Aç olduğumdan mı yoksa Mark güzel yemek yaptığından mı bilmiyorum ama kabul etmeliyim ki 2 gün aç bırakılmış bir ayı gibi- doğru.
Masanın toplanmasına yardım ettikten sonra salona geçtim. Chica yanıma geldi. Fakat bu sefer dili dışarda bana bakıyodu. Kafasını okşadım. Tam kafamı kaldırdım ki Amy'nin elinde laptopla beraber bana baktığını gördüm. Ben de kafamı eğip Chica'yla ilgilenmeye devam ettim.
O sırada Mark salona girdi.
"Leb, Amy. Ben Team Edge ile challenge videosu çekiyor olacağım. Leb bir isteğin olursa Amy'e söyleyebilirsin."
"Tabii." Dedi tatlı bir sesle Amy.
Ben de kafamı salladım. Söyleyebileceğimi pek sanmıyorum ama itiraz edemem.
Ve bu arada Team Edge mi dedi o? Kendi videoları güzel ama kendilerinden nefret ediyorum. Gerçekten videolarını izleseniz -Markla olanları - Mark'ı kullandıklarını anlarsınız. Her challenge videosunda Mark'ı eziyorlar. Ve Markla beraber video çektikleri için insanlar onlarıda izlemeye başlıyor. BU TAMAMEN HAK YEMEK! SİNİRİM MARK YÜZÜNDEN DEĞİL! BAŞKA BİRİ DE OLSA AYNI ŞEKİLDE SİNİRLENİRİM.
O sırada Chica'nın bana garip bi şekilde baktığını fark ettim. Sinirimi yüzüme vurmuşum. Kendimi toparladım ve gülümsedim.
~~~
Bir 40 dakika sonra Mark, Matthias ve diğerleri falan içeri girdiler işte. Sorun şu ki Mark'ın üstü tamamen ıslaktı. Diğerlerinden ise sadece Brian mıydı? Zencimsi olan azıcık ıslaktı o kadar.
Amy güldü. "Mark naptınız bu sefer?" diye sordu.
Markda gülerek yanıtladı. "Alkol gözlükleriyle dank tank (Türkçesini bilmiyorum ._.)." Ve gülerek devam etti. "Ve o kadar dönme yüzünden bir tane bile tutturamadım. Ama onlar alışkın sanırım."
Bence seni yine kandırdılar Mark.
"Biz videoyu editlemeye çıkıyoruz. Yarım saate burada olurum." Dedi Mark.
Amy de tamamcasına bir işaret yaptı.
-Zaman Atlaması :3-
Yüzümde bir köpek nefesi ve yalamalarla gözlerimi açtım. Ve kucağımda Chica'yı buldum. Bende ona sarılmışım ama ne zaman oldu bu bilmiyorum. Ama açıkcası böyle pofuduk tüylerle sıcak sıcak yatmak güzel.
Doğrulduğumu görünce Chica kucağımdan atladı. Ve bu sefer bacağıma tutundu. Dili dışarıda bir şekilde bana baktı. Ben de etrafıma baktım. Amy hala karşımda, bilgisayardaydı. Ve gülümsüyordu. Daha doğrusu kıkırdamamaya çalışıyor gibiydi. Diğer koltuktada Mark yatmış, telefondaydı.
Ve şimdi fark ettim. 2 gündür banyo yapmıyorum. Acilen banyoya girmem lazım. Marka sordum. "Mark, banyoyu kullanabilir miyim?"
Mark ise bana baktı. "Neden soruyorsun ki?"
Bunu evet olarak kabul ettim ve üst kata çıktım. Banyoya girdim ve fark ettim ki. Benim yanımda hiçbir şey yok. Ne bornozum var, ne şampuanım var, ne de banyodan sonra giyebileceğim kıyafet. Ve aşağı geri indim.
"Ne oldu?" Diye sordu Mark.
"Yanımda hiçbir şey yok." Diye cevap verdim.
"Kıyafet mi?" Diye sordu yine.
"Her şey."
"Tamam benimle gel." Dedi ve üste çıkmaya başladı. Arkasından takip ettim. O sırada gözüm Amy'e kaydı. Kafasını bilgisayardan kaldırmamıştı bile. Garip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leb x Markiplier - Korean Kawaii
RomanceWelcome to sum cringy yaoi markiplier fanfiction. I will translate it. Someday. U can be jelaous fangirls. You should not read ;3 U can be jealous Ponçik. You should read ;3 U can be jelaous Bini. You should not read ;3 -Yaoi. -Homofobiksen veyatta...