KAR'IN ÖLÜMÜ ~Düzenlemede~

"49.BÖLÜM KOLYE"

Eslina'nın ağzından:
  Kollarımı daha sıkı doldadım; Berk'in boynuna. Taburcu olmuştum. Ayaklarım hafif yandığı için yürüyemiyordum. Canım sevgilim de sağ olsun benim yorulmamı istemiyordu.

Evimiz onarılarına kadar annemgil teyzemgilde kalacaktı. Bende her ne kadar orda kalmak istesemde şuan sırtında olduğum öküz itiraz etmişti. Neymiş? Onda kalacakmışım. Hıh!

Berk'in evinin kapısına geldiğimiz de anahtarı mücadeleler vererek aldı ve kapıyı açtı. Abimin burda kaldığımdan haberi yoktu. Olursa biterdik!

Yavaşça beni yukarı çıkardı. Yol boyunca başını şişirmiştim. Ve beni ağzımı bantlamakla tehdit etmişti. Bir kere yaptığı için konuşmamaya çaba gösteriyordum. Beni yatağa bıraktı. Ve derin derin nefesler almaya başladı.

"Kızım sen ne kadar ağırsın ya! Valla taşıycam diye kemiklerim kırıldı!"
Ay! Yazık... Şaka şaka! Madem ağırım, abimde taşımak istemişti ama vermemişti. Ağzımı açtım. Ama kapattım. İnat değil mi? Konuşmayacağım!

Omuz silktim. Bana göz devirdi. Yanıma oturdu. Sarılmaya çalıştığında koluna vurdum. Birden inledi.

"N-ne oldu? Çok mu sert vurdum?"
Kafasını iki yana salladı. Yerinden kalkarak odadaki tuvalete girdi. Yerimden kalkacakken banyodan çıktı.

"Sakin ol! Bişey yok."
Kafamı salladım. Kollarını bana dolamasına izin verdim. Beni yatağa çekti. Beraber yatmaya başladık.

"Berk?"

"Hı?"
Kafasını saçlarıma doğru gömdüğü için sesi boğuk çıkmıştı.

"Benim uykum yok?"

"Benim var. O yüzden uyumak zorundasın."
Göz devirdim.

"Ama canım sıkıldı?"
Yüzünü birden kaldırdı.

"Ben yapıcak cok güzel şeyler biliyorum?"
Yüzündeki sırıtış hayra alemet değildi. Ağzına hafif bir şekilde vurdum.

"Napıyon kızım ya!"

''Söyleme öyle şeyler!"

"Kızardın mı sen? Bakıyim," çenemi hafif bir şekilde kaldırdı ve yüzümü incelemeye başladı. "Yok yok. Kırmızı değil bu. Mor mor."
Tekrardan göz devirdim. Bugünlerde ne kadar çok göz deviriyordum?

"Ben cidden sıkıldım Berk?"
Oturur pozisyona geldi. Bende aynı onun yaptığı gibi oturdum.

"Ne yapalım peki Eslina Hanım?"

"Imm" işaret parmağımı iki saniyede bir dudağıma vuruyordum. Aklıma bişey gelmişti. Munzurca sırıttım. "Hadi senin rehberindeki kızları silelim?"

"Ne? Hayır!"

"Ne demek hayır ya! Bugün o iş bi-te-cek!"
Derin bir nefes aldı.

"O zaman senin rehberindeki erkeklerde silinecek?"
Bir göz geçirdim durumumuza. Sonuçta onun rehberindeki bütün kızları silecektim.

"Kabul?"
Sağ elimi ona uzattım. O da sağ elini uzatıp elimi sıktı.

"Kabul."
Bağdaş kurdu ve benide belimden tutarak üstüne otutturdu. Bende onun bağdaş kurmuş ayaklarının üstünde bağdaş kurdum.

"Telefon?"

"İlk sen"

"Hayır Berk ya! İlk sen! Hadi!"
Ofladı ve elime telefonunu verdi. Şifresini bilmiyordum.

"Şifre?"

"Ver ben giriyim?"

"Söyle!"
Göz devirdi.