Boybunny-kun Bak Medyaya. YAPTIM *^*
Leb'in Gözünden
Los Angels sokaklarında kayboldum. Neden mi? Sadece yanlış gezi otobüsüne bindim diye! Ama beni suçlayamazsınız hepsi aynıydı!
Herneyse. Bu Los Angels'ta ki 2. günüm, ve sanırım hayatımın son günü. Çünkü Amerika'nın en pahalı şehrinde parasız hayatta kalmaya çalışıyorum. Bana yemek verecek gönüllü birinin olduğunu bile sanmıyorum çünkü ben de olsam insanlara bana yemek verin diye bakan sırt çantalı birine yemek vermezdim. Niye mi? Bakışlarım korkutuyor.
Saat 13:44. Hava fazlasıyla sıcak. Açlık ve susuzluk - ve tabi parasızlık - başıma vuruyor. Yapacak başka bir şeyim yok. Bulduğum ilk eve gidip sahibinden beni içeri almasını isteyeceğim.
Gördüğüm ilk bahçeli eve koştum. Ve bahçesine girdiğim anda gördüğüm ilk şey sincaplar oldu. Yavaşça kapıya yöneldim. Ve kapıyı tıklatacakken karnımın açlığıma guruldamasına dayanamadım ve yere çöktüm - en azından daha inandırıcı olacaktı. -. Ve yavaşça kapıyı tıklattım. Ve kafamı eğdim. -Suriyeli Leb Cosplay bu arada-
Kapının açıldığını duyunca kafamın kaldırdım. Bana şaşırmış bir şekilde bakan biraz koreliye benzeyen bir adam gördüm. Aslında onu tanıyordum. Evet onu gerçekten tanıyordum. O Markiplier'dı. En sevdiğim, en çok izlediğim, en favori - ne - youtuberımdı.
"Yardım edebilir miyim?"
Sessizce gözlerim parlayarak fısıldadım.
"Markiplierr... *-*"
"Ah hadi ama. Sapık gibi evime gelmeyi bırakın zaten Pax-"
"Hayır lütfen durun! "
Derin bir nefes aldım ve konuşmaya devam ettim.
"Kayboldum, ve Amerikada yaşamadığım halde burada kayboldum. 2 gündür yiyecek bir şeyim yok ve sizden yardım istiyorum. Lütfen."
Mark acınası gözlerle baktı.
"Beni kandırmadığını umuyorum. Gel içeri."
İçeri girdiğimde büyülenmiş gibi baktım. Bu büyüyü yılan gibi bakan sarışın bir kız bozdu. Öyle bir bakışı vardi ki sanki 40 yıllık düşmanı evine girmiş gibiydi.
"Bu Amy. Kız arkadaşım."
"M-Merhaba? Amy."
"Amy bu da.."
"Leb."
"Leb."
"Ne kadar garip bir isim. Amerikalı falan değilsin anlaşılan. Neden burdasın peki? Niye geldin yani sebebi ne?"
Mark Amy'e sakin olmasını söyledi ve hikayeyi anlattı. Bu sefer Amy'nin bakışları dahada yılanlaştı. Ve açıkcası beni korkuttu.
Mark onu takip etmemi söyledi ve mutfağa geçtik. Dolaptan ton balığı ve bir kaç atıştırmalık bir şey çıkarttı.
"Sanırım buzdolabının bu kadar hızlı boşalmasının sebebini bilim adamları bile çözemeyecek." Dedi özür diler bir tavırla.
"Yine de teşekkür ederim." dedim gözlerine bakarak. Çekik olmayan çekik gözleri vardı.
"Afiyet olsun. Ben yatağını hazırlayayım."
"Mark lütfen bu kadar şeye gerek yok." dedim arkasından ton balığını açarken. -Not yazar ton balığını çok sever. Ona doğum gününde ton balıklı pasta alın ve onu zehirleyin.-
O sırada kafamı çevirdiğimde Amy'i gördüm. Ve yanındanda üstüme koşan sarı bir köpeği.
Çığlık atarak yukarı koşmaya çalıştım. Ta ki arkamdaki köpeğin üstüme atlamasıyla kafamı merdivenlere çarpana kadar.
Uyandığımda kendiminkine çok benzeyen bir odada buldum kendimi. Ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açınca merdivenleri gördüm ve kendi evimde olmadığını ve o kızın bir kabus olmadığını anladım. Çünkü benim evim tek katlı.
Merdivenlerden aşağıya indiğimde gördüğüm ilk şey köpeğin tekrar üstüme koşuşuydu. Neyseki Mark onu tuttu.
"Kötü Chica! İnsanların üstüne değil sadece benim üstüme atlayabilirsin."
Ve Chica da anlamış gibi Mark'ın üstüne atladı ve tişörtüne tutundu. Mark'ta kafasını okşadı.
Yanlarına geldiğimde sinsice gülen Amy'i görmemle Mark'a dönmem bir oldu.
"Geldiğin 5 dakikada bayılmayı nasıl başardın?"
"Uh.."
"Hâlâ aç mısın?"
"Evet biraz." Dedim masum bir surat ifadesiyle.
"Şanslısın bugün hepimiz beraber yiyoruz."
Mutlu olamamıştım. Çünkü Amy'nin bana yemekte de öyle bakacağını bilmek iştahımı şimdiden kaçırıyordu.
Ama bir de iyi yanından bakmaya karar verdim. Ve öyle yapmam iyi oldu.
Çünkü en sevdiğim youtuber hayatımı değiştirmenin ilk adımını atmıştı...
Hepinize merhaba yaoi severler ^-^
Lebiplier hayırlı uğurlu olsun hepimize - Ponçik ağla.
Kitabın bölümlerinin adlarını #1 #2 şeklinde yapıcam. Çünkü spoiler olmasını istemiyorum.
Smut olan bölümde örneğin #22 - Smut! yazacak. Yani merak etmeyin ^^
Sanırım hepsi bu kadar. Jack'in adını Jack olarak geçiricem. Sean'ı yazması kolayda okuyamıyorum amk. Hikayenin ön izlemesini yaparken her Sean × 30 + 1.5 dakika kaybetmemize gerek yok.
- And maybe i'll translate that story to English for English Yaoi Readers.
Hoşcakalın yaoi severler.
![](https://img.wattpad.com/cover/117231797-288-k915296.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leb x Markiplier - Korean Kawaii
عاطفيةWelcome to sum cringy yaoi markiplier fanfiction. I will translate it. Someday. U can be jelaous fangirls. You should not read ;3 U can be jealous Ponçik. You should read ;3 U can be jelaous Bini. You should not read ;3 -Yaoi. -Homofobiksen veyatta...