BARIŞTIKK

497 26 18
                                    

Multide: Elena var

Marina'nın ağzından:

Karşımda şuan bana bakarak gülümsüyordu. O an ondan bir kez daha nefret ettim. Bana yaklaşmaya başladığında kalbim şiddetli bir şekilde atmaya başladı korktuğumu hissediyordum fakat belli etmeyecektim. Bunları düşünürken aramızda 1m kaldı ve konuşmaya başladı:

- Artık benden korkuyor musun? Neden sadece karnımı doyurdum değil mi? Sonuçta beslenmem gerek KURBANLARLA!

Sanırım o bunları söylerken kalbimin atış seslerini dışardan duyulduğunu bile hissettim. Bende korkmadığımı belli ederek ona cevap verdim:

-Senden korkmuyorum!!!

-Bunu derken bile korkuyorsun öyle değil mi? Gittikçe delirmeye başlıycaksın seninle oyun oynayacağım. Aklını kaybedeceksin sevdiklerini elinden bir bir alacağım. Özellikle Cameron'u acı çektirerek alacağım . Az kaldı TİK TAK TİK TAK!!!

Bunları derken ardından bir kahkaha atıp ortadan yok oldu. Gözlerimden yaşlar süzülürken kapı çaldı. Korkarak kapıyı açtım. Neyseki gelen teyzemdi boynuna atlayıp ona sıkıca sarıldım.  Hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Teyzeme olanları anlatsam sanırım benim deli olduğumu düşünecek. O yüzden sadece Cameron'un annesine olanları anlattım  tabi ki el izini atlayarak.

Akşam saat 8'di telefonumu alıp Cameron'a mesaj attım.

Kime: Yakın arkadaşım
(bana öyle değince bende sevdiceğimden vazgeçtim)

"İyi misin?"

Anında cevap geldi.

"Sence?"

"Pekii o zaman. İyi olmaya çalış"

"Sence herşey düzelicek mi?"

"Tabiki düzelicek sen inan, o zaman herşey çok iyi olucak."

"😥🙂"

Telefonu kapatıp komidinimin üstüne koydum. Gerçekten Cameron'u çok iyi anlıyordum. Bende aynı duyguyu yaşadım ve çokta kolay bir süreç değil. Keşke yakın zamanlarda onu mutlu edecek bir haber gelse...

Ertesi gün üniversiteye büyük ihtimalle Cameron gelmeyecekti. Ama öyle olmadı. Gelmişti. Hatta arabasıyla beni evin önünde bekliyordu. Şaşırmıştım. Demekki erkekler böyle hassas konularda daha erken ayağa kalkıyorlar.

"Günaydın. Bugün gelmeyeceksin zannettim ama-"

Sözümün bitmesine izin vermeden.

"Ama burdayım dimi? Tabiki çok üzgünüm ama bu Üniversiteye gelmemezlik yapmam. Üzüntümü içimde saklarım ben boşver."

Aslında doğru söylüyordu. Mesela ben annemin öldüğü ilk haftalar salya sümük ağlıyordum. Derslerime girmiyordum. Okula gitmiyordum. Galiba bu biraz yanlış olmuştu.

Okula geldiğimizde giriş kapısının önünde Kumsal'ı gördük. İkimizde şaşırmış bir şekilde ona bakarken bize eliyle'gelin' işareti yaptı pardon pardon yani 'gel' demeliydim onun yanına gidince beni görmezden konuşmaya başladı:

-Cameron seninle bir şeyler konuşmam lazım belki tekrar biz oluruz ne dersin?

-Seninle konuşucak ne olabilir ? Alışveriş yapmaya gelmediğim için bir ton laf söyledin bunu bu kadar büyüten biri nasıl uff neyse boşver kime anlatıyorsam. Gel Marina biz artık gidelim burada bir işimiz kalmadı.

Beni elimden tutup nerdeyse sürüklemeye başlamıştı. Elimi sertçe çekip ona baktım ve gözlerinde karmakarışık olmuş duyguları gördüm: Üzüntü,nefret,kin,özlem. O an içim parçalandı resmen ve bir anda konuşmaya başladı.

Ölü BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin