiştirdim diğer bölümler uzun olacaktır neyse gittim ben kendinize iyi bakın. 😊😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOL ANAHTARIM
Novela JuvenilYıllardan beri hayalini kurduğum şey gerçekleşiyordu. Evet üniversitesiye dereceyle girmiş olabilirdim ama benim hayalim ne iç mimarlık ne de başka birşeydi benim hayalim sadece şarkı söylemekti...